AYM ailelerin itirazını reddetti 2019-03-03 09:10:01   ŞIRNAK - Cizre’de 9 mahalle için alınan “riskli alan” kararı bütün hukuk yollarının tükenmesi ardından geçtiğimiz aylarda AYM'ye taşınmıştı. Aileler adına yapılan bireysel başvuru, itirazların "dayanaktan yoksun" olduğu gerekçesiyle reddedildi.   Bakanlar Kurulu, 1 Haziran 2016 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesine bağlı Kuştepe, Cudi, Sur, Dağkapı, Kale, Şah, Yafes, Alibey ve Nur mahallelerinde bulunan 483,13 hektarlık alanı, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunu’nun 2. ve ek 1. maddeleri doğrultusunda “riskli alan” olarak ilan etmişti. Bunun üzerine Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), belediye ve 14 aile, avukatları aracılığıyla kararın durdurulmasına ilişkin Danıştay 14’üncü Dairesi’ne başvuruda bulundu. Daha sonra İçişleri Bakanlığı tarafından belediyeye atanan kayyım, yapılan itirazı çekerken, 14 ailenin itirazı Danıştay 14. Dairesi tarafından karara bağlandı. İtirazı reddeden Danıştay 14. Daire, Bakanlar Kurulu’nun kararını “hukuka uygun” buldu.   Danıştay’ın 14. Dairesi, ayrıca avukatların karara karşı yaptığı temyiz başvurusunu da reddederken, avukatlar Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunmuştu. AYM, yapılan başvuruları da reddetti.   Temyiz başvurusu da reddedilmişti!   Danıştay, yasak sırasında evlerin 14 bin 183’ünün az hasarlı, 2 bin 564’ünün ağır hasarlı ve 145’inin tamamen yıkıldığını gerekçe göstererek kararı reddetti. Bu kararın ardından Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’na yapılan temyiz başvurusu da kısa bir süre sonra karara bağlanarak reddedildi. Kurul, Danıştay 14. Dairesi’nin karanının usul ve hukuka uygun olduğunu savunarak, itiraz dilekçesindeki temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığını iddia etti.   Mahkeme komisyonu tarafından gönderilen ret kararında şu ifadeler yer aldı:   “Adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia; Başvuruda ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delilerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkat alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyetin niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ve mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaları;  Başvuru, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru inceleme yetkisi kapsamında ve sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Başvuruya konu yargılama bir bütün olarak incelendiğinde bu haklar yönünden bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.   Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia; Başvuru, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru inceleme yetkisine girdiği ölçüde ve sunulan belgeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, Anayasa’da öngörülen temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin ihlal teşkil etmediği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkının, mahkemeye erişim hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiaları yönünden açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna… kesin olarak karar verildi.”