Beverly Ann Keen: Türkiye’nin kapıları İmralı ile barışa açılır 2019-02-25 09:06:45   Beritan Canözer   DİYARBAKIR - Uluslararası Barış Delegasyonu üyesi Beverly Ann Keen, açlık grevi eyleminin 110’uncu gününde olan Leyla Güven’in ve tutsakların taleplerini her yerde anlatacaklarını belirterek, "Bu ülkenin barışa açılan kapıları, İmralı kapılarının anahtarıyla açılır. Bunu Türkiye’nin ve aslında tüm dünyanın görmesi gerekiyor” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılarak aile, avukat görüşlerinin sağlanması talebiyle açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemi 110’uncu gününde sürüyor. Leyla ile aynı taleple cezaevlerinde ilk grubun başlattığı açlık grevi eylemi 72, HDP Hewlêr Temsilcisi Nasır Yağız'ın eylemi 97, Fransa'nın Strasbourg kentindeki 14 eylemcinin 71, Galler'de İmam Şiş'in 71, Maxmur'da İştar Meclisi Üyesi Fadile Tok'un eylemi 37, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP eski Hakkari Milletvekili Selma Irmak'ın eylemi ise 42’inci gününe girdi.   Uluslararası Barış Delegasyonu üyesi, insan hakları aktivisti ve akademisyen Beverly Ann Keen, Leyla Güven şahsında başlayan açlık grevi eylemlerini desteklediğini ve haklı bulduğunu belirtti. Arjanti’de yaşayan Beverly, ayrıca Latin Amerika’da da halkların sosyal ve ekonomik hakları için mücadele eden bir aktivist.   ‘Yaşananlar görmezden gelinemeyecek kadar göze batıyor’   Toplumların yaşadıklarını duyurabilmek adına barış delegasyonunda yer aldığını söyleyen Beverly, “Çünkü insanlar için mücadele etmek, haklarını savunmak iyi hissettiriyor. Tüm ülkelerde hak ihlalleri yaşanıyor ve bu ihlaller nedeniyle savaşlar çıkıyor” dedi. Türkiye’ye ve özellikle Diyarbakır’a yaşananları yerinde görmek ve dinlemek için geldiklerini ifade eden Beerly, yaşananların görmezden gelinemeyecek kadar göze batan durumda olduğunu aktardı.    ‘Bastırılan bir ses var’   Hak ihlallerine karşı bir ses olduğunu söyleyen Beerly, bu sesin iktidar tarafından bastırıldığını kaydetti. “Bizim burada olma amaçlarımızdan biri de bastırılan bu sesi duyurmaktır. Hem dayanışma için hem de tecridin kaldırılması için buraya geldik” diyen Beerly, İşkencenin Önlenmesi Avrupa Komitesi’ne (CPT), Avrupa Birliği’ne (AB), Avrupa Parlamentosu’na, NATO’ya ve Amerika’ya çağrıda bulundu.    ‘Acil hem de çok acil bir taleptir’   Türkiye’yi de var olan yasalarına uymaya çağıran Beerly, “Yasalarına uyması için Türkiye’ye derhal uyarıda bulunun. Leyla’nın ve tutsakların tek bir talebi var. O da bu insanlık dışı uygulamaların son bulması. Bunun için kendi yaşamlarını feda etmeye de hazırlar. Acil hem de çok acil bir taleptir. Biran önce bu talepler karşılanmalıdır” diye konuştu.    ‘Ölümler yaşanmadan talep kabul edilsin’   Uluslararası toplumun bir kenarda durup bu sistematik, illegal, hukuksuz uygulamayı görmezden gelmemesi gerektiğine vurgu yapan Beerly, “Haiti’de de son birkaç haftadır direnişler var. Onlar da Kürt halkı gibi kendi kaderini tayin etme, temel haklarına sahip olmayı talep ediyor. Bu haklar tüm milletlerin, toplumların sahip olması gereken haklardır. Haiti’deki insanlar da bu talepleri için direniyorlar ve henüz geçtiğimiz günlerde ben 2 arkadaşımı bu direnişlerde yitirdim. Bu nedenle Türkiye’ye ısrarla çağrıda bulunuyorum. Öcalan üzerindeki tecrit biran önce son bulmalıdır. Yurtdışında, cezaevlerinde yüzlerce insan taleplerinin kabul edilmesi için günlerdir açlık grevindeler ve ben onların ölmesini istemiyorum” ifadelerini kullandı.    ‘Her yerde Leyla’nın ve arkadaşlarının taleplerini anlatacağız’   Beerly, Leyla’nın yaşamını yitirmemesi için mücadele etmeleri gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Leyla’nın durumu kritik. Biz her yerde Leyla’nın ve arkadaşlarının taleplerini anlatacağız. Elimizden geleni yapacağız ama Türkiye’deki halklar da bu talebin meşruiyetini kabul etmeli ve Leyla’yı sahiplenmelidir. Görüyoruz ki tecrit Türkiye’yi savaşa sürüklemek dışında bir şeye yaramıyor. Bu ülkenin barışa açılan kapıları, İmralı kapılarının anahtarıyla açılır. Bunu Türkiye’nin ve aslında tüm dünyanın görmesi gerekiyor.”