Hanife Yıldız: Biz ölümüzü 24 yıldır toprağa veremedik 2019-02-23 13:54:16   İSTANBUL -  24 yıl önce bugün annesi Hanife Yıldız tarafından götürüldüğü Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'ne teslim edildikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Yıldız'ın annesi, "24 yıldır gözlerimizde yaş dinmiyor. Bir ölü en fazla bir hafta içerisinde toprağa verilir ama biz 24 yıldır toprağa veremedik, gidecek bir mezarımız olmadı” dedi.    Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 726'ncı haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, polis tarafından bir kez daha engellendi. Cumartesi Anneleri her hafta toplandıkları İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokak, polislerce ablukaya alınmasına rağmen bina önünde bir araya geldi. Üzerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyen Cumartesi Anneleri, ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını ve kırmızı karanfiller taşıdı. Bu haftaki eyleme HDP Milletvekilleri Hüda Kaya ile Zeynel Özen ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile çok sayıda kişi katıldı.    Galatasaray Meydanı'na karanfil bıraktı   Bu haftaki eylemde 23 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini soruldu. Eylem öncesi Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, Galatasaray Meydanı'na giderek, karanfil bıraktı.    Bu haftaki basın açıklaması metnini İHD Gözaltında Kayıplar Komisyonundan Sebla Arcan okudu. Sebla, açıklama öncesi 21 Şubat 2013'te yaşamını yitiren kayıp Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Ana'yı andı. "Murat Yıldız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz" diyen Sebla, gözaltında kaybetmenin resmi görev yapan kimseler tarafından ve bu sıfatlarına dayanılarak işlenmiş bir suç olduğunu dile getirdi. Sebla, "Bir devlet politikası olarak uygulandığı için hukuki süreçleri cezasızlıkla sonuçlanmaktadır. Çünkü devlet, ağır hak ihlallerinde suça maruz kalanlara 'etkili bir iç hukuk yoluna başvurma imkanı tanıma' yükümlülüğünü yerine getirmemektedir. Bizler, gözaltında kaybedilen insanlarımıza ve adalete ulaşma hakkı engellenenler, Türkiye’de başvuracak etkili bir makam bulamadığımız için 726 haftadır meydanlardayız, sokaklardayız. 726 haftadır devlet şiddetine ve bu şiddetin cezasız bırakılmasına karşı adalet talebimizi yükseltiyoruz" dedi.    ‘Haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz'   Taleplerini yerine getirmekle yükümlü olan iktidarın 27 haftadır taleplerinin mekanı olan Galatasaray’ı kendilerine hukuksuz bir biçimde yasaklayarak maruz kaldıkları ihlallere yeni ihlaller eklediğini kaydeden Sebla, demokrasi ve insan hakları açısından sicili bozuk tarihle yüzleşme ve hesaplaşma ısrarlarını kırmaya çalıştıklarının altını çizdi. Sebla, “Bugün bir kez daha altını çiziyoruz; haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.    Murat Yıldız'ın hikayesi anlatıldı   Sebla, 24 yıl önce bugün kaybedilen İzmir'in Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne teslim olan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Yıldız’ı kaybedilme hikayesini şu sözlerle dile getirdi: "19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başlandı. Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler 'Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak' dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu. Aradan 3 gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce emniyet yetkilileri, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini ama Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.”    ‘Tek çocuğu Murat’tan bir daha haber alamadı’   Anne Hanife’nin “Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?” itirazının karşılıksız kaldığını belirten Sebla, “Hanife Yıldız’ın tek çocuğu Murat’tan bir daha haber alınamadı. Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız'ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve polislere yalnızca 'görevi ihmalden günümüz parasıyla 1.18 kuruş para cezası verdi. Aynı mahkeme 2007 yılında da polislerin görevi ihmalden aldığı ceza ile ilgili davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdi” dedi.   ‘24 yıllık talebimizi tekrarlıyoruz’   İHD avukatı Gülseren Yoleri’nin, 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep ettiğini sözlerine ekleyen Sebla, “Açılan soruşturma iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan başvuru da reddedildi. Dava Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Hanife Yıldız tüm yasal yolları kullandı, her yerde oğlunu aradı ancak bugüne kadar Murat Yıldız’ın akıbetini açıklayacak faillerini yargılayacak etkinlikte bir soruşturma ve ceza adaletini sağlayacak bir yargılama yapılmadı. 24 yıllık talebimizi bir kez daha tekrarlıyoruz: Murat Yıldız dosyasında hakikat açığa çıkarılsın ve ceza adaleti sağlansın. Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.    'Oğlumun yaşamı, benim annelik hakkım elimden alındı'   Sebla’nın ardından Murat Yıldız ailesinin avukatı ve İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Murat Yıldız'ın dosyasına dair bilgi verdi.   Gülseren’in ardından konuşan Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız da oğlu Murat Yıldız'ı emniyete götürüp teslim ettiği zaman adalete çok güvendiğini ifade ederek, “Az bir ceza yiyecek ve çıkıp askere gidecek diye düşünmüştüm. Yani bir nevi bu ülkeye asker yetiştirmiştim. Ama oğlumun yaşamı, benim annelik hakkım elimden alındı" dedi. 24 yıldır sokaklarda adalet aradıklarını kaydeden Anne Hanife, "24 yıldır evlerimizde yas bitmiyor. 24 yıldır gözlerimizde yaş dinmiyor. Bir ölü en fazla bir hafta içerisinde toprağa verilir ama biz 24 yıldır toprağa veremedik, gidecek bir mezarımız olmadı. Oğluna mezar istemek bir anne için en zor şeydir. Bu ülkede adaletin kırıntısı değil, tozundan bile söz etmek mümkün değil" diye konuştu.    Hanife’nin ardından Berfo Ana'nın oğlu Cemil Kırbayır için kaleme aldığı şiiri, Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak tarafından okundu.    Berfo Kırbayır’ın kızı: Cumhurbaşkanı söz vermiştin   Son olarak konuşan Berfo Kırbayır’ın kızı Fatma Kırbayır Gülmez ise, "Annemi toprağa verirken Cumhurbaşkanı söz verdin. Neredesin? Benim kardeşim nerede? Cemil Kırbayır'ı da Kaşıkçı gibi yakıp, nereye attınız? Ben kardeşimi istiyorum. Anama söz verdim. Anamın mezarına gidemiyorum. 'Oğlumun mezarını bulmadan beni mezara koymayın' demişti. Kardeşim milletini seviyordu ama siz 'terörist' diye ilan ediyorsunuz. Sizin gibi ayrım yapmıyordu. Ne zaman sahip çıkacaksın Cumhurbaşkanı. Vicdanınız varsa bu anaların sorunlarını çözün, kayıplarımızı bulun. Meydanı bile bize çok gördünüz. Yeter analar ağlamasın" diye konuştu.