Tutsak yakınları: Olası ölümlerden ses çıkarmayan herkes sorumlu olacak 2019-02-23 09:05:22   İZMİR - Açlık grevleri başladığından bu yana cezaevi yönetimlerinin hem tutsaklara hem de kendilerine yönelik baskıları arttığını belirten aileler, "Dışarıda herkes direnmeli, ses çıkarmalı. Olası ölümlerden ses çıkarmayan herkesin sorumlu olacaktır" dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in açlık grevi eylemi 108’inci gününde. Leyla'nın ardından cezaevlerinde de yayılan eylemler, 300’ün üzerinde tutsağın katılımıyla sürüyor. Ege Bölgesi'nde bulunan Kırıklar, Şakran, Ödemiş, Manisa, Bandırma, Akhisar, Kepsut, Denizli ve Burhaniye cezaevlerinde, 8’i kadın toplam 59 kişi açlık grevinde.    Süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan Şakran Cezaevi'ndeki Roni Yavuz'un annesi Dilan Yavuz ve Kırıklar Cezaevi'nde dönüşümlü olarak açlık grevine giren Hayri Yıldırım'ın annesi Türkan Yıldırım, daha fazla ses çıkarılması ve taleplerin karşılanması çağrısı yaptı.    ‘Açlık grevine girenlere hücre cezaları veriliyor’   Türkan Yıldırım'ın oğlu Kırıklar F-2 Nolu, kardeşi Abdulbahri Yıldırım Şakran T-2 Nolu, kuzeni hasta tutsak Abdurrahman Yıldırım Şakran T-3 Cezaevi'nde bulunuyor. Abdulbahri Yıldırım ve Abdurrahman Yıldırım'ın 10'ar günlük açlık grevi direnişlerine katıldıklarını belirten Türkan, tutsakların tecrit kalkmadan açlık grevlerini bitirmeyeceklerini dile getirdi. Kırıklar Cezaevi'nde süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerinin 60'ıncı gününde olduğunu kaydeden Türkan, "Tutsaklarda ciddi bir baş ağrısı var, tansiyonları düşüyor ve 10 kiloya yakın kilo kaybı var. Cezaevlerinde keyfi uygulamalar var. Dönüşümlü açlık grevine girenlere hücre cezaları veriliyor. Kırıklar F-2 Nolu Cezaevi'nde kimisine hücre cezası, kimisine 1-2 aylık görüş cezası, ayakta sayım dayatması var" dedi.    ‘Tutsak yakınlarına psikolojik baskı yapılıyor’   Görüşe giden tutsak yakınlarının “yıldırma” politikasıyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Türkan, "Şakran'da çorap çıkarma, yoğun arama var. Kadınlara öncelik verdiklerini söylüyorlar ama aslında yaşlı annelerimiz saatlerce bekliyor arama sırasında. Görüş sırasında Şakran'da ışık kapatıldı, bir keresinde de alarm çalarak görüşü sabote ettiler. Bunların aslında psikolojik baskı olduğunu biliyoruz. Cezaevi yönetimleri, Adalet Bakanlığı’ndan emir alarak tutsaklara ikinci bir ceza veriyor" diye konuştu.    'Ölümlerden herkes sorumlu olacak'   Açlık grevlerinde gerçekleşecek olası bir ölümden ses çıkarmayan herkesin sorumlu olacağını belirten Türkan, "Bu mücadeleyi bırakmayacağız. Dışardaki herkes direnmeli. Ciddi bir korkutma politikası var. Herkes bir şey yapmak istiyor ama alanlara çıkarılmıyor. Sesleniyorum;  insanlar ölmesin cezaevlerinde ölümler yaşanmasın. Cezaevlerinde 1 kişi dahi ölse binlerce kişi var dışarıda. Kendimizi affetmeyiz. Biz de sorumluyuz. Cezaevleri önünde basın açıklamaları yapılmalı. Ses getirilmeli dışarıda" ifadelerini kullandı.    Şakran T-2 Nolu Cezaevi'nde bulunan Roni Yavuz'un annesi Dilan Yavuz da, açlık grevi başladığından bu yana tutsak yakınlarının da baskı altına alınmak istendiğini söyledi. İdare ile tutsakların sorun yaşadığını aktaran Dilan, "Tutsaklara görüşlerde ayakkabı çıkarma, sıkı arama, disiplin cezası gibi baskılar dayatılıyor" dedi.