21 Şubat Dünya Anadil Günü kutlandı: Toplumu ayakta tutan dildir 2019-02-20 18:46:39   DİYARBAKIR - MED-DER öncülüğünde 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında düzenlenen panele katılan konuşmacılar, bir toplumu ayakta tutan en önemli etkenin dil olduğunu vurguladı.   Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) öncülüğünde 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla panel düzenlendi. Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube’de düzenlenen panele, MED-DER Eşbaşkanı Mine Karakaş’ın yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları Hülya Alökmen Uyanık, Adnan Selçuk Mızraklı, Bağlar Belediye Eşbaşkan adayları Zübeyde Zümrüt, Zeyat Ceylan, HDP milletvekilleri, Kürt edebiyatçıları ile çok sayıda kişi katıldı.    Moderatörlüğünü Ömer Fidan’ın yaptığı panele, Tevgera Jinên Azad (TJA)  aktivisti Ayşe Gökhan, Yazar Ferhatê Dengızî ve Dil Bilimci Samî Tan konuşmacı olarak katıldı. Panelin yapıldığı salona ise, “Her Neteweyî bi Ziwanê xo estê (Her oluş kendi dili ile vardır” pankartı asıldı.   ‘Ana dilini bilen çocuk daha başarılı’   21 Şubat Dünya Anadil Bayramı’nın anlam ve önemine değinen Dil bilimci Samî Tan, konuşmasına katılımcıların Dünya Anadil Günü’nü kutlayarak başladı. Kürt dilinin en çok konuşulan diller arasında olduğunu vurgulayan Samî, anadilde kurumsallaşmanın önemli olduğunu ifade etti. Ana dilin özellikle çocuklar için önemli olduğunun altını çizen Samî, “Çocuklar dilediği kadar dil öğrenebilirler. Hatta eğitim dilinin dahi çok dilli olması gerek. Kürt dilinin özellikle çocuklarına öğretememe sıkıntısı en çok da batı illerinde yaşanıyor. Çünkü batı illerinde geçmişten bu yana devam eden baskı politikaları sürmekte ve ebeveynler çocuklarına dillerini öğretmekte tedirginler. Ama gerçek olan şu ki, çocukların kendi anadillerini öğrenmeleri kendileri için büyük öneme sahip. Anadilde eğitim gören çocuklar sosyal yaşamlarında daha başarılı oluyorlar” dedi.    ‘Peki kendi dilimizi ne zaman öğreneceğiz?’   Yazar Ferhatê  Dengızî de, anadilin önemine dikkat çekerek, asimilasyona maruz bırakılan çeşitli dünya dilleri konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti. Kürt diline yönelik asimilasyon politikalarına değinen Ferhatê, “Aileler ilkin ‘Arapça bilen cennete gider’ diyerek bizleri camilere Arapça öğretmeye gönderdiler. Daha sonra da dışlanmayalım ya da iş bulalım diye de Türkçe öğretmeye çalıştılar. Peki bizler kendi dillerimizi ne zaman öğreneceğiz?” diye sorarak, asimilasyona karşı mücadele çağrısında bulundu.    ‘Kadınlar dil üzerinden yok edilmeye çalışılıyor’   Daha sonra söz alan TJA aktivisti Ayşe Gökkan ise, konuşmasına PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı başlatılan açlık grevlerini selamlayarak başladı. Ardından TJA olarak anadilin korunması konusuna büyük önem verdiklerini belirten Ayşe, anadilin en çok da kadınlar tarafından muhafaza edilmesi gerektiğini dile getirdi. Kadınların dil üzerinden yok edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Ayşe, kadına dayatılan bu yok edilişin ise, dil mirasını tehdit ettiğini söyledi. Asimilasyon çalışmalarının ilk olarak dil ile başladığını kaydeden Ayşe, şöyle dedi: “İlk taleplerimiz, ilk sorunlarımızı ifade edişimiz dil üzerinden başlamıştır. Bu nedenle dil çok önemlidir. Kadınlar da dil üzerinden yok edilmeye çalışılıyor. Dili gözümüzde karartılar. Ama bizler TJA olarak anadil konusunu önemsiyoruz ve bu konuyla ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Kürdistan’da biliyoruz ki bir dil ölüyor. Öldürülmeye çalışılan dil mirasımızı koruyalım ve olabildiğince kendi dilimizle konuşalım ve yazalım.”    Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.