Dirayet Taşdemir: Yürüyüş faşizmin fotoğrafını çizdi 2019-02-17 15:12:17   ANKARA - HDP’li vekillerin tecridi kırmak amacıyla gerçekleştirdikleri yürüyüşte kadın vekillere yönelik saldırılara tepki gösteren HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir, “Yalanı bir sanat haline getiren, zorbalığı yönetim biçimi haline getiren bu iktidarın algı operasyonları karşısında geri adım atmayacağız” dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP)  Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir, gündemdeki son gelişmelere dair HDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.    Leyla Güven başta olmak üzere açlık grevinde olan yüzlerce kişinin hayatının risk altında olduğuna dikkat çeken Dirayet, “Açlık grevinde olan arkadaşlarımız savaşa, çözümsüzlük politikalarına karşı direniyorlar. İmralı tecridi, en somut en görünür olanıdır. Orada başlatılan sistem tüm ülkeye giydirilmeye çalışılıyor. Fikirlere, yaşamlara tecrit uygulanıyor. Bu AKP'nin yönetme biçimidir” dedi.    ‘Leyla Güven bir adres gösteriyor’   Leyla Güven'le yoldaşları olarak karanlığa, baskıya hayır demek için alanlarda olduklarını belirten Dirayet, “İmralı'da Sayın Öcalan'ın fikirlerine vurulan kilit aralandığında akan kanın durduğuna, sorunların tartışıldığına, Kürt sorununun demokratik çözümünün mümkün olduğuna hep birlikte tanıklık ettik. Leyla'nın çığlığı yaşam içindir, çözüm ve barış içindir. Leyla Güven hem Hakkari halkının iradesidir hem de bir kadın aktivisttir. Leyla Güven'in yaşam boyu yürüttüğü mücadelede edindiği deneyim ve politik öngörüsü tam da burada devreye girdi. Leyla Güven bu açlık greviyle bizlere bir adres gösteriyor. Sorunun nasıl çözüleceğini, muhatabının kim olduğunu ve nasıl bir mücadele yükseltilmesi gerektiğini bu grevle bir kez daha ortaya koydu” İfadelerini kullandı.    'Tecrit insanlık suçudur'   Tecridin insanlık suçu olduğunu ifade eden Dirayet, Leyla Güven’in iktidara kendi hukukuna uyma çağrısında bulunduğunu söyledi. Dirayet, “20 yıldır dönem dönem ‘koster bozuk’ dendi, dönem dönem avukat görüşleri yasaklandı, dönem dönem mücadele sonucunda görüşmeler oldu. Ama bu hukuksuzluk 20 yıldır devam ediyor. 5 Nisan'dan itibaren de mutlak tecride dönüşmüş durumda. Kendi hukukunu uygulamayan, suç işleyen bir iktidarla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.   'Milyonların talebi'   Tecridin kaldırılmasının toplumun talebi olduğuna vurgu yapan Dirayet, “Leyla Güven 102 gündür bu topluma, bu ülkenin demokrasisine inanan herkese bunu anlatmaya çalışıyor. Bu sadece Leyla Güven'in talebi değil. Milyonlarca insan tecridin kalkmasını istiyor ve bunun mücadelesini veriyor” dedi. Tecridin çözümsüzlüğün, sömürünün ve savaş politikalarının ismi haline geldiğini dile getiren Dirayet, “ Tecrit kırılmadıkça demokrasiden ve insanca yaşamdan söz etmek mümkün değildir. Özellikle AKP-MHP ittifakının savaş politikalarıyla milliyetçiliği pompaladığını, bunun zemininin de tecrit politikaları olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Buna karşı çıkılmadıkça bu sömürü sistemi değişemez. Leyla Güven ve arkadaşları buna itiraz etmektedir. Bizler HDP milletvekilleri olarak bu sömürü düzenine, bu savaş politikalarına karşı itirazımızı yükseltiyoruz. Bunun için alanlardaydık” dedi.    'Bu yürüyüşün kendisi faşizmin fotoğrafını çizdi'   Son 3 gündür HDP milletvekilleri olarak "Leyla'nın talebi talebimizdir" sloganıyla Iğdır'dan Kars'a, Hakkari'den Van’a ve bir çok ilde eşzamanlı yürüyüş başlattıklarını hatırlatan Dirayet,  Amed'de Leyla Güven'in evinin önünde bir açıklama yapmayı planladıklarını ancak,yürüyüşlerinin keyfi bir şekilde engellendiğini söyledi. Dirayet, “ İçişleri Bakanı talimatıyla partimiz, vekillerimiz hedef haline getirildi. Gittiğimiz her yerde hukuksuz bir şekilde ablukaya alındık. Vekillerimiz şiddete maruz kaldı. Kendi hukukunu uygulamayan, keyfi davranan bir pervasız yönetme biçimi ile karşı karşıya kaldık. Partimize ve vekillerimize yönelik talimat ile bir saldırı, şiddet konsepti gerçekleşti. Bu yürüyüşün kendisi bu ülkenin nasıl yönetildiğinin, faşizmin ülkenin temel politikası haline getirildiğinin de fotoğrafını çizdi” diye konuştu.    ‘Hesap soracağız" diyenler hesap vermeli’   Yandaş medyanın da pompalamasıyla HDP’li vekil Saliha Aydeniz’in hedef haline getirildiğine dikkat çeken Dirayet, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hesap soracağız, diyenlerin hesap vermesi gerekirken arkadaşımızı hedef haline getirdiler. Kimin kime saldırdığını elimizdeki bu görüntülerde görmek mümkün. Arkadaşımız orada oturuyor, etrafı abluka altına alınmış. Bilinçli bir şekilde arkadaşımızın saçlarını tutuyor polis. Arkadaşımız saçını kurtarmaya çalışıyor. Bu görüntü yalan ve manipülasyonun cevabıdır. Gerçek görüntüler burada saldırının nasıl pompalandığını, kimin şiddete uğradığını bu videoda görüyoruz. Yalanı bir sanat haline getiren, zorbalığı yönetim biçimi haline getiren bu iktidarın algı operasyonları karşısında geri adım atmayacağız. İçişleri Bakanı, başlattığı bu linç kampanyası karşısında partimize yönelik gelişecek herhangi bir olumsuz tutumdan sorumlu olduğunu söylemek istiyorum.”   ‘Beyannamemizin birilerini rahatsız etmesinden mutluyuz’   Kadın mücadelesinin iktidarın hedefinde olduğunu söyleyen Dirayet, 10 Şubat'ta Amed'de açıkladıkları seçim beyannamesine değindi. “Biz orada yeni dönem yol haritamızı paylaştık. Dedik ki ‘yerelimizi de kendimizi de biz kadınlar yöneteceğiz, yerel demokrasiyi kadınlarla beraber inşa edeceğiz’ bu söylem  birilerini rahatsız etti. Bundan mutluluk duyarız.”    'Diğer siyasi partilerin beyannamelerinde kadının adı yok'   HDP’nin  kadın partisi olduğunu ve bunun partileri adına kıvanç kaynağı olduğuna dikkat çeken Dirayet, “Bakın bütün siyasi partiler beyannamelerini açıkladılar. Bırakın kadın beyannamesini, kadın ismi bile geçmedi. Biz özgün bir kadın beyannamesi açıkladık, kadınların kendini yönetmesi, özgürleşme mücadelesini, büyüme kararlığını bir farklılık olarak ortaya koyduk. Biz 31 Mart seçimlerine de eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık sistemi ile giriyoruz. Biz biliyoruz ki eşit temsiliyetten, eşbaşkanlıktan, kadın mücadelesinden çok korkuyorlar. Onun için pervasızca saldırıyorlar. Kadın düşmanı politikanın mimarı olanların bize dair söyledikleri hiçbir sözün kıymeti yoktur. ‘Anadolu’dan Görünüm’ kafası ile kadın mücadelesine dil uzatmak kimsenin haddine değildir” dedi.   'Saldırmaları şaşırtıcı değil'   17 yıldır AKP iktidarında kadınlara, çocuklara ve hatta hayvanlara yönelik taciz tecavüz vakalarının kat be kat arttığını söyleyen Dirayet, “Ensar, Karaman ve Pozantı gerçeği ortada dururken, bunların hesabının verilmesi gerekirken kadın özgürlük mücadelesine saldırılması şaşırtıcı değildir. Bizler kadınlar olarak bu faşizm karşısında biat etmeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Korkmalılar, korksunlar çünkü kadınlar bu erkek egemen iktidarla mücadelesini sürdürecektir” İfadelerinde bulundu.    'Miligramlık hesaplarınızı çok iyi biliyoruz'   Seçim startı verildiğinden beri AKP’nin partilerine yönelik rehin alma politikalarını bir seçim stratejisi olarak uygulamaya başladığını, son olarak Ağrı'da belediye eşbaşkan adayı Yeliz Karaaslan’ın tutuklandığını söyleyen Dirayet, “Ağrı halkı sizin bu zulüm politikalarınız karşısında iradesinin yanında olacak. Kirli oyunlar çevirdiklerini, miligramlık hesaplar yaptıklarını çok iyi biliyoruz. En son Ağrı'da AKP kazansın diye MHP adayı geri çektirildi, eşbaşkan adayımız tutuklandı, bir gecede 55 arkadaşımız gözaltına alındı. Bu şunun ifadesidir: siz Ağrı'da kaybettiniz. Kaybetmenin önünü rehin alma politikalarıyla kesmeye çalışıyorsunuz. Ağrı halkı sizin şovmen politikanıza, kayyumcu zihniyetinize en büyük cevabı verecek. Kayyumlarınızı 31 Mart'ta sizlere iade edeceğiz. O mekanlar kadınların birlikte yönettiği dönüştürdüğü mekanlar olacak.”