Kapital-ataerki buluşması: 14 Şubat Sevgililer Günü 2019-02-14 09:11:21   İZMİR - Psikolog Duygu Öz, medyada kadın cinayetlerinin sebepleri olarak yansıtılan “kıskançlık, tutku, şehvet” gibi kavramların sevgi ile bağdaştırılamayacağını vurgulayarak, gerçek aşkın, sevginin, sınırların, mahremiyetin, onayın ve arzuların ortaya konması için kız ve erkek çocuklarla çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.    Kapitalist modernitenin “sevgi ve aşk”ı metaya dönüştürdüğü en önemli simgelerden biridir 14 Şubat Sevgililer Günü. Ayrıca, kadınlara sevgi ve methiyeler dizilip, hediyeler sere serpe verildiğinde şiddetin, kadın cinayetinin ve eşitsizliğin unutturulabileceği sanısını temsil eden günlerden. Alışveriş merkezlerinin dört gözle beklediği bu kar etme gününde, aşk ve sevgi sözcükleri hediye paketlerinin üzerini süslese de, bu ülkede her gün en az 5 kadının en yakınındaki erkek tarafından katledildiği gerçeğini kapatamıyor.    “Sevgi”nin böylesi şal şalı gösterilerle gözümüze sokulduğu bugünde flört şiddetini irdeleyelim dedik. Çünkü kadına yönelik şiddetin yüzde bin 400 arttığı Türkiye’de, en önemli şiddet türlerinden biri de örtük olarak yaşanan, oldukça önemli olduğu halde göz ardı edilen şiddet türüdür flört şiddeti. Peki flört şiddeti nedir? Flört şiddeti, bir kişinin partnerinden gördüğü fiziksel, cinsel, psikolojik, sosyal ve dijital şiddet içeren davranışlardır.    ‘Kadınlar aileler yüzünde flört şiddetini anlatamıyor’    Medyada kadın cinayetlerinin sebepleri olarak yansıtılan “kıskançlık, tutku, şehvet” gibi kavramların sevgi ile bağdaştırılamayacağını vurgulayan Psikolog Duygu Öz, hukuki bir birim olarak evliliğin aksine flört ilişkilerinde kadınların ailelere ifşa edilme korkusu ile şiddet sarmalı içine girdiklerini belirtti. Gerçek aşkın, sevginin, sınırların, mahremiyetin, onayın, arzuların ortaya konması için kız ve erkek çocuklarla çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizen Duygu, sadece okullar değil okul dışı her yaştan kadına ve erkeğe ulaşılmasının elzem olduğunu da ekledi.   ‘Aileler çocuklarla açık iletişim kurmalı’   Cinsel saldırı, sonra bununla tehdit etme ya da kadının ilişki içinde çekilen fotoğrafların ya da sırların ifşa edilmesiyle tehdit edilmesi ile korkunç boyutların yaşanabildiğini kaydeden Duygu, ailelerin açık bir iletişim kurması gerektiğine vurgu yaptı. Duygu, “Çocuklarına iyi bir şekilde yaklaşmak, cinsiyetçi bir şekilde yaklaşmama, yargılamamak gerekiyor. Gerçek ebeveynlik budur. Erkek çocuklar için de bu geçerli. Tahakkümü onun elinde tutmamak, karşısındakinin sınırlarına saygı duymasını öğretmek gerekir. Kız çocuğunu da güçlü bir şekilde yetiştirmek, sınırlarını tanımasını sağlamak, ‘hayır’larını ‘evet’lerini ortaya koyabilmesini sağlamak gerekir” diye konuştu.    ‘Çocuklara cinsellik eğitimi verilmeli’   Cinsellik eğitimlerinin öncelikle ilk ve orta kademelerinde verilmesi gerekirken, müfredatta yer almadığını söyleyen Duygu, “Cinsiyetçilikten uzak korkulan değil güçlendiren bir tarzda verilmesi gerekir. Karşı olduğumuz şey cinsel suçlar. Bunun eşitlik perspektifinden verilmesi gerekir. Sivil alanda bunu yapmak önemli” ifadelerini kullandı.   ‘Şiddetin sebebi eşit olmayan güç ilişkileri’   Şiddetin kaynağının eşit olmayan güç ilişkileri olduğunu ve flört şiddetine en çok LGBTİ+’ların maruz kaldığını aktaran Duygu, “Gücün kötüye kullanıldığı her yerde şiddet vardır. Bu bazen cinsiyet sebebiyle, bazen cinsel yönelim, cinsel kimlik, bazen sınıf, statü, bazen de etnik kimlikten kaynaklanabiliyor” dedi.    ‘Erkekler cesaretlendirilirken kadına yasak getiriliyor’    Sosyolog Yelda Şimşir de, modern çağla beraber ikili ilişkilerin evliliklerden önce başladığını belirterek, toplumsal cinsiyet rolleri veya cinsel sağlık bilgisinden uzak olunduğu için şiddetin ortaya çıktığını kaydetti. Toplumda erkekler flört konusunda cesaretlendirilirken kız çocukları için yasak olduğunu hatırlatan Yelda, şöyle dedi: “İktidar kadınların üzerindeki geleneksel rollerin devam etmesini istiyor ve daha özgürlükçü bir perspektifi olan kadınlar dışlanıyor, şiddete maruz kalıyor ve devlet koruması sağlanmıyor. Cezai uygulamalarda ciddi hak ihlalleri var.”   ‘Kadın hareketleri ciddi baskılar oluşturdu’   Son süreçlerde kız çocuklarının okullaşma oranlarının çok düştüğünü de dile getiren Yelda, tüm bu yaşananlar karşısında kadın örgütlerinin çok ciddi baskılar oluşturduğunu söyledi. Yelda, “Kadınlar bu günlere tırnakları ile kazıyarak geldi ve geri çekilmenin olmaması gerekiyor. Hükümet bunun farkında. Kadınlar haklarından asla vaz geçmeyecek ve kız çocuklarının haklarını da koruyacak” dedi.