‘Bizim için canlarından vazgeçiyorlar; nedir bu sessizlik?’ 2019-02-14 09:04:58   Beritan Canözer   DİYARBAKIR - Eyleminin 99’uncu gününe giren Leyla Güven ve tüm açlık grevi eylemcileri için çağrıda bulunan Diyarbakır’daki kadınlar, “Tecridin kaldırılması insani bir gerekliliktir. Özgür, onurlu bir yaşam bırakmak için canlarından vazgeçiyorlar. Bizim için ölüyorlar. Nedir bu sessizlik?” diye seslendi.    Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı başlattığı açlık grevi 99’uncu gününde devam ediyor. 2015 yılından bu yana süren mutlak tecride karşı başlatılan eylem kısa bir sürede tüm cezaevleri yayılırken, Strasbourg, Hewlêr, Erbil ve daha birçok yerde de eylemler sürüyor. Devam eden açlık grevlerine ve Leyla’nın durumuna dikkat çeken kadınlar, AKP Hükümeti’nin sessizliğine tepki gösterdi.   ‘Leyla’nın direnişi haklıdır’   HDP Bağlar İlçe Eşbaşkanı Hasret Akay, Leyla’nın açlık grevi eyleminin kritik bir aşamada olduğuna dikkat çekerek, Leyla anlaşıldığında talebinin de anlaşılacağını kaydetti. Eylemi “Bir kadın açlık grevinde” şeklinde okumanın duyarsızlığa ve tepkisizleşmeye neden olacağının altını çizen Meral, “Tüm iradesini ortaya koyarak halkı için ölüme gidiyor. Eğer sahiplenmezsek, sesine ses vermezsek sonuçlarını kaldıramayız. Zafere ulaşacağımız inancı ile bu mücadeleyi büyütmeli ve Leyla Güven’in yanında olmalıyız. Leyla Güven’in talepleri talebimizdir, direnişi haklıdır” diye belirtti.   ‘Tecridin kaldırılması insani bir gerekliliktir’   HDP İl Eşbaşkanı Filiz Buluttekin, haklı bir mücadele yürütüldüğünü ifade ederek, Hükümet’in bir an önce taleplere cevap vermesi gerektiğine işaret ederek, “Bu sessizlik kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Leyla Güven’in durumu kritik bir aşamada ve bundan sonrası çok önemlidir. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması insani bir gerekliliktir. Sayın Öcalan’ın tüm haklarından yararlanabilmesi, aile ve avukat görüşlerinin sağlanması gerekiyor. Leyla’nın ilk günden beri çağrısı budur. Biz de Leyla’nın taleplerini destekliyoruz ve tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini söylüyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘Onurlu bir yaşam için canlarından vazgeçiyorlar’   Leyla’nın taleplerinin tüm toplumun talepleri olduğunu vurgulayan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Gülistan Ekti de, “Yaşamın özgür olması için günlerdir açlık grevinde olan Leyla Güven ve 300’e yakın tutsak bizlere onurlu bir yaşam bırakmak istiyorlar. Sırf bu yüzden kendi canlarından vazgeçiyorlar. Bizim bu mücadeleye laik olmamız ve bulunduğumuz her yerde bu eylemi sahiplenmemiz gerekiyor. Gittiğimiz her yerde, konuştuğumuz her insana Leyla Güven’i ve tutsakları hatırlatmamız ve anlatmamız gerekiyor. Leyla Güven’in ve 300’e yakın tutsağın talebi tüm halkların talebidir. Onların talebi barış ve demokrasi talebidir. Onların talebi onurlu bir yaşam talebidir. Kayıp vermeden bu eylemleri büyütelim ve direnişlerine sahip çıkalım” diye konuştu.   ‘Bu sessizlik nedir?’   Faile Özpirinçcioğlu ise, Leyla ve arkadaşları için herkesin sokağa çıkması ve seslerini duyurması gerektiğini söyleyerek, sessizliğe tepki gösterdi. Faile, şöyle dedi: “Bu sessizlik nedir? Neden kimse sahip çıkmıyor, ses etmiyor. Gözlerimizin önünde eriyorlar, bizim için ölüyorlar. Biz de evimizde oturmuş kötü haberi almayı bekliyoruz. Evlatlarımızdan bir tanesi ölünce ne olacak? Yine oturabilecek miyiz evimizde? Öyle de öleceğiz, böyle de öleceğiz. Leyla’ya ses verin, direnişine ses verin. Nasır’a, cezaevlerindeki tutsaklara ses verin. Hepsi bizim çocuğumuz, hepsi bizim canımız, kanımız. Bizim için, özgürlük için bedenlerini ölüme yatırdılar. Bir damla kanımız olana kadar biz de onlarla direneceğiz.”