Taksim'de polis ablukası ve engeli: İmralı’daki tecridin fotoğrafı budur 2019-02-11 12:52:55   İSTANBUL - HDP’li vekillerin tecride karşı Taksim’de yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellendi. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, engellemeye ve polis ablukasına "İmralı’daki tecridin fotoğrafını görmek istiyorsanız, o fotoğraf budur. Şu anda sadece biz değil sizler de tecrit altındasınız. İçişleri Bakanı’nın milletvekillerini yürütmemekle adam olunmayacağını bilmesi gerekir” diye tepki gösterdi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 96 gündür açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'e destek amacıyla Taksim Meydanı'ndan Galatasaray'a yapacağı yürüyüş öncesi Taksim Meydanı ablukaya alındı. Meydana çok sayıda polis ve TOMA konuşlandırıldı.   İstiklal Caddesi'ne çıkan çok sayıda sokağa da yine yürüyüş nedeniyle TOMA ve çevik kuvvet polisleri konumlandırıldı. HDP'li vekiller ise, meydanın yanı başında bulunan Taksim Hil Otel'de bir araya geldi. HDP’li vekiller üzerlerinde "Tecrit kalksın, Leyla yaşasın" yazılı önlüklerle yürüyüşlerine başlamak üzere dışarı çıkarken, otelin girişi polisler tarafından kapatıldı.   3 adımda yürüyüşe engel   HDP’lilerle görüşen polis amiri, yapılmak istenen yürüyüşe izin vermeyeceklerini ifade etti. Polis amiri gerekçesini ise, "Ağustos 2018'den beri kimseyi yürütmüyoruz. Sizi yürütürsem şimdi ötekilere ayıp etmiş olurum" sözleriyle dile getirdi. HDP’nin Meclis Başkanvekili ve Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise, Anayasal hakları kapsamında yürümek istediklerini dile getirdi. HDP’liler caddede yürümenin yasak olduğu yönünde polis amirinden aldıkları yanıtlara karşı, dün Atatürk Kültür Merkezi’nin temel atma törenine katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Edoğan’ın İstiklal Caddesi’nde yürüyüp, yurttaşlara simit dağıttığını hatırlatarak, “Cumhurbaşkanı olunca yasak yerine getirilmiyor mu?” diye sordu.   İstiklal Caddesi’nde yürüyüşlerine izin verilmeyen HDP'liler,  caddenin ters istikametinde AKM yönüne doğru yürümeye başladı. Ama daha üç adım atmadan önleri tekrardan polis tarafından kesildi. Polis tarafından yapılan anonsta yürüyüşün kanunsuz olduğu belirtilerek, HDP’lilerden dağılmaları istendi.    HDP'liler ile polis yetkilileri arasındaki tartışmalar uzunca bir süre devam etti.   ‘İmralı’daki tecridin fotoğrafı budur’   Tartışma sonrası HDP EŞ Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, açıklamalarda bulundu. Sezai Temelli konuşmasında, "Leyla Güven eyleminin 96’ncı gününde duyarlılığını yaratmak için buradayız. Galatasaray Lisesi’nin önünde açıklama yapmak istedik. Bizler bu ülkede demokratik bir cumhuriyeti, insan haklarının, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Bunun için de tecridin bir an önce sonlandırılmasını istiyoruz. Leyla Güven’in mücadelesine ortak olmak için buradayız. Bu mücadele tüm Türkiye’nin barış, eşitlik, özgürlük mücadelesi ile ortaya çıkmış haklı bir taleptir. Her hükümlünün aile ve avukatları ile görüşme hakkı vardır. Bu hakkın Sayın Öcalan’dan sakınılması büyük bir hukuksuzluktur. İmralı’daki tecridin fotoğrafını görmek istiyorsanız, o fotoğraf budur. Bu fotoğrafı bugün size sunmuş olduk. Taksim Meydanı’ndaki bu abluka ile yasa tanımazlık kendisini göstermiştir. İşte tecrit budur. Leyla Güven, 96 gündür bunu göstermeye çalıştı” ifadelerini kullandı.  ‘Şu an hepimiz tecrit altındayız’    Yürüyüşlerinin İçişleri Bakanı’nın talimatıyla engellendiğini hatırlatan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise, şöyle konuştu: Bir kez daha tecrit edildik. Şu anda sadece biz değil sizler de tecrit altındasınız. Bugün Galatasaray Meydanı’na gitmemiz İçişleri Bakanının talimatıyla engellendi. ‘Eğer sizi yürütürsem adam değilim’ diyen İçişleri Bakanı milletvekillerini yürütmemekle adam olunmayacağını bilmelidir. Ölümleri durdurmak insan olmanın gereğidir. Ancak ve ancak ölümleri durdurmak insan olmanın gereğidir.    Bizler bugün Leyla Güven’in açlık grevinin 96. gününde cezaevlerinde arkadaşlarımızın açlık grevinde olduğu bir dönemde Galatasaray Lisesi önüne gidip bir farkındalık yaratmaya çalışacaktık. Ancak bugün bir kez daha gördük ki İçişleri Bakanı hukuksuz ve haksız bir şekilde milletvekillerinin gidişini engellemeye çalışmaktadır. Adam olmak, insan olmak demek değildir. İnsan olmak ölümlere dur demektir. İnsan olmak ölümleri engellemektir.    ‘Barış ve demokrasi mücadelesini biz İçişleri Bakanından öğrenmedik’   Bu şekilde bu ülkeyi yönetenler bilmelidir ki bizler haklı ve meşru taleplerimizi her zaman her yerde dile getireceğiz ve mücadele edeceğiz. Bu mücadele bize 40 yıldır dayatılan haksızlıklar ve hukuksuzluklar üzerinden ölümler üzerinden dayatılan meşru bir haktır. Evet biz 40 yıldır bu mücadeleyi veriyoruz Özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesini biz İçişleri Bakanı’ndan öğrenmedik. Geçmişte de bu ülkeyi yönetenler bize aynı şekilde davrandılar ama biz hiç bir zaman ilkelerimizden taviz vermedik. Bu ülkeye barışın demokrasinin adaletin özgürlüklerin gelmesi için her türlü bedeli ödedik.    ‘Her an istemediğimiz durumlarla karşılaşabiliriz’   Bugün cezaevlerinde olan arkadaşlarımız da birer barış savunucusu olarak cezaevindeler. Leyla Güven arkadaşımız İmralı Cezaevi’nde Sayın Öcalan üzerindeki haksız ve hukuksuz mutlak tecridin kaldırılması için bedenini açlık grevine başlamıştır. Bugün tam 96 gündür, artık dile bile kolay olmayan bir süreçteyiz. Her an istemediğimiz durumlarla karşılaşabiliriz. Ama bizler cezaevlerinden yada açlık grevinde olan arkadaşlarımızın yaşamını yitirmesine asla izin vermeyeceğiz. İşte bunun için bugün buradayız. İşte bunun önüne geçmek için, bu farkındalığı yaratmak için bir araya geldik.    ‘67 milletvekilini yürütmeyen anlayışı reddediyoruz’   Bu ülkede halkın 'benim irademdir' dediği 67 milletvekilini yürütmeyen, açıklama yapmasına izin vermeyen bir anlayışı reddediyoruz. Evet, başka yerlerde başka zeminlerde yine Anayasal haklarımızı kullanarak sesimizi yükselteceğiz. Bu uygulamayı kabul etmediğimizi, bu ülkenin bu şekilde yönetilemeyeceğini, hakkın hukukun yerlerde sürüklendiği bir yaklaşımı kabul etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Bugün bir kez daha tecridin kalkması Leyla Güven’in yaşaması açlık grevinde olan tüm arkadaşlarımızın barış ve özgürlük taleplerine ses verilmesi için buradayız.   Yapılan bu açıklamalar sonrası HDP'liler meydanda oturma eylemine geçti. Dakikalarca süren oturma eylemi, alkış ve zılgıtlarla sona erdi.    Süleyman Soylu yürüyüş öncesi tehditlerde bulunmuştu   İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün Ankara’da düzenlenen bir toplantıda yapılmak istenen yürüyüş üzerinden HDP’li vekilleri tehdit etmişti. Soylu, “HDP, bal gibi zillet ve illet ittifakına dahildir, dolayısıyla PKK da dahildir. Şimdi 'Apo' içeride diye, güya milletvekilleri yürüyüş yapacaklarmış sağda solda. Sizi yürüten adam değildir” ifadelerini kullanmıştı.