‘Tecridin sonuçlarını bugün çok daha trajik ve net görüyoruz’ 2019-02-07 09:11:52   ANKARA - HDP’li Hüda Kaya, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin milyonları etkilediğini belirterek, “Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit, Türkiye'nin demokratikleşmesi yoluna ve umuduna yönelik bir tecrittir ki bunun sonuçlarını bugün çok daha trajik ve net olarak görmekteyiz” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemi 92’nci günü geride bıraktı. Leyla, 25 Ocak günü tutuklu yargılandığı davanın 5. duruşmasında yurtdışı yasağı verilerek tahliye edildi. Diyarbakır’daki evinde açlık grevi eylemine devam eden Leyla’nın ardından birçok cezaevinde başlatılan açlık grevleri de devam ediyor. Kandıra Cezaevi’nde tutulan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) EŞ Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP’li eski milletvekili Selma Irmak’ın açlık grevi eylemi de 24’ncü gününde devam ediyor.     Tecrit ve açlık grevlerini HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya değerlendirirken, İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK)  üyesi Nuray Çevirmen de cezaevlerinde açlık grevindeki tutsaklarını durumuna ilişkin konuştu.    ‘Milyonlarca insanın düşüncesi ve iradesi tecrit altında’   Türkiye’de yıllardır insan hakları alanında birçok krizin yaşandığını, en vahim dönemin ise şu an yaşandığını ifade eden Hüda Kaya, “Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit Türkiye'nin demokratikleşmesi yoluna ve umuduna yönelik bir tecrittir ki bunun sonuçlarını bugün çok daha trajik ve net olarak görmekteyiz. Artık tek bir kişinin tecridi söz konusu değil Türkiye'nin tamamının tecrit altında olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Milyonlarca insanın yaşamı, düşüncesi, iradesi, ifadesi tecrit altındadır” dedi.    ‘Açlık grevi donuklaşan algılara tokat gibi geldi’   İnsanların dile getirdikleri düşüncelere dahi cezaların yağdığını kaydeden Hüda, açlık grevlerinin yapılan zulme ve haksızlığa karşıda bir direniş olduğunu ifade etti.  Hüda, “İnsanların en masum ve sivil halleriyle yaptıkları eleştiriler bile cezalandırılmaktadır. Leyla Güven vekilimiz ve sonrasında peyderpey devam eden açlık grevleri zulme, haksızlığa karşı donuklaşan algılara bir tokat gibi geldi. Bizlere düşen bu mesajı, çığlığı, hakikati mümkün olduğunca toplumumuzun geneline ulaştırmak ve algıları uyandırmak olmalıdır. Bu çerçevede şehir şehir açlık grevine ilişkin plânlarımızı gerçekleştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.   ‘Gerekli yasal zeminler bir an önce oluşmalı’   Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ve Kayseri Bünyan Kadın Kaplı Cezaevi’nde toplam 10 kadının açlık grevinde olduğunu söyleyen İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen de, açlık grevinde bulunan tutsaklara disiplin cezalarının verildiğini aktardı. Nuray, “Açlık grevinin başlaması tek bir talep üzerinde oldu. Bu da tecridin bir an önce sonlandırılması gerektiğiydi. Bu tecridin kaldırılması için Anayasal ve hukuksal olarak zemin var. Bu yasal zeminlerde avukat görüşmeleri, aile görüşmeleri yapılırsa açlık grevleri ciddi sorunlar çıkmadan bitebilir.  Gerekli yasal zeminlerin bir an önce oluşması ve açlık grevlerinin bir an önce bitmesi gerektiğinin farkına varmalıyız” ifadelerini kullandı.    ‘Bağımsız hekimler cezaevlerine giremiyor’   Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) açlık grevinde olan tutsakları ziyaret etmek için Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvurunun reddedildiğini hatırlatan Nuray, şöyle dedi: “Daha önceki açlık grevlerinde mahpusların güven ortamını sağlamak amacıyla hekimlerin ve cezaevlerindeki mahpusların talebiyle kontroller yapılabiliyordu. Ancak 3 ay olmak üzereyken bağımsız hekimler cezaevlerine giremiyor.  TTB’nin verdiği dilekçeler reddedildi.  ‘Bizim sağlık personellerimiz yeterli ve vitaminlerin alınmasında kendi imkan ve koşullarımız yeterlidir. Herhangi bağımsız bir hekimin gelmesi anlamsızdır’ denildi.  Bundan kaynaklı verilen dilekçeler reddedilmeye başlandı.”    ‘Gerekli görüşmeler sağlanmalıdır’   Nuray, açlık grevinde olan tutsakların ciddi sağlık sorunları baş göstermeden gerekli adımların atılması gerektiğini vurgulayarak, “280’nin üzerinde açlık grevinde olan mahpus var. Bunların sağlık sorunları başlamadan önce talepleri ile ilgili gerekli çözümlerin ve görüşmelerin sağlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.