Ablukayı yeniden kıran kadınlar: Tecrit derhal kaldırılsın! 2019-01-22 15:35:10   DİYARBAKIR - Polis saldırısında darp edilerek gözaltına alınan DAKAP üyelerine ilişkin basın açıklaması yapmak isteyen kadınlar, polisin engellemelerine rağmen yürüyüş gerçekleştirerek basın açıklaması yaptı. Kadınlar, tecridin biran önce kaldırılması çağrısı yaptı.    PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması talebi ile 76 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in eylemine destek vermek amacıyla geçtiğimiz günlerde Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) üyeleri ile HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun'un da aralarında olduğu çok sayıda kadın Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde bir araya gelmiş ve kendilerini  çevreleyen polisler tarafından saldırıya uğrayarak darp edilmişlerdi. Hedef alınan milletvekili Remziye Tosun'a TOMA'dan tazyikli su sıkıldığı eylemde, 15 kadın ise  gözaltına alınmıştı. Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ne yürümek isteyen Tevgera Jinên Azad (TJA) ve DAKAP üyesi kadınlara yapılan polis saldırısına tepki gösteren çok sayıda kadın Ofis AZC Plaza önünde basın açıklaması yapmak üzere bir araya geldi.   Kadınlardan oturma eylemi    Basın açıklamasının yapılacağı alanı ablukaya alan polis, basın açıklaması yapmak isteyen kadınlara alandan uzaklaşmamaları taktirde saldırıda bulunacaklarını ve gözaltı yapacakları yönünde tehditte bulundu. Kadınlar ise basın açıklaması yapmakta kararlı olduklarını dile getirerek oturma eylemine geçti.   Polis ablukası yürüyüşü engelleyemedi   "Simitçi tezgahının önünü kapatıyorsunuz" diyerek  basın açıklamasına izin vermeyeceğini söyleyen polis, ablukaya aldıkları kadınları alandan uzaklaştırdı. AZC Plaza önünden polis tarafından uzaklaştırılan kadınlar, Ofis Ekinciler Caddesi'nde tekrar bir araya geldi. "Kahrolsun faşizm", "Leyla Güven onurumuzdur", "Jin Jiyan Azadi" sloganları atan kadınlar polis engeline rağmen Eğitim Sen Diyarbakır 1 No'lu Şubeye kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Daha sonra  basın açıklamasını gerçekleştirmek üzere Eğitim Sen Diyarbakır Şube'sinde toplanan kadınlar "Leyla Güven Haklıdır, Tecrit kaldırılmalıdır" pankartı açtı. Kadınlar adına basın açıklamasını ise DAKAP Sözcüsü Selma Yusma okudu.   'Baskılara karşı mücadelemizi derinleştireceğiz'   Eril iktidarın toplumu otoriterleştirmek, demokrasiyi ve hukuku ortadan kaldırmak için öncelikli olarak kadın mücadelesine ve gücüne yöneldiğini vurgulayan Selma, iktidarın tutumunu ise kadınların hakkını gasp ederek, işsiz bırakarak,seçilen kadınları tutuklayarak yapmaya çalıştığını ifade etti. Kadınlara yönelik söz konusu saldırıların tahakküm ve boyun eğdirme siyasetiyle ilgili olduğunu sözlerine ekleyen Selma, "Çünkü kadın susarsa işleri kolaylaşacaktır. Tarih boyunca bu politikalara baş kaldırmaktan ve direnmekten asla vazgeçmedik. Bugün de planlı bir biçimde biz kadınlara yapılan bu düşmanca saldırılar karşısında geri adım atmayacağız. Kadın mücadelesini büyüterek, kadın direnişini derinleştirerek yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.   'Tecridi Kaldıralım, Ölümleri Durduralım!'   Tecridin kaldırılması için Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinin hızla başka cezaevlerine de yayıldığını kaydeden Selma, açlık grevlerinin her gün yeni tutsakların katılımıyla giderek büyüdüğüne dikkat çekti. Tecridin kaldırılmaması ve herhangi bir çözüm geliştirilmemesi halinde, geçmişte cezaevlerinde acı tecrübelerin tekrar yaşanacağı uyarısında bulunan Selma, Leyla'nın sağlığının ise kritik boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Leyla'nın ağır sağlık sorunları yaşamaya başladığını ifade eden Selma şunları kaydetti: "Ailesi ve yanında kalan tutsaklardan edindiğimiz bilgilere göre kilo kaybı, tansiyon düzensizliği, mide bulantısı, yürüme ve konuşmada zorluk, halsizlik, baş ağrısı, mide krampı, sese ve ışığa karşı hassasiyetinin artması ve  sıvıyı tüketemeyecek duruma geldiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Yine açlık grevinde olan diğer tutsakların temel haklarına saygı gösterilmediğini, yeterli miktarda su, tuz, şeker ve hayati öneme sahip B1 vitamininin bazı cezaevlerince verilmediğini öğrendik. Bizler bu topraklara tekrar barışın gelmesi için yaşamını tehlikeye atan, bedenini açlığa yatıran tutsakların talebine ses vermemiz gerekiyor. Bu nedenle 'Tecridi Kaldırın, Ölümleri Durdurun!' sloganı etrafında direnişimizi yükseltelim."    'Polis şiddeti gözaltında devam etti'   Selma, kadınlar olarak ülke topraklarına yeniden barışın gelmesi için yaşamını tehlikeye atan bedenlerin direnişine ses vermek üzere Leyla'nın kız kardeşleri olarak bu direnişe ses vermeye devam edeceklerinin altını çizdi. Geçtiğimiz Pazar günü Leyla'nın tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi  Cezaevi'nde gerçekleştirmek istedikleri eylemde polislerin sert saldırısı ile karşılaştıklarını belirten Selma, gözaltı olayında ve sonrasında yaşananları da aktardı. Alana vardıkları an itibariyle abluka ile karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Selma, devamla şunları dile getirdi:  "Hastane kapısında sağlık muayenesi için araçta beklerken, Terörle Mücadele Ekipleri'nden olan kadın polisler aşağılayıcı hakaretler ve dayakla, saç çekmeyle, yumruklamayla işkencelerine devam etmiştir. Aldığı darbeler sonucu gözlerinden kan gelen, yüzünde belirgin kızarıklıklar olan kadın arkadaşımıza askeri hastane doktorunun 'darp var mı?' diye sorduğu, arkadaşımızın 'belli olmuyor mu' diye cevap vermesi üzerine 'ben mi size eyleme gidin dedim ben mi sizi gözaltına aldım' diyerek cevap vermiştir. Bu doktor darp edildiğini inkar edemeyecek durumda olan kadın arkadaşımız dışında diğer arkadaşlarımıza darp raporu vermeyi reddederek hekimlik mesleğinin gereğini yerine getirmeyip, şiddete uğramış kadınlara düşman gibi davranmıştır."     'Mevzuatı yerine getirin'   DAKAP'ta yer alan kadınlar olarak her koşulda yaşam hakkını savacaklarını vurgulayan Selma, insan yaşamının her türlü kavram ve kaygının ötesinde olduğunu belirtti. Selma, ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınan avukat, müvekkil görüşme hakkının, her koşulda ve her zaman eşit ve ayrımsız bir şekilde her tutsağa tanınması gerektiğinin altını çizdi. Leyla ve diğer tutsakların yaşamlarının daha fazla tehlikeye girmemesi için yetkililere seslenen Selma, Adalet Bakanlığı ve hükümeti ulusal ve uluslararası mevzuatı yerine getirmeye çağırdı.    Basın açıklaması "Cezaevlerinde uygulanan bir şiddet yöntemi olan tecrit bir insanlık suçudur, kaldırılmalıdır", "Haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz", " Leyla Güven Onurumuzdur!", "Tecridi Kaldırın, Ölümleri Durdurun!" sloganları eşliğinde sona erdi.