HDK ve DTK'den 1 Eylül mesajları: Ortak mücadele kaçınılmazdır 2021-09-01 16:41:33     HABER MERKEZİ -  Faşizmin dayattığı savaş karanlığına karşı halkların barış aydınlığını var kılmak için ortak mücadelenin kaçınılmazlığını vurgulayan HDK, tüm halkları ve örgütlü çevreleri hayatları ve mücadeleleri ortaklaştırmaya çağırdı. DTK ise özgür topluma doğru mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.    Dünya Barış Günü, Nazi Almanya'sının 1 Eylül 1939'da, Polonya'ya saldırarak 2’nci Dünya Savaşı'nı başlatmasının yıldönümü olarak savaşa ve ırkçılığa karşı mücadele günü olarak kutlanıyor. Tüm insanlık için çok ağır yıkımlara yol açan 2’nci Dünya Savaşı’nda milyonlarca insan yaşamını yitirdi, ülkeler, şehirler yıkıldı, ırkçılık, soykırım, toplama kampları, gaz odaları ve benzeri insanlık değerlerini yerle bir eden sayısız trajedi, yerküredeki savaşlara son vermedi.   1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında, “1 Eylül Dünya Barış Gününde Savaşa, Irkçılığa Ve Faşizme Karşı Ortak Mücadele Ruhunu Büyütelim!” başlıklı yazılı bir açıklama yapan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, kapitalizm ve emperyalizm var olduğu sürece savaşsız, sömürüsüz, insanlık değerleri üzerine kurulu; doğaya ve bütün canlı hayatına saygıyı esas alan bir yaşamın egemen olamayacağını paylaştı. Bölgesel savaşlar, vekalet savaşları, ulusal kurtuluş savaşları, işgaller, örtülü işgaller, iç savaşlar ve bir iç savaş biçimi olarak özel savaşların yaygınlık kazandığını belirten HDK, bu savaşların milyonlarca insanın ölümüne, yaralanmasına ve toplumsal hayatın yıkımına neden olduğunu ve hatta milyonlarca insanın da yerini yurdunu terk ederek ülke içinde veya başka ülkelerde göçmen ve mülteci olmasına yol açtığını vurguladı.    ‘Türkiye ve Kürdistan halkları teslim alınmaya çalışılıyor’   HDK açıklamasında, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün, dünyanın dört bir tarafında ve değişik biçimler altında devam eden savaşa, sömürüye ve ırkçılığa karşı; barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük güçlerinin ortak mücadelesinin sloganlarının haykırıldığı, bayraklarının yükseltildiği bir gün olduğunu ifade etti. “On yıllardır demokrasi ve özgürlük uğruna bedeller ödeyen Türkiye ve Kürdistan halkları, bugün de savaş, işgal, sömürgeci, rant ve talan siyasetinin kıskacı altında teslim alınmaya çalışılıyor” diyen HDK, yer yer örtülü yer yer açık bir şekilde seyreden bu iç savaş politikalarının temelinde, saray gladyosunun özel savaş anlayışı ve örgütlenmesinin yattığını söyledi.    ‘AKP-MHP iktidarının savaş politikaları ağır ekonomik krizin temel nedenidir!’   Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:    “Aynı akıl, Kuzey ve Doğu Suriye'de ve Irak Kürt Bölgesinde Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerini bastırmak için işgal bölgeleri yaratmaktadır. Bu savaşa dayalı yayılmacı politika, Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta, Ege'de, Libya'da, Karabağ’da, Afrika içlerinde, Sudan, Somali ve Yemen'de emperyal heveslerle sürdürülmektedir. Doğal olarak AKP-MHP iktidarının, ülke içinde ve dışında ısrar ettiği savaş politikaları, yaşanan ağır ekonomik krizin de temel nedenidir.”   ‘Hep birlikte başarmak zorundayız!’   Geniş halk yığınlarının krizin yarattığı yaygın işsizlik ve yoksullaşmaya duyduğu öfkenin, sağcı, ulusalcı, faşizan siyaset tarafından saptırılarak göçmenlere yönelen, ırkçı, ayrımcı, gerici bir siyasi dalgaya dönüştürüldüğünü aktaran HDK, bu emperyalist savaş politikalarının tümüne karşı kesin bir karşı çıkış tutumu almadan, bu geniş coğrafyada barış mücadelesine katkı sağlanamayacağının da altını çizdi ve ekledi: “Güçlü bir savaş karşıtlığı için gerekli yegane şey, güçlü bir toplumsal barış inşacılığıdır ve bunu hep birlikte başarmak zorundayız.”   Toplumsal direniş örgütlenmesi   2021 yılının 1 Eylül Barış Günü'nün, Türkiye'nin tüm demokrasi ve özgürlük güçlerinin en geniş ve güçlü ittifakının mücadele zeminlerine evrildiği bir gün olmasını arzuladıklarını paylaşan HDK, yine 1 Eylül’ü Kürt coğrafyasına işgal harekatlarının son bulduğu, ülke içinde de güçlü bir birleşik toplumsal direnişle faşizmin geriletildiği bir sürecin başlangıç tarihi olması temennisinde bulundu. Toplumsal direniş örgütlenmesi çağrısında bulunulan açıklamada, “Son olarak 1 Eylül’ün, ekonomik krizi, işsizliği ve yoksullaşmayı doğuran savaş politikalarına karşı ‘No Pasaran!’ diye haykırdığımız bir gün olmasını istiyoruz. Bütün bunların, barış mücadelesinin bir toplumsal direniş örgütlenmesi olarak görmekle mümkün olduğunu ve barışın toplumsal örgütlenmesini ve ilişkilerini inşa etmek için omuz omuza mücadele etmekle gerçekleşebileceğini biliyoruz. Faşizmin dayattığı savaş karanlığına karşı halkların barış aydınlığını var kılmak için ortak mücadelenin kaçınılmazlığını bir kez daha vurguluyor, tüm halkları ve örgütlü çevreleri hayatları ve mücadeleleri ortaklaştırmaya çağırıyoruz” ” ifadelerine yer verildi.   DTK: Sağlıklı toplum özgür toplumdur   Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Sağlık Meclisi de 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne yazılı açıklama yayımladı. Kovid-19’un yarattığı krizlere işaret edilen açıklamada, “Kürdistan’da virüs yayıldıkça toplumsal kriz daha da derinleşmekte, bunu fırsata çeviren AKP-MHP iktidarı yürütülen savaşın eşiğini yükseltmektedir. Seksen günü aşkındır medya savunma alanlarına yönelik yürüttüğü işgal saldırılarında birçok köy boşaltılmış hayvanlar telef edilmiş, tarım yapılamaz duruma getirilmiştir. Köy çevrelerinin bombalanması ile birçok sivil yerleşim yeri barınamaz duruma sokulmuştur. İnsana yönelik katliamlar ile birlikte de doğada yaşayan binlerce canlı da bombardımanlar etkisiyle katledilmiştir” denildi.    Devletin her türlü saldırısına karşı örgütlü bir duruş sergilenmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Sağlık, ekonomik, ekolojik, toplumsal, tarihsel boyutu ile devletin ve kapitalist sistemin saldırılarına karşı toplumsal duyarlılığı örgütlemeli demokratik ekolojik kadın özgürlükçü yeni yaşamı örgütleme alanlarımızı büyütmeliyiz. Devletin pandemi üzerinden yaratmaya çalıştığı sağlıksızlığa karşı gerek aşı olarak gerekse de salgının yayılmasına karşı kendimizi koruyarak sağlıkta öz savunmamızı geliştirmeliyiz. 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle tüm toplumlar için siyasal, sağlık başta olmak üzere sağlıkta tam iyilik hali mücadelemizin temellerindendir. ‘Sağlıklı toplum özgür toplumdur’ şiarı ile hareket etmeli, sağlıklı bir toplum yaratarak, özgür topluma doğru mücadeleyi büyütmeliyiz” çağrısı yapıldı.