Pero Dündar: Kürtçe eğitim veren kaç kurum kapatılmıştır? 2019-06-13 12:29:47   ANKARA - HDP'li Pero Dündar Kürt dili ve kültürüne yönelik artan tahammülsüzlüğü ve Kürt kültürünün yok edilmek istenmesini Meclis'e taşıdı.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Pero Dündar, Kürt dili ve kültürüne yönelik artan tahammülsüzlüğü ve Kürt dili ve kültürünün yok edilmek istenmesini Meclis gündemine getirdi. Pero, konuyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sormak için Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi.    Önergede, bir toplumun varlığını ancak kendi anadilini yaşamanın her alanınsa özgür biçimde kullanarak sürdürülebileceği belirtilirken, dillerin toplumların hafızası olduğu kaydeildi. Önergede, “OHAL dönemi KHK’leri ile Kürtçe eğitim veren, yayın yapan kurumların tamamı somut hiçbir gerekçe olmaksızın kapatılmıştır. Saldırılar bununla kalmamış Kürt kültürünü yaşatmak, bu toplumda simgeleşen aydın ve sanatçıların isimlerinin verildiği park alanlarının isimleri belediyelere atanan kayyımlar tarafından değiştirilerek Kürt dili ve kültürünün yok edilmesine yönelik kurumsallaşmış bir asimilasyon politikası uygulanmıştır. Kürt dili ve kimliği üzerinde kurumsallaşmış baskı sadece resmi yasaklarla kalmamış, yaşamsal alanların tamamına yansımıştır. İnsanlar sokak ortasında Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğrayarak ve yaşamlarını yitirirken, tarihsel hafızayı barındıran kültürel mekânlar sular altında bırakılmak istenmiştir. Kürt dili ve kültürü bir yandan baskı ve yasaklanmalarla yok edilmek istenirken, diğer yandan her seçim döneminde Kürt halkının oylarını almak için hükümet tarafından propaganda aracı haline getirilmiştir.Dilleri yaşatmak, koruma altına almak ve anayasal güvenceye kavuşturmak sosyal devlet anlayışının bir gereği iken bugün Kürt diline ve kültürüne yapılan saldırılar bu anlayıştan tamamen uzaklaşıldığının da göstergesidir. Kürt dili ve kültürüne yönelik artan tahammülsüzlük, saldırganlığa dönüşmüştür. Kürt dili ve kimliği üzerinde kurumsallaşmış baskı sadece resmi yasaklarla kalmamış, yaşamsal alanların tamamına yansımıştır. İnsanlar sokak ortasında Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğrayarak ve yaşamlarını yitirirken, tarihsel hafızayı barındıran kültürel mekânlar (Hasankeyf) sular altında bırakılmak istenmiştir” denildi.   Önergede İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan şu soruların cevabı istendi:   “*Kürtçe eğitim veren kaç kurum kapatılmıştır? Bu kurumların kapatılmasının yasal gerekçesi nedir? Kürt dil kurumlarının kapatılması ile ne amaçlanmaktadır?   *Kürtçe yayın yapan kaç kurum kapatılmıştır? Bu kurumların kapatılmasının yasal gerekçesi nedir?    *Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğrayan, yaşamını yitiren kaç Kürt vatandaşı vardır? Bu saldırıları gerçekleştiren kaç kişi tutuklanmıştır? Bu saldırıların önünün alınması için hangi çalışmalar yapılmıştır?   *Hasankeyf’in sular altında bırakılmak istenmesiyle amaçlanan kültürel bir soykırım değil midir?   * ‘Kürdistan’ ifadesini kullanmak neden yasaklanmıştır?    *Bir yandan Kürdistan ifadesini kullanan kişiler yargılanırken, cezalandırılırken diğer yandan bu ifadeyi seçim propagandası olarak kullanılmasını nasıl açıklıyorsunuz?    *Bitlis Belediyesi’nin çok dilli tabelası neden indirilmiştir? Bu Kürtçeye olan tahammülsüzlük değil midir?    *Bitlis Belediyesi’nin çok dilli tabelası ne zaman geri asılacaktır? Bu tabelanın geri asılması için bir girişiminiz olacak mıdır?   *Bitlis’te belediyenin tabelasından Kürtçe ifadeler kaldırılırken İstanbul seçimlerinde Kürtlerin oyunu alabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?    * Kürt halkını, Kürtçeyi seçim propagandası olarak kullanmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz?    *Kürtçe ne zaman anayasal güvenceye kavuşacaktır? Kürtçenin anayasal bir güvenceye kavuşması için ne gibi çalışmalar yapılmıştır?”