Dr. Aynur Dağdemir’in katledilişinin yıldönümünde yeni yasa talebi

  • 14:30 19 Kasım 2021
  • Sağlık/Spor
ANKARA / İSTANBUL - Doktor Aynur Dağdemir’in katledilişinin 6’ncı yılında iki kentte açıklama yapan sağlıkçılar, sağlıkta şiddete karşı yeni yasa talebinde bulundu: “İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesi’nin imzalanmasını talep ediyoruz.” 
 
Ankara Tabip Odası (ATO) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, 6 yıl önce katledilen Doktor Aynur Dağdemir’i yaşamını yitirişinin altıncı yıldönümü dolayısıyla anma ve sağlıkta şiddete karşı etkin yasa ve güvenli işyeri talebi dile getirmek için basın toplantısı düzenledi. ATO’da düzenlenen toplantıda, “Dr. Aynur Dağdemir’i anıyoruz. Sağlıkta şiddete karşı etkin yasa ve güvenli işyerleri istiyoruz” yazılı pankart yer aldı. Toplantıda açıklama metni, geçtiğimiz haftalarda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden ihraç edilen Dr. Benan Koyuncu tarafından okundu. 
 
Bir yılda 12 bin şiddet vakası
 
Katledilişinin 6’ncı yıldönümü dolayısıyla Aynur’u anan Benan, Aynur’un çalışma arkadaşını şiddetten korumak isterken katledildiğini vurguladı. Bu olayın sağlıkta şiddetin ve kadına yönelik şiddetin en can yakıcı noktasında durduğuna dikkat çeken Benan, çalıştığı sırada katledilen meslektaşlarını hatırlattı. Sağlık emekçilerinin maruz kaldığı şiddete değinen Benan, “Yalnızca 2020 yılında 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır. Yaptığımız ankette hekimlerin yüzde 84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir. Tüm bunlara rağmen hâlâ işyerlerimizde şiddetten koruyacak önlemler alınmazken, çıkarılan sağlıkta şiddet yasası algıyı yönetmeye çalışmak dışında bir işe yaramamıştır” sözlerini kullandı.
 
‘Hekimler psikolojik şiddete uğruyor’
 
Kamu kurumlarının aksine hastanelere isteyen herkesin istediği aletle girebildiğine dikkat çeken Benan şunları dile getirdi: “Klinikler, yoğun bakımlar, acil servisler, ambulanslar, polikliniklerdeki fiziksel şartlar şiddetin önünü açmaktadır. Bu nedenle güvenli çalışma alanları oluşturulmasının ivedi gereklilik olduğunu ve bütün yöneticilere sağlık çalışanları için güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması konusunda sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz. Çıkarılan Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM) hattı ile de tüm hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından psikolojik şiddete, ağır duygusal yüke maruz bırakılıyor. Acil asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM’e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobbinge maruz kaldığı için canına kıyan Dr. Melike Erdem, ne yazık ki bu şiddetin en ağır göstergesi olmuştur. Görevini yaptığı sırada şiddete uğrayan hekimlerin şikâyetlerine yönelik hiçbir adım atmayan yönetenler, gereksiz başvurular ile hekimler üzerinde baskı yaratmakta, hekimlerin saatlerini en basit şikâyetlere cevap yazmakla harcatmaktadır. SABİM hatları ile sorumluluğu üzerinden alıp hekimlere atmak isteyenlere karşı hastalarımız da artık gerçekleri görmelidir.” 
 
‘Güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz’
 
Sağlıkta şiddetin, genel şiddet ikliminden, siyasetçilerin şiddet üreten politikalarından ayrı düşünülemeyeceğine işaret eden Benan, “Bir yandan kadına yönelik şiddete dur demek için İstanbul Sözleşmesi’ni savunurken; diğer yandan hekime, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonlanması için etkili ve caydırıcı yasaların çıkması için mücadele veriyoruz. Hekimlerin gördüğü her şiddette, yaşamdan hoyratça koparılan her kadında yüreğimiz ve aklımızla söz veriyoruz sana Aynur! Söz veriyoruz Melike’ye, Ersin’e, Kamil’e, Gülnur’a… Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok” sözlerine yer verdi.
 
Benan sağlık emekçileri adına talepleri şöyle sıraladı:
 
“*Sağlıkta şiddetin ana kaynağı olan neoliberal sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini,
 
*Sağlıkta şiddet için Türk Tabipleri Birliğinin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılmasını,
 
*Sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılmasını, güvenli işyerleri oluşturulmasını,
 
*Tüm işyerlerinde kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmasını,
 
*İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konup etkili bir şekilde uygulanmasını,
 
*İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesinin imzalanmasını talep ediyoruz.”
 
İstanbul
 
İstanbul’da  aynı taleplerle İstanbul Tabip Odası (İTO) Zeynep Kamil Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Sağlıkta şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri istiyoruz” pankartının açıldığı açıklamada, “Sağlıkta şiddete alışmayacağız, sessiz kalmayacağız” ve “Sağlıkta şiddet sona ersin” dövizleri taşındı. Çok sayıda sağlık çalışanının katıldığı açıklamayı kitle adına İTO Zeynep Kamil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Temsilcisi Dr. Feray Kaya okudu.  
 
‘Hep birlikte mücadele edersek kazanacağız’
 
Açıklamada ilk olarak söz alan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Anadolu Temsilcisi Hatice Yayla, konuşmasına yaşamını yitiren sağlık emekçilerini anarak başladı. Hastanelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin arttığını söyleyen Hatice, “ Toplumun sağlık haklarını gasp eden sağlıkta yıkım politikaları bu sistemin bir sonucudur.  Sağlıkta yaşanan şiddetin nedeni, bu ülkeyi yönetenlerin sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıran, aşağılayan ve bu sistemden kaynaklı her sorun sanki sağlık emekçilerinden kaynaklanıyormuş gibi gösterilmesidir. Öncelikle sağlıktaki yıkım politikalarından vazgeçilmediği sürece sağlıkta yaşanan şiddeti tek başına  şiddet yasasının da  önlenemeyeceğini biliyoruz. Bizler SES olarak sağlıkta dönüşüm hayata geçirilmeden önce de bu sistemin yıkıcılığını anlatmaya çalışmıştık. Bugün hala bu sisteme karşı mücadele etmeye devam ediyoruz ve devam edeceğiz, tek tek değil hep birlikte mücadele edersek kazanacağımızı da biliyoruz” ifadelerini kullandı.