‘Sessiz katil’: Yumurtalık kanseri

  • 09:09 9 Kasım 2021
  • Sağlık/Spor
DİYARBAKIR -Toplumda “sessiz katil” olarak bilinen yumurtalık kanserinde erken tanının hayat kurtardığını belirten uzmanlar, bunun yanı sıra genetik testinin önemine dikkat çekiyor. 
 
Yumurtalık kanseri yani toplumdaki adıyla “sessiz katil”, kadınların hayatını tehlikeye atıyor. Her 80 kadından 1’inde yumurtalık kanseri görülürken, hastaların büyük çoğunluğunun ileri evrede tanı alması sebebiyle tedavileri de gecikiyor. Bu hastalıkta erken teşhis büyük önem taşırken kadınların bu hastalıkla mücadele etmesini de kolaylaştırıyor. 
 
Erken tanı önemli
 
Kadınlarda yumurtalık kanseri, en sık görülen ve ölüme neden olan kadın hastalığının başında geliyor. Bu hastalık kadınlarda sıklıkla 50 yaş sonrası görülmekle birlikte, her yaşta görülebiliyor. Hastaların çok büyük bir kısmının hastalığı ileri evrede fark ettiği ve geç tanı koyduğu biliniyor. Bundan kaynaklı tedavi süreci de gecikiyor. Tüm diğer kanser türlerinde olduğu gibi yumurtalık kanserinde de erken tanı çok önemlidir.
 
Belirtileri nelerdir?
 
Yumurtalık kanseri kendisini geç gösterdiğinden ve sinsi olduğundan “sessiz katil” olarak nitelendiriliyor. Fakat hastalığı fark etmek için önceden vücut uyarılar veriyor.
 
Örneğin karında şişkinlik, hazımsızlık, gaz, bulantı veya kusma, iştahsızlık ve erken doyma hissi, kasık ağrısı ve karın ağrısı, idrar yapmada değişiklik (sık idrara gitme, tam rahatlayamama), bağırsak davranışlarında değişiklik (kabızlık, tam rahatlayamama), vajinal kanama, makat bölgesinden kanama, vajinal sulu yoğun akıntı gibi birçok belirtiyle karşılaşabiliniyor.
 
Özellikle menopoz dönemi sonrası dikkat edilmeli
 
Kadınlarda özellikle menopoz sonrası bu sayılan şikâyetler varsa hastanede detaylı bir muayeneden geçmeleri gerekir. Ayrıca doktorlar yumurtalık kanserinde erken teşhis için düzenli olarak yıllık jinekolojik kontrollerden geçilmesini özellikle belirtiyor.
 
Kesin tanı ameliyat ile konulur
 
Yumurtalık kanserinin tanısı ise jinekolojik muayene ve ultrasonografi değerlendirmeyle başlar. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda yumurtalık bölgesinde karışık kitle olması ve karında sıvı birikmesi durumunda yumurtalık kanseri şüphesi oldukça kuvvetlenmektedir. Bu bulgulara ilaveten kanser hücrelerinden salınan ve kanda saptanan tümör belirtileri düzeyinin yüksek olması da teşhisi desteklerken, kesin tanı da ameliyat ile konuluyor. Tedavide en önemli faktör yapılan ilk ameliyatın kapsam ve kalitesidir. Yumurtalık kanseri cerrahisinde amaç geride gözle görülür tümör bırakmamak olmalı. Yapılan bilimsel çalışmalar geride gözle görülür tümör bırakılmayan hastalarda başarının en yüksek olduğunu göstermekte. Bu nedenle cerrahi sırasında sadece rahim ve yumurtalıklar değil, tümörün yayıldığı tüm dokular çıkartılır. Cerrahi tedavi ardından hastalığın evresine göre kemoterapi kararı veriliyor.
 
Genetik testinin yapılmasında fayda var
 
Öte yandan uzmanlar genetik test için doktora başvurulması gerektiğini söylüyor. Ailede yumurtalık kanseri olanlar var ise genetik danışma ve uygunsa genetik testten geçilmeli. Uzmanlar test yapılmadan önce doktordan testin yararları ve olası sakıncaları hakkında bilgi istenilmesi gerektiğini belirtiyor. Genetik test bir kadının yumurtalık kanseri için riski arttıran bazı genetik değişiklikler taşıyıp taşımadığını belirliyor.
 
Bol sebze tüketilmeli
 
Uzmanların yaptığı birçok çalışmada sebzeden zengin diyetle beslenen kadınlarda kanserin daha nadir görüldüğü gözlenmiştir. Amerikan Kanser Birliği özellikle bitki kaynaklı ve çeşitten zengin bir beslenme öneriyor. Günde en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmeli, kırmızı et özellikle yağdan zengin ise sınırlı miktarlarda yemek gerekir.