SES: 200 bin sağlık çalışanı enfekte

  • 11:41 2 Aralık 2020
  • Sağlık/Spor
ANKARA - SES Ankara Şube Yönetim Kurulu, pandemide vaka ve ölüm sayılarındaki artışa ilişkin yaptığı açıklamada, Ankara’da günlük vaka sayısının 4 binin üzerinde olduğunu kaydederken, yaklaşık 180-200 bin sağlık çalışanının ise enfekte olduğunu ifade etti.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)  Ankara Şube Yönetim Kurulu, artan koronavirüs vaka ve ölüm sayılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada vaka ve ölüm sayısında artışın sorumlusunun, “sağlık emekçilerinin taleplerini görmeyen hükümet olduğu” belirtildi.
 
‘Yoğun bakım yataklarında yüzde 80 doluluk oranı’
 
Pandeminin başından beri sorumluluğun halka yüklendiği ifade edilen açıklamada, halk ölümler ile karşı karşıya kalırken, rehin alınan sağlık emekçilerin ise yaşamını yitirdiği ya da enfekte olduğu belirtildi.  Bugün itibariyle salgının başından beri testi pozitif olan hasta sayısının 2 buçuk milyon civarında olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Test pozitif oranına göre ise beklenen sayı 3,1 milyonun üzerindedir. Bakanlığın verilerine göre 75 ile 80 bin aralığında hasta hastanelerde tedavi görmektedir, Sağlık Bakanlığı ve Üniversite Hastanelerinde 17 ve 18 bin aralığında yetişkin yoğun bakım yatağı bulunmakta olup, ağır Covid-19 hastaları düşünüldüğünde (Bakanlık verilerine göre bu sayı 5.303) bu yatakların yüzde 31’i Covid hastaları ile dolmuş durumdadır. Pandemi öncesi SB ve Üniversite Hastaneleri yoğun bakım yatak doluluk oranları yüzde 70 ile 80 aralığında gerçekleşmekte iken Covid 19 hastaları ile birlikte yoğun bakım yatakları dolmuş durumdadır” denildi.
 
‘Pandemide acil dışı ameliyatlar ertelendi’
 
Türkiye’de 70 ile 72 bin aralığındaki hastanın, yoğun bakım servisi dışındaki servislerde tedavi gördüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Hastanelerde (SB ve Üniversite), yoğun bakım yatakları çıkarıldığında 170 bin servis yatağı (çocuk, kadın doğum, onkoloji dahil ) bulunmaktadır. 170 bin servis yatağının artan vakalar nedeniyle yüzde 42’sinde Covid -19 hastaları yatmaktadır. Bu servislerin pandemi öncesi yatak doluluk oranları yüzde 70 ve 75 aralığında seyrederken, bu alanlarda boş yer kalmaması nedeniyle pandemi süresinde acil dışı ameliyatlar ertelenmiş kısmen hastalar taburcu edilerek veya hasta kabul edilmeyerek Covid -19 hastalarına yer açılmaya çalışılmıştır” ifadelerine yer verildi.
 
‘Ankara’da 20 bine yakın emekçi yıllık izinlerini kullanamamaktadır’
 
Ülke genelinde olduğu gibi Ankara’da da yetişkin yoğun bakım servislerinde yer bulunmadığına dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: “ İlimizde 3700 ile 4200 aralığında günlük pozitif hasta bulunmakta olup, hastane doluluk oranlarınız yüzde 87 ile 92 (kadın doğum, çocuk dahil) aralığında değişmektedir. SB ve Üniversite Hastanelerinde bulunan 1600’e yakın yoğun bakım yatağı takviye edilmeye çalışılsa dahi yoğun bakımlarda yer bulunmamaktadır. Ankara ilinde hastaların yatış sırası beklediği dönemlere girilmiştir. Enfekte olan sağlık emekçisi sayısı ise geçmiş dönem ve güncel veriler karşılaştırıldığında 180-200 bin aralığındadır. Sağlık emekçileri arasında artan vakalara rağmen riskli durumu olan sağlık emekçilerine dönük zatürre ve grip aşıları yapılmamıştır. Artan vakalar nedeniyle Ankara ilinde SB Hastanelerinde 40 bin Üniversite Hastanelerinde ise 20 bine yakın emekçi dinlenme hakkı olan yıllık izinlerini kullanamamaktadır.  Yüzde 70 doluluk oranında bile iş yükü fazla olan sağlık emekçileri tükenirken,  yüzde 100 doluluk çerçevesinde hizmet verilmesi iş yükünü dayanılmaz boyuta taşımıştır. Normal servis hastaların ortalama kalış günleri 5 gün iken, Covid hastalarının ortalama kalış günleri 10 günün üzerindedir. Seyri ağır olan ve riskli Covid hastalarının sayısı günden güne artarken, enfekte olan sağlık emekçilerinin sayısı da aynı oranda artmaktadır.”
 
‘İktidar sorumluluğu halka, emekçiye atmaya çalışıyor’
 
Yatan hastaların iyileştirilme sürecinin yalnızca yeterli yatak, ekipman ve tedavi ile yürütülemez olduğu vurgulanan açıklama, şu sözlerle sonlandırıldı: “Fiziksel koşulların iyiliğinin ve tıbbi malzemelerin yeterliliğinin yanı sıra, sağlık emekçilerinin insana insanca tedavi ve bakım verebilmesi, çalışma ortamlarının ve koşullarının fiziksel ve psikolojik olarak talepleri doğrultusunda iyileştirilmesinden geçer. Bu aynı zamanda pandemi mücadelesinin ilk koşulu olmadır. İktidar her zaman olduğu gibi sorumluluğu halka, emekçiye ya da bilim kuruluna atmaya çalışsa da ölümlerin sorumlusu il başına ortalama günlük 20 vaka açıklayan ve sağlık emekçilerinin taleplerinin görmezden gelenlerdir.”
 
Açıklamanın sonunda söz konusu sorunların çözümü için atılması gereken adımlar şöyle sıralandı:
 
“* İvedilikle yeterli sayıda sağlık emekçisi istihdamını ve KHK ile ihraç edilen emekçilerin işe iadelerini gerçekleştirin,
 
* Meslek hastalığı ve iş kazası düzenlemesini, emek ve meslek örgütlerinin talebi doğrultusunda çıkarın,
 
*Sağlık emekçilerin süregelen sorunlarını çözün,
 
*Özel sektöre ait hastaneleri kamulaştırın,
 
* Süreci bilimsel yöntemlerle, emek ve meslek örgütleri ile birlikte demokratik ilkelere uygun şeffaf bir şekilde yönetin,
 
* Şehir Hastaneleri gibi sağlık hizmetleri ile örtüşmeyen projeler yerine ülkenin geneline yayılan ve kapsayan hastane örgütlenmesini sağlayın,
 
* Kapanan hastaneleri bir an önce açın.”