‘Tam bir ‘normalleşmeme’ süreci yaşıyoruz’
- 09:02 6 Temmuz 2020
- Sağlık/Spor
ANKARA - Koronavirüs vakalarındaki artışı değerlendiren ATO YK üyesi Dr. Gülgün İncirci Kıran, sürece “normalleşme” yerine “normalleşmeme” demenin daha yerinde olacağını belirterek, “Bundan sonra dünyanın yeni normali bu pandemilerle uğraşmak olacak" dedi.
Türkiye’de 1 Haziran’dan itibaren hayata geçirilen “normalleşme” adımları ile birlikte koronavirüs ( Covid-19) vaka sayılarında artış yaşanırken, yoğun bakım ve entübe hasta sayısındaki artış da neredeyse iki katına çıktı. Özellikle Ankara, Antep, Bursa, Konya ve Diyarbakır’da artış yaşanırken, sağlık çalışanlarında da virüse yakalananların sayısı artıyor.
‘Tam bir normalleşmeme’
Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu (YK) üyesi Gülgün İncirci Kıran, sürece “normalleşme” demenin yanlış olduğunu belirterek, “Bu süreç tam bir normalleşmeme süreci. Biz TTB ve tabip odaları olarak bu sürece ‘yeniden açılma’ dedik. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, normalleşme ekonomik kaygılarla başlatılmış bir süreçtir. Özellikle 11 Mayıs’ta AVM’lerin açılmasıyla çok büyük bir hata içine düşüldü ve vaka sayılarındaki artış devam etti. Ardından 1 Haziran’da tüm kamusal alanlarda bir gevşeme bir serbestleşme ortaya çıktı. 1 Haziran’da ki serbestleşme adımlarının hepsi aynı anda hayata geçirildi. Önlemler kademeli olarak veya iki üç hafta denedikten sonra gevşetilseydi vakalar bu kadar artmayacaktı. 13 Haziran’dan sonra gördük ki vaka sayıları hızla artmaya başladı” dedi.
‘Bütün sorumluluk vatandaşa yüklendi’
Yaz ayının gelmesi, insanlarda korona yorgunluğunun baş göstermesi, asker uğurlamaları, kına ve düğün gibi geleneksel ritüellerin başlamasının da vaka artışını etkilediğini kaydeden Gülgün, “Ama buradaki esas faktör kamusal tedbirlerin kaldırılmasıydı. Bütün sorumluluk bireysel olarak vatandaşa yüklendi. Oysa korona mücadelesi bireysel olmaktan çok kamusal, hatta küresel olarak verilebilecek bir mücadele. Son süreçte kaygı verici bir artış yaşandı. Özellikle yoğun bakım hastalarının artması, bu durumun ölü sayılarına da yansıması açısından ciddi kaygılandırıyor. Aynı zamanda entübe hasta sayısında da ciddi bir artış var. Tüm bunlar gevşeme önlemlerin başındaki yansımalar” ifadelerini kullandı.
‘Vakalar sıfırlanmadı ki ikinci dalga olsun’
Liselere Geçiş Sınava (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ardından vaka sayılarının henüz yansımalarının ise görülmediğine dikkat çeken Gülgün, “İkinci dalgadan söz ediliyor ama vakalar sıfırlanmadı ki ikinci dalga olsun. Başarılı bir şekilde birinci dalgayı sönümlendirip normalleşme adımını atabilmek için, yoğun bakımdaki vaka sayılarının 200-300’lere inmesi, ölü sayılarının sıfırlanması ve entübe hasta sayısının azalması gerekiyor. Şu an biz birinci dalganın alevlenme sürecini yaşıyoruz” diye konuştu.
'Sağlık Bakanlığı filyasyonu durdurdu'
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemi ile mücadelede filyasyon ve sosyal izolasyon gibi kriterlerin önemini defalarca vurguladığını anımsatan Gülgün, sürecin başından beri yaygın test ve taramanın önemine dikkat çektiklerini aktardı. Ancak Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen yazıyla semptomu olmayan kişilerde test yapılmayacağının ifade edildiğini aktaran Gülgün, bunun yaratacağı sorunları şöyle anlattı: “Temaslılara test yapılamaması öncelikle vaka sayılarını oldukça aşağı çekti ve filyasyon çalışmalarını da etkiledi. Filyasyon ancak temaslının tespiti ile mümkün. Arkasından medikolegal sıkıntılar çıktı. İnsanlar test yaptırabilmek için kendilerini bir iki semptom bulmaya başladılar. ‘Başım ağrıyor, ateşim var’ gibi şikayetlerle test yaptırmaya başladılar. Sağlıkçılara test yapılmaması ciddi anlamda hem hastanelerdeki normalleşmenin ardından normal vakaların gelmesi ile teması arttırdı hem de gerçekten sağlık çalışanları arasında vaka sayısı çok arttı. Yalnızca en son açıkladığımız verilere göre; Ankara’da bizim tespit edebildiğimiz toplamda enfekte olan sağlık çalışanı sayısı 452.”
‘Bölge illerinde yoğun bakım yatakları dolu’
Bölgede vakaların artmasına değinen Gülgün, en son Bingöl’de maske zorunluluğu getirildiğini anımsattı. Şırnak, Cizre gibi yerlerde yoğun bakım yataklarının dolduğunu, sanayi kentleri olan Bursa, Kocaeli gibi illerde de ise vakalarda artış olduğunu ifade eden Gülgün,“İnsanlar her gün kalabalık servislerde işlerine gidiyorlar. Bir normalleşme sürecinin başlaması için son derece eksik önlemlerle çalışmalarına devam ediyorlar” dedi.
Bölgede mevsimlik işçiler nedeniyle de vaka sayısında artış olduğunu belirten Gülgün, “Bunlar yaz aylarında beklediğimiz artışlardı ve biz şunu da hep ifade ettik: Yazın virüsün yayılımı değişmiyor. Aynı hızla yayılmaya devam ediyor. Şu anda virüsün yayılma hızında herhangi bir farklılık yok” dedi.
‘Sağlık Bakanı pansuman ve palyatif önlemler alıyor’
“Sağlık Bakanlığı bir takım pansuman önlemler alıyor” diyen Gülgün, hafta sonu yapılan sınavlar, sınav günü sokağa çıkma yasağı getirilse dahi o gün bileti olan ve tatil yapanlara izin verilmesi gibi istikrarsızlıklar yaşandığına dikkat çekti. Bu istikrarsızlıkların test konusunda da devam ettiğini söyleyen Gülgün, “Arkasından kafelerin, toplu taşım araçları, camilerin açılması… İnsanların kontrolünün çabuk kaybolacağı alanlarda ne yazık ki sosyal mesafe kurallarının çiğneneceği aşikarken göz göre bu önlemler gevşetildi. Dolayısıyla birden bire başlatılan normalleşmede bize göre çabuk davranıldı. Yaz tatili nedeniyle turizm tesisleri çok erken kullanıma açıldı. Sağlık turizmi denen gereksiz uygulama getirildi. Palyatif önlemlerin yanı sıra radikal konularda ciddi sıkıntılar yaşandı” diye konuştu.
‘Dünyanın yeni ‘normal’i pandemilerle uğraşmak olacak’
Salgının devam ettiğini ve uzun süre hayatımızda kalacağını vurgulayan Gülgün, geçen günlerde Çin’de domuzlarda tespit edilen yeni bir ınfluenza tipi bulunduğunu aktardı. Bu virüsün henüz insandan insana geçip geçmediğinin saptanmadığına ancak ciddi bir pandemi tehlikesi oluşturduğunu dile getiren Gülgün, şunları söyledi: “Bundan sonra dünyanın yeni normali pandemilerle uğraşmak olacak. Belki bir pandemi bitecek başkası başlayacak ve dünya bundan sonra hiçbir zaman eski normaline dönmeyecek. Her alanda kişisel önlemlerimizi uygulayarak; maskeler, sosyal mesafe ve kişisel hijyen kurallarına uymamız gerekiyor. Biz bunu aynı şekilde iki yıl boyunca devam ettirmek zorunda kalabiliriz. Kapımızda bekleyen yeni pandemiler var. Kış dönemi ile vakaların artışı olacak. Kamusal önlemlere uyarak, kişisel önlemleri alarak bu süreci yeni normalimiz olarak devam ettirmemiz gerekiyor.”