Melike Aydın

 

İZMİR - Koronavirüs salgınına karşı henüz aşı bulunmadı ancak Türkiye’de yurttaşlar, aşı konusunda şüpheli. Mikrofon uzattığımız birçok kadın şu ana kadar verilerin şeffaf bir şekilde aktarılmadığını belirtirken, ancak TTB ve güvendiği doktorların önerisiyle aşıya güveneceklerini söyledi. 

 

Koronavirüs (Covid-19) için aşı çalışmalarında bazı üniversitelerde insanlar üzerinde deneylere başlanıldı. Buna karşın bazı bilim insanları ise Covid-19 aşısını geliştirmenin zor olmasının yanı sıra virüsün mutasyona uğraması ihtimali nedeniyle oluşturulan antikorun etkili olamayacağını, bazısı da aşının belki de hiçbir zaman yüzde yüz etkili olmayacağı tezini savunuyor. Ayrıca etkili bir aşının  geliştirilmesi için virüsün mutasyona uğramaması gerekiyor. Türkiye cephesinde de aşı çalışmaları devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Rusya Federasyonu Sağlık Bakanı Dr. Mikhail Murashko arasında video konferans yolu ile yapılan toplantıda ilaç ile aşı geliştirmede ortak çalışmalar yapma konusunda görüş birliğine varıldı. 

 

Türkiye’de henüz aşı tartışmaları belirgin olarak başlamasa da kadınlara aşı konusundaki fikirlerini sorduk. 

 

Ev emekçisi Süreyya Yelkovan: Aşı ile ilgili hiçbir bilgim yok öğrenmek isterim. İçeriğinin gerçekte ne olduğunu öğrenirsem, bana faydalı olursa elbette. Kronik bronşitim var. Her yıl grip aşısı vurduruyorum. Daha önce denenmediği için ehil kişiler onaylarsa belki kullanılabilir.

 

İşçi emeklisi Ayfer Kazan: Normalleşme olsa da evde kalmaya devam edeceğim aşı bulunsa da. Bende şeker ve tansiyon var, kendime güvenemiyorum. Ancak doktorum söylerse güvenirim.

 

Ev emekçisi Zehra Zuhal Sert: Kobay gibi olmak istemiyorum. Sağlık Bakanlığı onay verirse yapılabilir ama zorunlu olması insan hakkı ihlalidir. Bilim Kurulunun verdiği karara bağlı kalırım. 

 

Üniversite öğrencisi Devrim Çabuk: Kobay olacağımı düşünürüm. Devletin verilerini de şeffaf bulmuyorum. Daha açıkça söylenmesini beklerdim. İyileşen sayısı, testler, kodlama sisteminde daha şeffaf olmalarını beklerdim.  

 

Nebahat Olay: Doktorlara, üniversitedeki hocalara ve Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) güvenirim. Zorunlu aşı olması doğru olmaz. Kişinin kendi kararı olmalı. Bu süreçte verilerin doğru olup olmadığından da emin değilim.

 

‘Hiçbir şeyden emin olamıyoruz’

 

Özel şirket çalışanı Zeynep Şeker: Aşının içeriğini bilmiyorum genetiğimle oynanmayacağını bilemem. Bu konuyla ilgili doktorlardan tavsiye almak isterim ama onların da zorunluluk halinde işini yapmalarını göze alarak onlara da güvenmezdim. Aşı zorunlu olamaz herkesin özgür iradesi var. Maliyeti onlara yatırana kadar daha güzel şeylere verebilirler. Türkiye’de 4 gün içeri giriliyor, 3 gün dışarı çıkılıyor. Bir grup içerde bir grup dışarı çıkıyor. Bunlar yanlış uygulamalar. Topluca içeri girip topluca birden çıkmamız lazımdı. Çalışması zorunlu kılınan insanlar oldu, yoksa bunu bir iki hafta içinde çözebilirdik. Ama olmadı. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine güvenmek zorundayız. Halk olarak hiçbir şeyden emin olamıyoruz. 

 

‘Başarısını görmeden yaptırmam’

 

Ev emekçisi Gülten Göker: Bu konuda güvenebilecek kimse yok. Yan etkileri var mı görmem lazım, önce kendim sonra ailem. Zararı bana olamayacak ama belki çocuklarıma olur. O nedenle çocuklarım konusunda emin değilim. Zorunlu kılınması hiç etik olmaz. Eğer işin ucunda bir maddiyat varsa devlet vermiyor biz karşılıyorsak zaten hiç yaptırmam. Ama karar verilirse ben de bu karara uyarım.

 

‘Doktor tavsiye ederse’

 

Böbrek hastası Sema Çetin: Çare olacaksa yaptırırız. Evden çıkmıyoruz başka önlemimiz yok. Ben bir buçuk sendir içerdeyim böbrek nakli oldum. Doktor söylerse yaparız, doktordan habersiz hiçbir şey yapmayız.  

 

‘Güvenmek zorundayız’

 

Ev emekçisi Beril Kurt: Maskemizi takıyoruz, elimizi sterilize ediyoruz. Çocukları dışarıya çıkarmıyoruz. Ama rakamlar doğru mu bilemiyoruz güvenmek zorunda kalıyoruz. Aşı bulunsa güvenirim, güvenmek zorundayız. 

 

Ev emekçisi Hatice Alışık: Daha test olmayan, evlerde taşıyıcı olan çok kişi var. Aşı yaptırırdım kurtulmak için. Ama aşı bulunduktan sonra bize gelene kadar uzun bir süre geçer.