‘Normalleşme girişimleri yanıltmasın’
- 09:03 20 Mayıs 2020
- Sağlık/Spor
Melike Aydın
İZMİR - Bilim insanlarına rağmen ‘normalleşme’ girişimlerinin akla ‘sürü bağışıklığı’ uygulamasını getirdiğini söyleyen SES İzmir Şube Eşbaşkanı Nursel Yücesoy, “Gevşeme oldu diye rahat davranmasınlar” çağrısı yaptı.
“Normalleşmenin” gündeme gelmesiyle beraber AVM’ler, kuaförler açıldı, futbol müsabakalarının başlayacağı duyuruldu. Ancak koronavirüs salgınına ilişkin açıklanan verilerin gerçeği yansıtmadığı gibi zannedilenin üzerinde vaka ve ölüm sayısının olduğunu söyleyen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Nursel Yücesoy, duyurulmasa da normalleşme başlangıçlarının akla sürü bağışıklığı uygulamasının gelebileceğine işaret etti.
‘Vaka sayısı artıyor bile olabilir’
Koronavirüs salgınında yetersiz önlem alınmaya devam edildiğini ve vaka sayısının hala çok yüksek olduğunu belirten Nursel, bilim insanlarının normalleşme girişimlerini doğru bulmadığını vurguladı. Nursel, “Şeffaflık olmasa da Türkiye’de açıklanan test sayısı Avrupa’daki bazı ülkelerin yarısı kadar, aynı ülkelerdeki pozitif çıkan sayısının ise iki katı kadar. Demek ki biraz daha test sayısını yaygınlaştırsak biraz daha fazla sonuç alırız. Belirti göstermeyen çok fazla insan var. Geçtiğimiz hafta kuaförlere ve futbolculara yaptırdılar ve çok sayıda pozitif çıktı. Vaka sayısı az gözüküyor ama doğru değil. Hatta bence yayılma çok hızlı” diye kaydetti.
‘Onların kaygısı toplum değil büyük sermaye’
Bilim kurullarında sendika ve meslek örgütü gibi sahada bulunan insanların yer almaması nedeniyle sağlıklı kararlar alınamayacağının altını çizen Nursel, “Sokağa çıkma yasağına rağmen hafta sonları pozitif çıkan vakaları aradığımızda ‘fabrikadayım’ diyor ve valilik izniyle çalıştığını söylüyor. Birçok fabrikada bu şekilde. Parklar, okullar, küçük işyerleri kapalı ama AVM’ler, kuaförler açıldı. Kapalı ve havalandırmaya sahip olmayan mekanlar. Aynı havayı kullanıyor. Bizim kaygımız toplumun sağlığı onların kaygısı sermaye sahipleri” şeklinde konuştu.
‘Koronavirüs etkisiyle yaşanan ölümler hesaba katılmıyor’
Koronavirüse dair verilere ulaşamadıkları gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamasından sonra ölüm sayılarına da erişim izninin kaldırıldığını ifade eden Nursel, geçen yıl ile bu yıl arasında bir kıyaslamayı yapamadıklarını söyledi. Sadece koronavirüs nedeniyle ölenlere ait rakamların eksik olduğunu düşündüğünü dile getiren Nursel devamında şu sözleri kullandı: “Bizim şahit olduğumuz şeyler de var. Hasta koronadan ölmüş ama ölüm raporuna doğal ölüm ya da bulaşıcı hastalık yazılıp doğal ölüm yazılıyor. Bu nedenle de ölüm sayıları biraz daha düşük gözüküyor. Hasta korona pozitif ise daha önce kronik hastalığı varsa ölüme neden oluyor. Normalde koronaya yakalanmasa ölmeyecektir. Korona bunun ölüm riskini arttırıyor ve farklı şekillerde ölmesine sebep oluyor. Örneğin sebep olarak korona virüs + kalp yetmezliği yazılabilir. Böyle bir istatistik yok ve ulaşamıyoruz.”
‘Sürü bağışıklığı uygulanıyor olabilir’
AVM’lerin açılmasıyla evlerde baskılanan insanların hızla sokağa çıkacağına dikkat çeken Nursel, “Belki bu arada insanlar daha çok birbirine temas ederek sürü bağışıklığı da düşünülmüş olabilir. Dillendirmeseler de biz böyle yorumlayabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü’nün dediği gibi aşı çalışmaları devam ediyor. Henüz bir ilaç ya da aşı bulunmadı. En az da bir yıl süreceğini söylüyor ve tedbirlerimizi almamızı söylüyor” dedi.
‘Bir süre sonra daha büyük sayılarla karşılaşabiliriz’
Birçok ülkede başlayan normalleşmenin hızlı bir yayılmaya sürükleyebileceğini ifade eden Nursel, şöyle konuştu: “Biz birinci turu tamamlamış olabiliriz. Bir süre sonra daha büyük sayılarla uğraşmak zorunda kalabiliriz. Eylül ayında yeni bir pik olabilir kanısı var. Ben sıcakların olumlu etkileyeceğini düşünmüyorum çünkü sıcak ülkelerde de görünüyor. İkinci üçüncü dalgalar yaşanabilir. Gevşeme oldu diye çok rahat davranmasınlar. Koruyucularını kullansınlar. Eldiven takmayı sağlıklı bulmuyorum. Plastikler mantar yapabilir ve bakteri toplar. Toplu taşımada maske takılsın ama sokakta pek kimse yoksa takılmayabilir.”