Zulme karşı Barış Annesi oldu...
- 09:02 30 Temmuz 2023
- Portre
Öznur Değer
MÊRDÎN - Ömrünü barışa adayan Xewlet Öncü, ailesine ve halkına yönelik tanık olduğu baskılara karşı durmak için Barış Annesi olduğunu belirterek, “Barış için herkes üzerine düşeni yapsın. Cezaevlerine karşı duyarlılık oluşmalı ve ulusal birlik sağlanmalı” çağrısında bulunuyor.
Kurdistan’da 90’lı yıllarda halkın maruz kaldığı işkencelere tanıklık eden ve günümüzde 90’ların ruhunu ve zihniyetini aratmayan uygulamalara karşı duran Barış Anneleri, “savaşa karşı barış” şiarıyla barış mücadelelerini yıllardır sürdürüyor. Ömürlerini barışa adayan Barış Anneleri Meclisi üyelerinden Mêrdîn Qoser (Kızıltepe) Barış Anneleri Sözcüsü Xewlet Öncü haksızlığa karşı durmak için Barış Annesi olduğunu ifade ediyor.
Çocukluğu doğayla geçti
Xewlet, 1968 yılında Mêrdîn’in Bernişt (Bağlıca) köyünde dünyaya gelir. Bir yaşına kadar Bernişt’te yaşayan Xewlet, ardından babasının imam olması dolayısıyla Amed’in Çinar ilçesine bağlı Beşpınar köyüne yerleşir. Bir yıl sonrasında yeni bir taşınma görünür ve bu defa yine Çinar’a bağlı Bedirlu köyüne yerleşirler. 3 yaşında yerleştiği Bedirlu’da tüm çocukluğunu geçiren Xewlet, özlemle anlattığı çocukluğunda arkadaşlarını ve oyun oynamayı çok sevdiğini söylüyor. Yaşamını doğayla iç içe geçiren Xewlet, çocuk yaşta hayvanlarla da ilgilenmeye başlıyor.
Okuması engellendi
Okula hiç gönderilmeyen Xewlet, babasının imam olması nedeniyle küçük yaşta Kuran okumaya başlıyor. Okumayı çok sevdiğini ifade eden Xewlet, çocuklara da ders verdiğini paylaşıyor. Yaşının biraz daha ilerlemesi üzerine cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa maruz kalan Xewlet, camiye gitmesine izin verilmediğini belirtiyor ve ekliyor: “‘Sen kızsın büyüdün, artık buraya gelme. Buraya yabancılar geliyor’ dediler. Ben gitmeyi çok istiyordum ama izin vermediler. Ben de evde okumaya başladım. Köydeki çocuklar da eve gelip okuyorlardı. Biz de onlara öğretiyorduk. Hatta bazen kendim okumaya zaman bulamıyordum akşamları okuyordum.”
Çocuk yaşta evlendirildi
Henüz 16 yaşında bir çocukken amcasının oğluyla evlendirilen Xewlet, evlendirilmesinin ardından Çinar’a yerleşir. Evlendirildiği süreci anlatan Xewlet, “Evliliğin ne olduğunu bilmiyordum. O nedenle ne onay verebildim ne de reddedebildim. Aileler kendi arasında konuştu, anlaştı, ben de sesimi çıkaramadım. Evlenmeden önce herkes ‘amcasının gelini’ diyordu. Ben de bir şey demedim” diyor. Evlendirildikten sonra amcasının evine yerleşen Xewlet, orada 7 kişiye bakıyor. Evin tüm işini yapan Xewlet, eşinin annesinin hasta olduğunu ve onun bebeğine de baktığını ifade ediyor. “Allah halime baktı ki 4 yıl çocuğum olmadı. Çünkü zaten aileden 7 kişiye bakıyordum, işlerini yapıyordum bir de çocuğum olsaydı çok zorlanırdım” diyen Xewlet’in sonradan 5 çocuğu oluyor.
Geçim sıkıntısıyla taşındılar
Bir süre sonra bu defa eşi ve eşinin ailesiyle maddi nedenlerle Mêrdîn’e bağlı Miqiblê köyüne yerleşiyor ve ardından yine aynı nedenlerle bu kez Qoser’e taşınıyor. Xewlet, burada eşinin çalışmasıyla geçinmeye çalıştıklarını belirtiyor.
‘Zulme karşı durmak için Barış Annesi oldum’
Çocukken babasına, erkeğe ve haksızlığa karşı çıkan Xewlet, şimdi de devlet zulmüne karşı çıkıyor. “Zulümden başka ne var ki” diye soran Xewlet, “Zulme dayanamıyorum. Zulüm nerden gelirse gelsin ve kimden gelirse gelsin kabul etmiyorum. Zulüm, haksızlık çok fazlaydı. Ben de bu zulme karşı durmak için Barış Annesi oldum. Bir keresinde, yanlış hatırlamıyorsam 1993 yılındaydı, ailemin evini basıp kardeşlerime işkence ettiler. Ben de ailemin evinin basıldığını öğrenince onların evine doğru koşmaya başladım. Komşularımız beni görünce ‘Oraya girme evin içi dolu, seni öldürürler. Askerler babanı, kardeşlerini aldılar, kardeşlerine işkence ettiler’ dediler. Ben de ‘Bundan daha ölüm olur mu’ dedim. Sonra duvardan atlayıp bahçeye girdim. Babamı ve üç erkek kardeşimi işkenceyle almışlardı. Ben de kaybedilmelerinden korktum. Hatta kardeşlerim alındı diye sevindim neredeyse. Çünkü babamı tek alsalardı onu kaybedeceklerdi. Faili meçhul olacaktı. O an babama ve kardeşlerime işkence edenleri öldürmek istedim” diyor.
Amcası katledilince kardeşleri özgürlük mücadelesine katılır
90’lı yıllarda amcası işkence ile katledilen Xewlet’in kardeşleri Mehmet Şerif Öncü ile Bahattin Öncü, buna karşı PKK’ye katılır. Mehmet Şerif Öncü’den hiçbir haber alamayan Xewlet’in diğer kardeşi Bahattin Öncü ise esir düşer. Xewlet, 28 yıldır cezaevinde tutulan ve şu anda Bodrum S Tipi Cezaevi’nde bulunan kardeşi Bahattin’in yakın zamanda çıkmasını diliyor.
‘Sadece barış için mücadele ediyoruz’
15 yıl önce Barış Anneleri’ne katıldığını ifade eden Xewlet, “Barış Anneleri ile tanışmaya başladıktan ve onlarla çalışmaya başladıktan sonra çok şey gördüm, çok hikaye dinledim. Anneler çok şey yaşıyor, çok acı çekiyor, çok zulüm görüyorlar. Sadece zulüm gördük. Ama tüm bunlara rağmen tek talepleri barış. Anneler sadece barış istiyor ve sadece bunun için mücadele ediyorlar. Sadece barış için mücadele ediyoruz” şeklinde dillendiriyor barış talebini.
Açlık grevi eylemlerinde işkenceyle gözaltına alındı
8 Kasım 2018’de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı ve ardından tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi eylemlerini hatırlatan Xewlet, o süreçte çok zorlandıklarını, yemek yiyemediklerini dile getiriyor. Xewlet, “O süreç beni çok zorladı. Bir sürü çocuğumuz açlık grevine girmişti. Buna daha fazla dayanamadık ve tecridin kaldırılıp açlık grevinin sonlanması için HDP Qoser ilçe binası önünde basın açıklaması yaptık. Açlık grevi 50 günü aşmıştı ve artık risk taşıyordu. Biz açıklamaya başlar başlamaz önümüzde zırhlı araçlar ve TOMA’lar durdu. Ben de bu duruma ‘yeter artık’ diyerek tepki gösterdim. ‘Çocuklarımız cezaevinde ölüyor. Eğer tek bir çocuğumuz ölürse dünyayı yakarım’ dedim. Ardından bize tazyikli su ve biber gazları atmaya başladılar. O sırada ben de işkence ile gözaltına alındım, yerlerde sürüklendim. 6 saat gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakıldım. Kollarım morarmıştı işkenceden. İşkence ettikleri yetmezmiş gibi üstüne bir de bana dava açtılar” diyerek dava sürecinin devam ettiğini ifade ediyor.
‘Barış güzellikler doğuruyor’
Ardından 2 yıl önce yine evine yapılan baskınla gözaltına alınarak 6 gün gözaltında tutulduğunu söyleyen Xewlet, yargı kıskacında tutuluyor. Xewlet, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Barış için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Cezaevleri aklımdan çıkmıyor. Binlerce insan yıllarca cezaevinde tutuluyor. Barış için herkes üzerine düşeni yapsın. Cezaevlerine karşı duyarlılık oluşmalı ve ulusal birlik sağlanmalı. Savaşın olduğu yerde acı var. Savaşın olduğu yer cehennemdir. Savaşın olmadığı yer ise cennettir. Hiçbir yerde savaş olmasın. Dağlarda kimyasallar kullanılıyor ve doğa da katlediliyor. Doğa ve hayvanlar yok ediliyor. Barış güzellikler doğuruyor. Ölüm ve savaş olmasın.”
İki kardeş birlikte barışı haykırıyor
Yanı sıra Xewlet’in kardeşi Fıriet Doğan da Barış Annesi Meclisi İnisiyatifi üyelerinden. İki kardeş barış mücadelelerini birlikte yürütüyor, barışı birlikte haykırıyor.