Kader’in ardından 4 yıl: Özgür yaşam hayali ilmek ilmek örülüyor 2018-11-06 09:01:05   HABER MERKEZİ - DAİŞ’in işgal girişimine karşı Kobanê ile dayanışmak için gittiği Suruç sınırında katledilen Kader Ortakkaya’nın yaşamını yitirmesinin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen yargıda bir arpa yol alınmadı.  28 yıla kocaman bir mücadele sığdıran Kader’in “Ne olursa olsun bu mücadele düşmeyecek ve kazanacak” dediği Kobanê’de bugün kadınların öncülüğünde yeni bir yaşam ilmek ilmek örülüyor.    DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırılarının yoğunlaştığı ve 10 binlerce insanın Kobanê sınırına göç ettiği sırada Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan kadın aktivist Kader Ortakaya, yaşanan vahşete daha fazla sessiz kalamayarak Kobanê sınırındaki insan zincirinde yerini aldı. Sınır hattında aylarca devam eden insan zincirinden ayrılmayan 28 yaşındaki Kader,6 Kasım 2014 tarihinde Kobanê’ye geçmek istediği sırada askerlerin açtığı ateş sonucu başına isabet eden kurşunla yaşamını yitirdi.   Demokratik yaşam umudunu her zaman yüksek tutan Kader, bu umudu aylarca Urfa’nın Suruç sınırında birlikte nöbet tuttuğu insanlarla da paylaştı.    Mücadeleyle geçen 28 yıl!   Ortaokulu bitirmeden tekstil işçiliğine başlayan Kader, ortaokulu ve liseyi açık öğretimden bitirerek kendi çabalarıyla üniversiteyi kazandı. Verdiği bu zorlu yaşam mücadelesi aynı zamanda onun erkek egemenliğine karşı verdiği mücadelenin de resmi. Bu nedenledir ki erkek egemenliğin en vahşi yüzünü Ortadoğu’dan tüm dünyaya yaymaya çalışan DAİŞ, Kader’in öfkesini biledi. Yaşamı boyunca yok sayılan, ötekileştirilen ve katledilmek istenenlerin yanında direnen Kader, 28 yıla sığdırılan bir mücadele geride bıraktı.    Bir yıl sonra  ‘görevsizlik’ kararı    Kader’in katledilmesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından savcılığa gönderilen yazıda, o gün sınırda görevli askerlerin silah değil, biber gazı kullandığı ve bir “kobra” aracının bulunduğu iddia edildi. Ayrıca Kader’in DAİŞ ile PYD arasındaki çatışmada seken şarapnelle yaşamını yitirmiş olabileceği öne sürüldü. Ancak Kader’in katledildiği sırada yanında bulunanlar, sınırın Türkiye tarafında bir askeri araçtan inen askerlerin ateş açtığını ve Kader’in bu sırada vurulduğunu ifade etti.Suruç’tan Kobanê’ye geçerken sınırda açılan ateşle hayatını kaybeden Kader’in ölümüne ilişkin dosya, tam bir yıl sonra yani 2015’te “görevsizlik” kararı verilerek, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderildi. Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı, ölümün askeri savcılığın görev alanında meydana geldiğini ve soruşturma yapma görevinin bu makama ait olduğunu kaydetti.    6 kişilik asker grubu gazla müdahale etmiş!   Kader’in katledilişinden sonra  “PYD/YPG ile DAİŞ arasındaki çatışmalarda başına şarapnel parçası çarpması sonucu öldüğü” iddiası üzerinden soruşturma başlatıldığı anlaşıldı. Dosyaya göre Suruç’ta bulunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3. Hudut Alayı 3. Hudut Tabur Komutanlığı’ndan 16 Aralık 2014’te Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, Kader’in katledildiği 6 Ekim günü topluluğa 6 kişilik askeri bir grubun müdahale ettiği belirtildi. Yazıda, Suriye’den taşların atıldığı savunularak “Gruba gazla müdahale edilerek, grup güneye doğru dağıtılmıştır. Bunun üzerine Türkiye tarafındaki gösterici grup slogan atarak, taşlamaya başlamıştır. Kendilerine hudut hattını terk etmeleri için verilen süre dolduğundan bu grup sadece gaz kullanılarak, Yumurtalık köyüne doğru dağıtılmışlardır. Bu sırada bölgeye jandarma timleri ulaşmış ve timler bölgeyi kontrol altına almışlardır” denildi.   4 yıl geçti ama dosyada bir arpa yol alınmadı!   Aradan geçen 4 yıla rağmen ne Kader’i katledenler açığa çıkarıldı ne de dosyada bir arpa yol alındı. Kobanê direnişi öncesi işçi mücadelesi, üniversitelerde verilen mücadele ve Gezi eylemlerinde aktif rol alan Kader, tüm kadınlarda bir iz bıraktı. Öyle ki Kader’i birebir tanıyan ya da sadece bir kez konuştuğu kadınlar, ismini duyunca gözlerinde beliren mutluluğu gizleyemiyor.   ‘Kadınlar için özgürlük sembolüdür’   Kader, verdiği bir röportajda Kobanê direnişine ilişkin şunları kaydetti: “Yaklaşık 15 gündür Kobanê sınırında yaşanan direnişe destek vermek amacıyla bulunuyorum. Bugün Kobanê’de verilen direniş sadece Kürt halkının değil tüm insanlık için verilen bir mücadeledir. O yüzden Kobanê’de verilen direnişe herkesin destek vermesi gerekiyor. Biz kadınlar için Kobanê direnişi başka bir anlam ifade ediyor. Özellikle Ortadoğu’daki kadınlar ve Kürt kadınlar için Kobanê direnişi özgürlük sembolüdür. Çünkü şuanda Ortadoğu’da kadına layık görülen tek şey kölelik ya da ölümdür. Bu savaşlarda da en büyük zararı biz kadınlar görüyoruz. Arin Mirxan’ın bu doğrultuda kendisini feda etmesi de biz kadınları dışında tutmuyor. Bu nedenle Kobanê direnişine en fazla biz kadınların sahip çıkması gerekiyor. Bugün bu yüzden buradayız. Kobanê direnişine destek olmak için, orada direnenlere moral vermek için sınırda direnişe destek olmaya devam ediyoruz. Türkiye devletinin DAİŞ’e desteğini engellemek için buradayız. Bu nedenle insanlık adına tüm kadınları ve tüm kesimleri Kobanê direnişini sahiplenmeye çağırıyorum. Ancak böylesi bir mücadele ile insanlık kazanabilir ve şundan da eminiz ki bu mücadele nasıl olursa olsun kazanacaktır. Kobanê düşmeyecektir.”   Kobanê direnişinin eninde sonunda zafere ulaşacağına olan inancını yitirmeyen Kader, çevresindekileri de bu direnişe davet etmeyi sürdürdü. Her çıktığı programda Kobanê direnişinin kazanacağını ve düşmeyeceğinin altını çizen Kader, özelde kadınları ve tüm vidan sahiplerine direnişi sahiplenme çağrısında bulundu.