Otobiyografisini ilk yazan kadın: Margaret Lucas Cavendish 2021-04-04 09:05:04     HABER MERKEZİ - Otobiyografisini ilk yazan kadın olarak bilinen Margaret Lucas Cavendish, yaşamı boyunca hem kadının hem çocuğun hem de doğanın hedef alınmasını yazılarıyla eleştirir.    Margaret Lucas Cavendish, filozof, şair, bilim insanı, bilim kurgu, oyun ve deneme yazarıdır. Dünyanın en eski akademisi sayılan “Royal Society of London”ın toplantısına katılan ilk kadın olan Margaret, Birleşik Krallık’ta Doğu Anglikan Kilisesi üyesi ve toprak sahibi soylu bir ailenin çocuğu olarak 1623 yılında doğar. Sekiz çocuğun en küçüğü olan Margaret, kardeşleriyle çok fazla zaman geçirir. Resmi bir eğitimi yoktur ancak akademik kütüphanelerde ve eğitmenlere erişim sağlar.    Erken yaşta fikirlerini ve düşüncelerini yazan Margaret, genç yaşlarda saraya girer, ardından Kraliçe Henrietta Maria’ya Paris sürgününde eşlik eder.  Bir süre Kral 14. Louis’in sarayında yaşayan Margaret, 1645 yılında Newcastle’ın ilk dükü olarak bilinen William Cavendish ile evlenir.    Margaret’in taşıdığı ayrıcalıklar, unvanını kururken, aynı zamanda kişisel tarzından ve daha da önemlisi hiç gizleme gereksinimi duymadığı yazma hevesinden ötürü kötü niyetli ve zararlı dedikoduların da kolay hedefi haline gelir.    Çoğu kadın yazarın isimsiz olarak kitaplarını yayınladığı bir dönemde kendi adıyla eserlerini yayınlayan Margaret, felsefi yazılarında çoğunlukla metafizik ve doğa felsefe konularını irdelemesinin yanı sıra, cinsiyet, güç, ahlak, bilimsel yöntem, sosyal ve politik içerikleri de yazılarına konu eder.    Korku ve endişelerini yazar   Margaret, konumu birçok kadının konumundan çok farklı olsa da, kadınların ortak korkuları ve üzüntüleri, özellikle de çocuklarına yönelik korku ve endişeleri konusunda çok etkileyici yazılar yazar: “Onların iyilikleri için endişelenmek, onların hastalanacakları korkusunu yaşamak, onların hastalıkları ve ölümlerinin katlanılamaz acısı karşısında üzülmek.”     Eşiyle beraber Margaret ile Londra’ya döndüğünde psikolojik nazım yazmaya başlar. 1653 yılında Poems and Fancies adlı eserini yayımladığında yazma nedenini şöyle açıklar: “Bu çağda bütün kahramanca etkinlikler, kamu görevleri, erk sahibi yönetimler ve hukuk alanı bizim cinsiyetimizden esirgenir.    ‘Uzaklara uçma zahmetine girmeyelim’   Margaret, 1655 yılında Philosophical and Physical Opinions adlı eserinde şu şikâyette bulunur: “Evlerimizde tıpkı kafesteki kuşlar gibi oradan oraya gezinelim, uzaklara uçma zahmetine girmeyelim diye tutuluyoruz. Her türlü erk ve otorite bize kapalı; nedeni de daha önce kamusal ya da askeri konulara hiç karışmamış olmamız. Önerilerimiz aşağılanmakta ve kahkahalarla karşılanmakta, en iyi etkinliklerimiz aşağılanmakta ve çiğnenip geçilmekte; bunu gerçekleştiren de erkeklerin kendilerine ilişkin sınırsız kibri ve bizlere yönelik küçümsemesi.”   Londra’ya ilk dönüşünde ise yazılan ama 1655 yılında yayımlanan The World’s Olio’nun önsözünde Margaret şöyle der: “Doğada eğer okullarda beynimizi ve bilgimizi olgunlaştıracak biçimde yetiştirilecek olursak, en az erkeklerinki kadar net bir anlayışa sahibiz.”   Kraliyet Cemiyeti’nde yapılan toplantıya katılan ilk kadın olur   Doğa felsefesi ve modern bilim alanında yayınlanan kapsamlı çalışmalarıyla döneminin en verimli filozofları arasında yer almasının yanı sıra benzersiz ve çığır açan bir kadın yazar olarak kabul edilen Margaret, 1667 yılında Londra Kraliyet Cemiyeti’nde yapılan toplantıya katılan ilk kadın olur. Toplantıya katılan filozoflar Thomas Hobbes, René Descartes ve Robert Boyle ile yan yana gelir ve onları eleştirir. 17. yüzyılda kadınlar doğa felsefesi hakkında nadiren yazılar yazarken, Margaret, konuyla ilgili altı kitap yayınlar.     Kadınların derneklerden dışlanmasını eleştirir   Royal Society üyelerinin kuru, ampirik yaklaşımını alaya alan, canlı hayvanlar üzerinde yapılan cerrahi deneylere karşı çıkan Margaret, kadınların bilim insanlarının üye olduğu derneklerden dışlanmasını da eleştirir. Margaret, Baconcı mekanik ilerleme düşüncesi yerine, Stoacı doktrin tercihini Observations on Experimental Philosophy, 1668 (Deneysel Felsefe Üzerine Gözlemler) adlı kitabında anlatır.   Kitabında kendi düşlerini yazar   Margaret’in kaleme aldığı ütopik romanı “The Blazing World”, bilim kurgu edebiyatının tarihteki ilk örneklerinden biri sayılır. Margaret, “The Blazing World” eserinde genç bir kadının başka bir dünyaya yolculuğunu ve burada karşılaştığı ütopik toplulukla yaşadığı deneyimleri anlatır. Feminist bir bakış açısıyla yazılmış ilk ütopya örneklerinden sayılan bu öncü metin, edebi bir eserde “paralel dünyalar” kavramıyla da ilk kez karşılaşmamızı sağlar. Ayrıca bu çalışmasında bilim, cinsiyet ve güç gibi konuları ele alan ve eleştiren Margaret, hayal ile mantık ve felsefe ile kurgu arasındaki ilişkiyi inceler.Margaret, kurgusal yeni bir dünyayı (yalnızca yeni bir kıtada değil, tamamen ayrı bir dünya) ve imparatoriçesini ayrıntılarıyla anlattığı kitabında aslında kendi düşlerini yazar.    Otobiyografi yayınlayan ilk kadın olur   Halktan veya akranlarından gelen olası eleştirilere değinmek için okuyucularıyla iletişim kurarak, metinlerinde otoriter bir varlık yaratan Margaret, çalışmalarının tüm baskıları için çok sayıda mektup, giriş şiiri ve önsöz yazar ve otobiyografi yayınlayan ilk kadın olur. Margaret, “A true Relation of my Birth, Breeding, and Life” kitabıyla, derin yazma dürtüsünü ortaya koyar.    Hakkında söylenenlere karşı mücadele eder   Otobiyografisini, yaşamı boyunca onun hakkındaki söylentilerle mücadele etmek için yazan Margaret, eserinde, kendi soyu, sosyal statüsü, serveti, yetiştirme, eğitim ve evlilik ile ilgili anılarından söz eder. Biyografide Margaret, uğraşları ve görgüsünden de bahsetmekle birlikte aşırı utangaçlığı, düşünceli yapısı ve yazıları hakkındaki düşünceleri de dâhil olmak üzere kendi kişiliği ve tutkularıyla ilgili bir yazınsal ortaya koyar.  Margaret aynı zamanda cinsiyet (uygun davranış ve eylemler), siyaset (Parlamenterler ve Kraliyetçiler) ve sınıflara (hizmetçilerin uygun davranışı) ilişkin görüşlerini kitabında paylaşır ve ailesinin yaşamından da söz eder.    Yazmayı tercih eder   Çocukluğundan bu yana sohbetten ziyade tefekkür, toplumdan ziyade yalnızlık, neşeden ziyarde melankoli, iğne ile çalışmak yerine kalemle yazmayı tercih eden Margaret, zararsız hayallerle vakit geçirmekten hoşlanan birisi olduğunu dile getirir. O dönemlerde doğa felsefesi konusunda erkeklerle sohbet etmeye istekliliği ve “uçuk-kaçık abartılı” giyim tarzıyla Margaret’e “Mad Marge (Deli Margaret)” denmeye başlanır ve çağdaşlarının çoğu, aykırılık nedeniyle eserlerini yerden yere vurur.    21 eseri yayınlanır   Yaşadığı dönem boyunca oyunları hiçbir zaman sahnelenmeyen Margaret, The Convent of Pleasure (1668) dahil olmak üzere birçok oyunu günümüze kadar gelir. Margaret’in eserlerinin birçoğunda çalışmasını, felsefesini ve ihtiraslarını ele alırken, okuyucuya metni nasıl okumaları gerektiğini ve nasıl tepki vereceklerini de öğretir. Margaret’in eserleri, ilk yayınlandığı günden bugüne hep eleştirilir ve savunulur. Bir düzineden fazla özgün eserin yanı sıra gözden geçirilmiş eserler de eklendiğinde toplam yayınlanan eseri 21’dir.    Margaret, 15 Aralık 1673 yılında Welbck Abbey Birleşik Krallık’ta hayatını kaybeder.