İlk Müslüman kadın: Hz. Hatice 2021-03-05 09:06:06     HABER MERKEZİ -  İslamiyet’te ilk Müslüman kadın olan Hz. Hatice, yaşamı boyunca tek tanrıya inanan, yardımsever, itibar sahibi ve sabrıyla herkesi kendisine hayran bırakan bir kadın olarak bilinir.    İslamiyet’te ilk Müslüman kadın olarak bilinen Hz. Hatice, M.S. 556 yılında Mekke’de doğar. Kureyş’in bir kolu olan Benî Esed kabilesine mensup olan Hatice’nin babası Huveylid b. Esed, Mekkelilerin önemli işlerde danıştığı etkin bir şahsiyet olup Benî Esed’in başkanıdır. Annesi Fatıma ise Mekke’nin tanınmış kadınlarından biridir. Erken doğduğu için ailesi ona “erken doğan” anlamına gelen Hatice adını verir. (Hatice bint Hüveylid veya Hatice'tül Kübra)       Hiçbir teklifi kabul etmez   Soylu ve zengin bir aileden gelen Hatice zarif, kibar, yardımsever, itibar sahibi bir kadındır. Hatice, Hz. Muhammed ile evlenmeden önce iki evlilik yapar, bu evliliklerinden 3 çocuk sahibi olur.  Ölen iki eşi Mekke’nin ileri gelen ailelerinden olup ticaretle uğraşan zengin kişilerdir. Her iki eşiyle olan evliliği kısa sürer, onlardan kendisine yüklü miktarda miras kalır. Hatice ikinci eşinin ölümünden sonra Kureyş’in ileri gelenlerinin yaptığı evlilik tekliflerini, çocuklarının gelişimi ve geleceği için kabul etmez.    Tek tanrıya inanır   İncil ve Tevratı çok iyi bilen tek tanrıya inanan biri olan Hatice,  amcasının oğlu olan Varaka bin Nefl,  ile dini konularda konuşur, tek tanrıya inanır. Putlara hiç bir zaman tapmamış olan Hatice, Varaka sayesinde, İncil ve Tevrat’ta bahsedilen son din, son peygamber ve onun özelliklerinden haberdardır. Bu yüzden tek tanrılı bir din ve bir peygamber bekliyordur.   Mekke’nin en zengin tüccarlarından biri olan Hatice, ikinci eşinin ölümünden sonra, kendi adına ücretle tuttuğu kişilerle Şam’a ticaret kervanları düzenler. Ticaretle uğraştığı için kendisine ‘Tacire’ denilir.    Meysere ile Şam’a ticaret kervanlarını sürer   Hz. Muhammed ise o zamanlar Arap toplumu içinde gayet güvenilir olarak bilinen Mekke’nin Kureyş kabilesinden tanınan biridir. Hatice’nin anne tarafından akrabalıkları vardır. Eşinden ve ailesinden kalan malların ticareti için güvenilir birini arayan Hatice’ye Hz. Muhammed gösterilir. Aralarında anlaşma sağlanır ve Muhammed, Hatice’nin yardımcısı Meysere ile kervanların idaresini üzerine alır. Meysere ile Şam’a ticaret kervanlarını sürer. Yolculuk dönüşünde beklenenden daha fazla kar ve bazı kerametler yaşayarak dönerler. Meysere’nin, Hatice’ye anlattığı olaylar, Hatice’de Muhammed’in beklenen peygamber olacağı kanısına sebep olur.    Bu seferde, Muhammed’de hârikulâde haller görülür. Sefer süresince bir bulut ve kuş şekline giren iki melek devamlı onu güneşten gölgeleyerek korur. Yürüyemeyecek derecede zayıf düşen iki devenin ayaklarını sıvazlayarak onların süratlenmesini sağlar. Busra’da kuru bir ağacın altına oturur ve ağaç yeşerir. Rahip Nastura yeminle onun son peygamber olduğunu müjdeler. Hatice Muhammed’in bu özelliklerini bir bir Meysere’den dinler. Kendisine hayran kalır ve evlenme teklifinde bulunur.   Hatice’nin teklifine ilk tepkisi ‘mesafeli olmaktır’   Yaygın inanışa göre Hatice, “Ben kendi kavmim arasındaki izzet ve azametin, doğruluğun, emanetin hakkını verdiğin ve güzel huyun için seninle evlenmek istiyorum” diyerek, niyetini dile getirir. Bununla birlikte, Muhammed’in Hatice’den gelen teklife ilk tepkisi, biraz mesafelidir. Onun “Maddi imkânlarım yetersiz, ben böyle bir evliliği nasıl yapabilirim” şeklindeki sözlerine Hatice’nin verdiği karşılık, “Seni güvenilir, doğru sözlü ve güzel huylu olduğun için, orta yolda yer aldığın için seviyorum” olur.    Hz. Muhammed ile evlenir   Bunun üzerine Muhammed amcası Ebu Talip’e danışır. Amcasının onayını alır. Kureyş’in önde gelenlerinin katıldığı bir toplantı düzenlenir. Ebu Talip övgü dolu sözlerle yeğenini tanıtır. Onun ardından söz alan Varaka bin Nevfel’de, Muhammed’in ve soyunun üstünlüğünden dem vurup evliliğe razı olduklarını ilan eder. Nikâh akdi okunur ve mihr olarak dört yüz dinar vaat edilir. Evlilik gerçekleşir. Hatice bu evliliği yaptığında kırk, Muhammed ise yirmi beş yaşındadır. Peygamberlikten önce on beş, sonrasında da on yıl olmak üzere yirmi beş yıl beraber yaşarlar. Hz. Hatice yaşadığı sürece Hz. Muhammed’in tek eşi olarak kalır.    Sabır timsali   Hz. Hatice’nin altı çocuğu olur. Hz. Hatice’nin Hz. Muhammed’e gösterdiği özen, sadakat ve vefaya pek çok örnek verilebilir. Hz. Muhammed, Nur Dağı’ndaki Hira Mağarası’nda inzivaya çekildiğinde ona yemek götürür. Güçlü sezgileri ile Hz. Muhammed’in üzüntüsünü anında hisseder ve gidermeye çalışır. Mekke kuşatma altındayken servetiyle fakir Müslümanların yardımına da yine o yetişir. Bu ekonomik ambargo ve kuşatmaya üç yıl boyunca sabreder, durumu sorumluluk ve soğukkanlılıkla karşılar, halinden şikâyet etmez, adeta bir sabır timsali olur.   Kaynaklara göre Hatice, Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretinden 3 yıl önce yaşamını yitirir. 619 yılında yaşamını yitirdiğinde yaklaşık 64 yaşındadır.     Hz. Hatice’nin cenazesi, Mekke’nin Hacun kabristanına defnedilir.