Adalet için durmadan akan nehir: Yuri Kochiyama 2020-05-19 09:10:00   HABER MERKEZİ - Siyahi Kurtuluş Hareketi’nin destekçisi, dünya çapında silahsızlanma, Japon Amerikan Düzeltme ve Tazminat Hareketi ve Uluslararası Siyasi Mahkum Hakları Hareketi'nde aktif olarak yer alan Yuri Kochiyama’nın tüm yaşamı adalet için durmadan akan bir nehir misaliydi.   Yuri Kochiyama 19 Mayıs 1921 tarihinde Kaliforniya’nın San Pedro kentinde doğar. Burada büyüyen Yuri, hayatını sosyal adalete ve insan hakları hareketlerine katılarak toplumsal değişime katkıda bulunmaya adamış, yorulmayan bir politik aktivisttir.   Yuri’nin hikayesi, İkinci Dünya Savaşı dönemine denk gelir. Genç bir kadın olarak aile hayatı ve yaşanan savaşlar onun kademeli siyasi uyanışına neden olur. Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri'nin 7 Aralık 1941 sabahı Hawaii adalarının Oahu adasında bulunan Pasifik Filosu ve Pearl Harbor askeri üslerine karşı düzenlediği saldırının hemen ardından babası tutuklanır. Ameliyat sırasında gözaltına alınan babası hastanede alıkonulur. Yuri yıllar sonra, “O hastanedeki tek Japon oydu. ‘Savaş Esiri’ yazan bir kağıt asıyorlar” der. Yuri’nin babası kısa bir süre sonra hastanede yaşamını yitirir.   1943'te ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt’in 9066 sayılı İcra Emri uyarınca Yuri ve ailesi, iki yıl boyunca Arkansas Jerome'daki bir toplama kampına tutulur. Babasının ölümü ve toplanma kampında edindiği deneyim, onu derin sorgulamaya ve değişime götürür. Hükümetin yarattığı ayrımcılık Yuri’yi siyasi mücadele yürütenlere doğru sürükleyecektir. Kendini, siyasi mücadelenin içinde bulan Yuri, hayatı boyunca da bu mücadeleden vazgeçmez.   Mücadelenin en aktif üyesi   Toplanma kampından serbest bırakıldıktan sonra New York'a taşınır Yuri ve ABD Ordusu'nun tüm Japon Amerikan 442’nci muharebe biriminde uzun süre görev alan Bill Kochiyama ile evlenir. Yuri’nin aktivizmi Harlem'de 1960'ların başında başlar. Burada sivil ve insan hakları çalışmalarına katılan Yuri, Vietnam'daki savaşa karşı Asya Amerikan, Siyah ve Üçüncü Dünya hareketlerine katıldı. Genç Lordlar ve Harlem Özsavunma Topluluğu gibi organizasyonları içeren destek hareketlerinin en aktif üyesidir. Mücadele içerisinde ayrıca Asya Amerikalılarının kurucusu olarak, kendisini siyah kurtuluş mücadelesine bağlayacak daha politik bir Asya Amerikan hareketi inşa etmeye çalışır.   Malcolm X ile tanıştı   Dünya çapında nükleer silahsızlanma, Japon Amerikan Düzeltme ve Tazminat Hareketi ve Uluslararası Siyasi Mahkum Hakları Hareketi’nde yer alan Yuri, insan hakları aktivisti olan Malcolm X ile 1963’te Japonya'dan Hiroşima Nagazaki Barış Çalışması Misyonu çalışmaları sırasında bir toplantıda tanışır. Siyahilerin hakları için mücadele eden ve Afro-Amerika Birliği Örgütü aktivisti Malcolm X ile dostlukları ve siyasi ittifakları ile hayatı ve bakış açısı değişen Yuri, bu örgüte dahil olur. Yur, Malcolm X’in 1965 tarihinde vurulduğu gün oradador.   1980'lerde eşi Bill ile birlikte Japon Amerikalılar için tazminat hareketinde çalışan Yuri, Afro-Amerikan, Porto Riko, Kızılderili, Asyalı Amerikalı, ilerici beyazlar ve siyasi tutsaklar için destek çalışmalarında yer alır. Bütün hayatını ırkçılığa karşı mücadele ederek geçiren Yuri, 1 Haziran 2014 tarihinde yaşamını yitirir. Yuri adalet için durmadan akan bir nehir misali yaşar.   ‘Tüm renk insanların bir araya gelmesi gerekiyor’   Kutuplaşmaya karşı mücadelesini “Önceliğim kutuplaşmayla mücadele etmek olacak. Çünkü bu toplum çok kutuplaşmış. Bence tüm renk insanlarının bir araya gelmesi gerekiyor. Çok fazla sorun var. Ve bu ülkede bu kutuplaşmanın gerçekleşmesini isteyen güçler var” cümleleriyle anlatan Yuri, insanlık tarihinin önemine ise şöyle dikkat çekiyor: “Kendimizi, tarihimizi, diğer insanları ve onların tarihlerini bilmedikçe, gerçek anlayışın olduğu yerde gerçekten olumlu bir etkileşime sahip olmamızın hiçbir yolu yoktur. Siyasi felsefe sadece elde ettiğiniz bir şey değil, yaşamınız boyunca geliştirdiğiniz bir şeydir. Ve elbette, size ve tanıştığınız farklı insanlara ve okuduğunuz yazılara farklı olaylar geldikçe, felsefeniz değişecek.”   Yuri, ailesine yapılanları topluma yapılmış olarak görerek mücadelesini, toplumsallaşmasının ardındaki duyguyu şu sözlerle ifade ediyor: “Olanları hatırlayarak, babama olanlara değil, bir bütün olarak Japonlara olanları hatırlıyorum. Diğer etnisitelere benzer şeyler yapıldığını görüyorum. Yıllar sonra, bu tür şeylerin her zaman başkalarına, özellikle de siyahlara yapıldığını gördüm.”