Kalıcı barışın sağlayıcısı: Sanat ve sinema 2025-10-04 09:02:56   AMED - Yönetmen Berivan Saruhan, Stêrka Li Ser Xetê belgesel filmi ile Kürdistan simasında kaydedilen tarihin yüzleşme ile toplumsal barışın sağlayıcısı olacağını vurguladı.   Toplumsal hafızanın somut aktarımı kültür ve sanat alanında sağlanırken sinema üretimi beyaz perdeden yaşamın tanıklıklarını izleyicilere aktarıyor. Kürdistan sineması da savaş, göç, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuları işleyerek yüzleşmenin ve tarihi belgelemenin güncel olanaklarını ortaya koyuyor. Kürt kadın yönetmen Berivan Saruhan'ın ilk belgesel filmi Stêrka Li Ser Xetê (Sınırdaki Yıldız) ile Dirbêsîyê'de (Şenyurt) pencere korkuluklarında bulunan yıldız simgesinin siyasi bir sembol olduğu gerekçe gösterilerek askerler tarafından 1993 yılında yapılan baskınlar ele alınıyor.   Stêrka Li Ser Xetê belgeseli ile Kürdistan'da askeri-politik değişimlerin sonuçlarının bir örneğini ortaya koyan Berivan Saruhan, sinemada yaratılan yüzleşme zemininin toplumsal barışa etkilerini JINNEWS'e değerlendirdi.   'Kadın ve genç yönetmenlere alan açılıyor'   Stêrka Li Ser Xetê belgeselinin Türkiye kentlerinde ve yurt dışında gösterime girdiğini söyleyen Berivan Saruhan, Kürdistan’daki ilk gösterimin 26-30 Eylül tarihleri arasında, 9’uncusu gerçekleştirilen FilmAmed Belgesel Film Festivali ile yapıldığını belirtti. Berivan Saruhan, "Sadece bir festival değil; hem bir buluşma yeri hem de hafızanın canlı kalmasına alan açıyor. Büyük bir coşkuyla festival açıldı. Benim için özel ve önemli bir yeri de var. Biz dil, kimlik, göç, sürgün sorunlarından ve bu toplumun hafızasının canlı kalmasından söz ettiğimizde FilmAmed'in yıllardır verdiği emeği görüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini göz önünde bulunduruyor; bu da bizim için çok kıymetli. Maalesef Kürt kadınlarının görünürlüğü hâlâ yeterli değil. Bu anlamıyla da kadınlara alan açıyor. Genç yönetmenler de bir araya gelebiliyor. Burada kusursuz bir film aramıyorlar. Arşiv oluşturmak bağlamında, doğalında toplumsal konular işleniyor. Bu açıdan genç ya da kadın yönetmenlere alan açıyor. FilmAmed'in yeri bizim için farklı; bu anlamıyla burada yer aldığım için çok mutluyum. Kürdistan'ın bütün kentleri farklı bir karakter ve duruşa sahip. Ancak Amed, hem Kürdistan’ın hem de Kürt kültürünün başkenti. Her yönüyle kendinizi burada bulabilirsiniz" dedi.   Yüzleşme ve tanışma   Kadınların barışa daha derin bir noktadan baktığını ifade eden Berivan Saruhan, kalıcı barışın kadının fikri ve emeği olmadan sağlanamayacağını vurguladı. Buradan hareketle kadınların mücadele yürüttüğünü kaydeden Berivan Saruhan, "Barış kelimesini duyduğumuzda aklımıza kanunlar geliyor. Bu zaten olması gereken. Siyasette kalıcı barış, kanunlarla, imzalarla sağlanabilir. Fakat sinema ya da kültür dediğimizde, beyaz perdede yer alan yaşanmış hikâyelerle yüz yüze geliyoruz. Yaşanan konularla yüz yüze geldiğimizde işte o zaman kalıcılaşıyor. Toplumsal barış ya da birliktelik de yüzleşmeden geçiyor. Buradaki belgesellere baktığımızda, 'Evet, bizim yaşadıklarımız.' diyoruz. Çünkü bizim hikâyelerimiz ve yaşadıklarımızı içeriyor. Ancak bizimle yaşamayanlar ya da yaşananların tanıkları olmayanlar, sinemada ya da sanatta bunu tanıyor" şeklinde konuştu.   'Öteki’nin yaşamını anlamak   Toplumsal düzlemde "öteki" olarak nitelendirilmiş yaşamların tanıklığını sinema yoluyla gerçekleştirenlerin, ilk izlenimlerinde şaşırdıklarına değinen Berivan Saruhan, son olarak sanat ve barış ilişkisini değerlendirerek konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: "Sonrasında da anlamak istiyorlar, sorguluyorlar ya da sorgulamıyorlar. Sanat ya da sinema da bu sayede kalıcı bir barışın sağlayıcısı oluyor. Arkadaşlarımız burada çok büyük bir emek vermiş; onlara da çok teşekkür ediyorum. Kürt kadın sinemacılar olarak sinemayı bir direniş ve barış alanı olarak görüyoruz. Her alanda varız ve var olacağız."