“İnsanlığın hızla çok kısmının daha aç karınlı, az kısmının daha açgözlü hale geldiği dünyamız. Eski enin değersiz kalıp unutulduğu, sürekli yeni en’lerle fakirleşen yok olan insanlığımızın yeni dünyası…”

 

 Huriye Yıldız Kara 

 

"Kahvelerim pişti gel

 

Köpükleri taştı gel

 

İyi günüm dostları

 

Kötü günüm geçti gel."

 

Kadim Anadolu kültürünün derin ve sabırlı hoşgörüsünden söz olup süzülen mani. Ayıpsız dost arayanın dostsuz kalacağının içsel bilgeliğinin yansımalarından bir dörtlük. Sabah kahvelerimin vazgeçilmez lezzetinde bir sabah bu yazının başlangıcı oldu işte. Annemden kalan Çin yapımı dış rengi kahverengi üzerine altın parlağı Çin motifli (sağ ön alt) neredeyse tüm yaşam dönemlerimle hatıra yüklü fincandan kahvemi içince bu resim karesi oluştu.

Resimde (ortada üç tanesi) annemden kalanlar. Diğer üç fincana gelince ayrı öyküleri olan dostlardan gelen orta boy fincanlar. Altısı birikip güzel bir takım olmuşlar zamanla.

 

Bir de artık son zamanlarda günlük yaşamımıza giren (ah o EN) büyük kahve fincanlarımız var (Bu resim çekildiğinde henüz bizim dışa açık sistem eve girmemiş idi.)

 

Yeryuvarlağı film şeridi gibi döndü zihnimde. EN çok-EN uzun-EN büyük velhasıl sonu olmayan enlerle sömüre sömüre obezleşen sömürdüğünün posasını fırlatıp atan insanıyla dünyamız. İnsanlığın hızla çok kısmının daha aç karınlı, az kısmının daha açgözlü hale geldiği dünyamız. Eski enin değersiz kalıp unutulduğu, sürekli yeni en’lerle fakirleşen yok olan insanlığımızın yeni dünyası.

 

Dostlardan gelen davet üzerine bilgisayarda ‘öykü tadında anmalar’ dosyası yeniden açıldı ancak beyindeki sıkışmış ve rafa kaldırılmış dosyalardan gelen anılarım da geldi yanı sıra. Açıldıkça açılmalar sonucu eski postalardan da aşağıdaki bölümler girdi işin içine. Ardı sıra saatlerce Shiva Vandana’nın kitaplarını okuyup sabah girip akşam çıktığımda zamanın akışına şaşırdığım İngiltere’de üniversite kütüphanesindeki günlerim. O günlerden Shiva’nın kulağıma küpe cümlesi özetle; kültürel çeşitlilikle biyolojik çeşitlilik kol koladır. Biri kaybolursa diğerinin de kaybolması kaçınılmazdır.

 

Her biri anlam ve değer yüklü yarım yüzyılı devirmiş ya da dün kızımın arkadaşının teyzeme hediyem diye getirmiş fincanlardan içilen kahvelerle yürekte çeşitliğin getirdiği fincandaki çeşitlilik sanırım kütüphanede geçirdiğim bol Shiva’lı saatlerimin andacı. Teşekkürler Hindistan’ın güzel kadınına... 

 

Neredeyse eski çay fincanlarım büyüklüğünde (EN) sevdiklerimden birinin getirdiği hediye ile açık ev ekosistemimizde fincan çeşitliliği tamamlandı. 

 

Ne diyelim, EN çok kahve seven dostlar için diyelim. Tüm çeşitliliklere yürekten selam doğada, tarımda biyoçeşitliliğin ve yeryüzündeki insan sayısı kadar çeşitliliğin getirdiği uyumun oluşturduğu muhteşem bütünlüğe saygıyla sabırla dengeye girelim. Umudumuz sürsün.