10 Ekim davası devam ediyor: Sanık avukatlarından tehdit!

  • 15:35 26 Eylül 2017
  • Hukuk
ANKARA - 10 Ekim Ankara katliamının duruşması ikinci gününe devam ediyor. DAİŞ sanıklarının avukatları, müştekileri “Herkes haddini bilecek” şeklinde tehdit ederken, müşteki avukatları sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. 
 
10 Ekim Ankara katliamının 5'inci duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam ediyor. Sabah saatlerinde adliye çevresinde duruşma salonu önünde yoğun güvenlik önlemleri alınırken ailelerin salona girişinde su şişeleri dahi içeri alınmadı. Tutuklu 18 sanık ve avukatları mahkemede hazır bulundu. Müşteki avukatları kalabalık bir grup halinde duruşmaya geldi. Duruşmayı, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ile Mehmet Bozgeyik, KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri, CHP ve HDP'li vekiller ile mağdur aileleri izledi. 
 
Mahkeme başlamadan önce salona getirilen sanıklar arkasını dönüp ailelere bakarak tahrik etmeye çalıştı. Bunun üzerine aileler “Önünüzü dönün, orada içiniz rahat oturuyor musunuz?” diyerek tepki gösterdi. Mahkeme heyetinin de gelişi ile duruşmaya geçildi. 
 
‘Eşi benzeri olmayan bir suç örgütü’
 
Müşteki avukatı Senem Doğanoğlu, tutukluluk hallerinin devamına ilişkin beyanda bulunarak sanıkların DAİŞ ile hareket ettiklerini söyledi. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin DAİŞ hakkında düzenlediği rapora işaret eden Senem, “Bu raporda İŞİD’in faaliyetlerinin insanlık suçu olduğu Êzidilere, Kürtlere, Şiilere karşı tüm halklara karşı soykırım suçu işlediği açıktır. BM’nin kararları Türkiye’yi bağladığı için mahkemeniz de İŞİD’in Suriye’de işlediği suçları da göz önünde bulundurarak bir karara varmalıdır. IŞİD kültürel mirasları toplumsal yapıyı ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet suçları işledi. İŞİD insanlık suçu işleyen bir terör örgütüdür ve BM raporlarında da ‘Eşi benzeri olmayan bir suç örgütü’ olarak geçmektedir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Katledilenlere karşı sorumlusunuz’
 
Senem’in DAİŞ'in Minbiç’ten Cerablus’a çekilmek zorunda kaldığında sivil Kürtleri kalkan olarak kullandığını hatırlattığı sırada sanık Abdülhamit Boz, müşteki avukatlarının kendilerine küfür ettiğini iddia etti. Sanık Mehmeddin Baraç’ın ise, DAİŞ üyelerine "ölü" denmesine tepki göstermesi dikkat çekti. 
 
Senem, son olarak tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamın talep ederek “Bu yargılamada Palmiraya, Êzidilere, Lazkiyedeki Alevilere ve tüm katledilenlere karşı sorumluluğumuz var buna göre yargılama yapmamız gerekir” ifadesinde bulundu.
 
Müşteki avukat Ahmet Özel, mahkemenin sanık Suphi Alpfidan’ın ifadelerinde yer alan polisleri huzurda dinlemesi gerektiğinin önemine işaret etti. Ahmet, “Antep Mahkemeleri bu işleri hafife alıyor, görmezden geliyor bu yüzden bu tanıklar burada huzurda dinlenmeli, SEGBİS yolu ile bu tanıklara doğru soruları sorup yüzleştirme yapma imkanımız yok” diye konuştu. Ahmet, tutuklu sanıkların katliamda üstlendiği rolü hatırlatarak, tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
 
Sanık avukatından tehdit
 
Sanık Hatice Akaltın’ın avukatı Oğuz Akman, duruşmada kendileriyle alakalı bir şeyin olmadığını iddia ederek, müvekkilinin evinde Halil İbrahim Durgun’un kendini patlatmasının ‘normal’ olduğunu iddia etti ve tahliye talebinde bulundu. Suphi Alpfidan’ın avukatı Akın Deniz, Suphi’nin 3 polis hakkında bilgi verdiğini fakat polislerin 1 yıldır dinlenmediğini söyledi. Akın, polislerin huzurda dinlenmesini ve Suphi’nin tahliyesini talep etti. 
 Hacı Ali Durmaz’ın avukatı Hatice Aydın, önceki celsede kendilerinin müştekiler tarafından tehdit edildiğini iddia ederek, “Suskunluğumuzu güçsüzlük olarak algılamayın, herkes haddini bilsin” diyerek duruşma salonundakileri tehdit etti. Hatice, mahkemeden de yüksek güvenlik talep etti. Hatice, müvekkilinin kaçma şüphesi olmadığı gerekçesiyle tahliyesini talep etti. 
 
Mahkemeye öğlen arası verildi. Öğleden sonra sanık savunmalarıyla duruşma devam edecek.