Nusaybin Davası: Bizi yargılayacak tek kişi halktır 2018-12-13 15:59:22   MARDİN - Nusaybin'de sokağa çıkma yasağı esnasında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 53 kişinin yargılandığı davanın 5'nci duruşması 4'ncü gününü geride bırakırken, duruşmada savcı tutsakların tutukluluklarının devamına ilişkin mütalaa verdi. Mütalaaya karşı konuşan tutsaklar, savcının kararını tanımadıklarının altını çizdi ve Leyla Güven'in tecride karşı başlattığı eylemi selamladı.    Mardin'in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasakları esnasında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 53 kişinin 19 ayrı suçtan "Ağırlaştırılmış müebbet" ile yargılandığı davanın 5'nci duruşması 4'ncü gününde devam ediyor. Mardin 4'ncü Ağır Ceza Mahkemesi Sosyal Güvenlik Kurumu ( SGK) binası konferans salonunda görülen duruşma dördüncü gününde de kimlik tespiti sonrası iddia makamı tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Daha sonra tutsaklara verilen kararla ilgili söylemek istedikleri bir şey olup olmadığını soran mahkeme başkanı, mahkemeye getirilmeyen tutsakları da Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağladı.   SEGBİS'le bağlanan tutsaklar Leyla Güven'i selamladı   Tokat T Tipi Cezaevi'nden SEGBİS ile bağlanan Hamit Acur, "İlk olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınıyorum. Leyla Güven ve grevdeki bütün tutsakları selamlıyorum. Burada 10 gün önce bize saldırdılar. Ben iki hafta boyunca hücreye atıldım. Doktora gittik bize darp raporu vermediler. Cezaevinin durumu böyledir. Biz oraya gelip orda hazır edilmeyene kadar savunmamı SEGBİS üzerinden yapmak istemiyorum. Sağlıklı olmadığı için de bir şey söylemek istemiyorum" dedi.   SEGBİS ile bağlanan bir başka tutsak Rojhat Aydın ise, "Biz var olan tecridi lanetliyor ve kınıyoruz. Leyla Güven'in eylemi ve direnişi bizim direnişimizdir. Biz SEGBİS üzerinden savunma yapamıyoruz. Bir sonra ki celse oraya getirilmek istiyoruz" diyerek SEGBİS üzerinden savunma vermeyi reddetti.   SEGBİS ile bağlanan diğer bir tutsak Şeyhmus Koç da, "Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınıyorum. Leyla Güven'in direnişini de selamlıyorum. Biz siyasi bir rehine olarak burada tutuluyoruz. Biz buradan sağlıklı bir savunma yapamayacağız. O yüzden mahkeme salonunda bulunup savunma vermek istiyoruz" diye belirtti.   Fırat Demir de, "Biz Leyla Güven'in girmiş olduğu açlık grevini buradan selamlıyoruz. Biz de 14 gündür bu tecride karşı açlık grevindeyiz. Cezaevi'nde 10 gün önce bize saldırdılar. Burada bizi tehdit ettiler, o saldırıda benim elimi kırdılar" ifadelerini kullandı.   'Hakkımda somut tek delil yok ama üç yıldır tutukluyum'   Daha sonra Van T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan tutsak Nurşan Demir SEGBİS ile bağlanarak, iddia makamının kararına tepki gösterdi. Nurşan şunları dile getirdi: "Hangi hakla hangi nedenle bu kararı veriyorlar. Ben neden üç yıldır cezaevindeyim. Herhangi bir delil ya da görüntü var mı yok… O yüzden neden ben ve çocuklarım burada mağdur ediliyoruz. Söylemem gereken çok şey var. Ben şuan kendimi burada iyi ifade edemem mahkeme salonuna getirilmek istiyorum. Oraya geldiğim zaman söylemek istediğim çok şey var. Ben aylardır çocuklarımı göremiyorum. Mahkeme heyeti beni oraya yakın bir yere sevk etsin. Mardin ya da yakın bir yere geleyim ki çocuklarımı görebileyim. Çocuklarımın mağdur olmasını istemiyorum artık."   Yine aynı cezaevinde bulunan bir başka tutsak Medya Çınar ise, duruşmaya SEGBİS ile bağlanmak istemediği için savunmasını vermedi.   Osmaniye T Tipi Cezaevinden SEGBİS ile bağlanan tutsaklar ise şunları kaydetti:   Tutsak Akar İkbal: Ne karar verirseniz verin benim umurumda değil. Zaten tutuklamak için ceza vermek için yargılıyorsunuz. Sizden bir beklentim yoktur. SEGBİS'le de savunma yapmak istemiyorum. Abdulkadir Baybars: Savcının niyeti belli zaten ona karşı biz ne diyebiliriz. Tek sözüm var o da berxwadan jiyane (yaşamak direnmektir).   Recep Yel: Öncelikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınıyorum. O sadece Kürt halkının önderi değildir. Ortaya koyduğu projede barışçıl ve eşitlikçi bir paradigma da bugün Rojava'da da kendini gösteriyor. Kan emici bu zihniyet elbette ki yenilecektir. Bu aşamada kazanan demokrasiyi savunan insanlar olacaktır. Mahkemenin kararı da siyasi bir karardır. Sağlıklı ve adil bir yargılama olacağına dair bir inancımız yok. Miray bebekleri öldüren Cizre'de insanları yakan bir zihniyetten bahsediyoruz. Siz de adaleti yok sayarak halkları sürekli bölüyorsunuz. 53 kişinin yargılandığı bir davadan bahsediyoruz. 10 kişiyi getirmiş diğerlerini SEGBİS'le bağlıyorsunuz. Böyle sağlıklı savunma verilemez. Herkesin direnişi selamlıyorum. Direnen halklar direnen Kürt halkı kazanacak.   Savunmalar alındığı esnada SEGBİS bağlantısında sürekli sorun yaşanması ve tutsakların seslerinin kesilmesi de dikkatlerden kaçmadı.   'Biz kimin terörist olduğunu çok iyi biliyoruz'    Tokat T Tipi Cezaevi'nden bağlanan bir başka tutsak Özgür Sevim ise şöyle konuştu: "Siz sözde adalet cübbesi giyen insanlarsınız. Hiç sordunuz mu kendinize bu yargılama neden yapılıyor diye. Neye dayanarak bu tutukluluğa devam kararı alıyorsunuz. Ben Kürdüm kimliğimde de asla inkar etmeyeceğim. Bütün insani haklarımızı ellimizden almışlar sonra da gelip bizi yargılıyorlar. Adalet bu mu hayır değil. Aslında kimin terörist olduğunu çok iyi biliyoruz. Yazarlar, gazeteciler ve siyasetçiler onların ne yaptığını çok iyi biliyoruz. Biz vatana bayrağa karşı değiliz biz tekçi zihniyete karşıyız. Terör diye bir şey yok siz eğer bunu diyorsanız o giydiğiniz cüppeye hakaret ediyorsunuz. Savcı kararının ben şahsında zere etkisi yoktur. Tanımıyorum ne karar verirse versin."   'Dosyada tarafsız yazıyor ama ben tarafsız değilim'   Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Melis Teksan, "Ben tarafsız değilim. Tarafsız bir insan olsam, mahkemede neden yargılanıyorum. Geçen duruşmada da cezaevinden alınıp Mardin yerine Diyarbakır cezaevine götürüldüm. Ve 14 gün boyunca boş yere orada kaldım. Burada da tek kalıyorum. Dosyada tarafsız diye geçiyor ben tarafsız değilim. Tarafım ve düşüncem bellidir. Diyarbakır'da kaldığım zaman da duruşmaya getirilmedim. Ben SEGBİS ile değil mahkemede savunma vermek istiyorum" dedi.     'Bu halkın evladı olarak bu yargılamayı reddediyorum'   Tutsaklardan sanatçı Erkan Benli de şunları dile getirdi: "Tecrit bir insanlık suçudur. Biz bu halkın evlatları olarak yargılamalarınızı reddediyoruz. Kendi kararınızla bir sonuç çıkaramayacağınız için de adil bir yargılama yapamıyorsunuz. Bu onursuz bu eril düzene karşı eğer direnmezsek geleceği göremeyeceğiz. İstediğiniz kadar en ağır cezalar ile bize ceza verin ama bizi yargılayacak olan tek kişi halktır. Bizi bu şekilde burada yargılamanız ahlâkî değildir. Özgürlük istediğimiz için bizi yok etmek isteyenlere karşı özgür bir yaşamı her zaman savunmaya devam edeceğiz. Ben bunları kabul etmiyorum. SEGBİS'le bu kadar yoğun bir iddianamenin savunmasını yapmak mümkün değildir. Ben diğer duruşmada oraya gelmek istiyorum."   Mahkeme verilen kısa araların ardından SEGBİS bağlantısında sorun çıkması nedeniyle duruşmayı yarına erteledi. 5'inci duruşmanın yarın verilecek kararı ile sona ereceği belirtildi.