Nusaybin davası yarına ertelendi: Tutsakların savunmalarına el konuldu 2018-12-10 12:38:59   MARDİN - Nusaybin'deki yasak sırasında tahliye edilmelerinin ardından gözaltına alınarak tutuklanan 53 tutsağın yargılandığı davanın 5'inci duruşması yarına ertelenirken, Mardin Cezaevi yönetimi tarafından tutsakların hazırladığı savunmalara el konulduğu öğrenildi.   Mardin'in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016 tarihinde tahliye edildikten sonra tutuklanan 53 kişinin yargılandığı davanın 5'inci duruşması başladı.  Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü konferans salonunda yargılanan tutsaklara, 76 kez "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezası isteniyor. Görülen dört duruşma boyunca suçlamaları kabul etmeyen tutsaklar iddianamenin yeniden hazırlanması gerektiğini dile getirmişti. Yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde başlayan duruşmaya farklı cezaevlerinden sadece 10'a yakın tutsak getirildi. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ilk olarak tutsaklardan Ömer Faruk Engin savunma yaptı.   'Tecridi lanetliyor ve kınıyorum'    Kürtçe savunma yapan Ömer Faruk, "Başta Sayın Öcalan üzerindeki tecridi lanetliyor ve kınıyorum. Osmaniye Cezaevi ile ilgili sorunları bütün duruşmalarda dile getiriyorum. Sizin cezaevi ile ilgili bir şey yapma isteğiniz yok benim de sizden umudum yok zaten" ifadelerini kullandı. 26 sayfalık yazılı savunma veren Ömer, hakkında verilen hiç bir ifadeyi de kabul etmediğini sözlerine ekledi.    'Elbiseden alınan antimon elementinin kime ait olduğu belli değil'    Daha sonra Avukat Gülbin Şahin Dağhan savunmasını yapan müvekkili hakkında söz aldı. Daha önceki duruşmalarda da talep ettikleri ve gözaltının olduğu okuldaki görüntü kayıtlarını yeniden isteyen Gülbin, baskı altında verilen ifadelerin dosyadan çıkarılması gerektiğini vurguladı. Gülbin, "Sadık Tan'a ait iddianame yanlışlıkla benim müvekkilime gönderildi. Bir olayda bulunan elbiseden antimon elementi var ama vücutta bu elemente rastlanmadı. Elbisenin incelenmesini istiyoruz. Alınma sonrası işkencenin yapıldığı okul bahçesindeki görüntüleri istiyoruz. Bunu defalarca talep ettik hep reddedildi. Bunu burada da söylüyoruz varsa orda görüntü ya da başka bir kayıt bunların dosyaya eklenmesini istiyoruz. Sanık işkence esnasında çırılçıplak soyuluyor okul bahçesine ve bu şekilde hastaneye götürülüyor. Hastanede bir personellin rızasıyla bir çarşaf alıp üstüne sarıyor ve uzun bir süre böyle geziyor. Sonra o çarşaf da alınıp incelenmeye götürülüyor" dedi.    'İfadeler usulsüz şekilde alınmıştır'   Gülbin, "Bugüne kadar beyanı alınan bütün sanıkları bu beyanların zorla alındığını beyanların kendilerine ait olmadığını bir kısmına da hiç bir şekilde fotoğraf gösterilmediğini söylediler. Kendilerine bir sürü evrak imzalattırıldı. Biz daha önceki tutuklamaya itirazda Yargıtay'ın genel kurul kararlarını dosyaya sunduk. Tanık beyanları sadece bir fotoğraf üzerinden sunulmuş. Yargıtay maddelerinde de sadece fotoğraf üzerinden teşhis yapılamayacağı alınan kararın da kale alınamayacağı söyleniyor. Bu kararı da biz dosyaya ekledik. Hiç birinin usulü şekilde alınmadığını görüyoruz. Bu ifadelerin dosyadan çıkarılması gerekmektedir. Gözaltı süresinden sonra alınan ifadeler olduğu için bunlar usulsüz delildir. Teşhislerin dosyadan çıkarılmasını görüntülerin alınmasını, alınan ifadeler dikkate alınarak müvekkilimin tahliye edilmesini aksi takdirde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep ediyorum" diye konuştu.    'Mardin Cezaevi yönetimi savunmama el koydu'    Daha sonra tutsaklardan İbrahim Halil Ildız savunmasını yaptı. Yazılı savunmasını mahkemeye veren İbrahim, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınayarak savunmasına başladı. DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlatmış olduğu açlık grevi eylemini selamlayan İbrahim, Leyla'nın talebinin kendilerinin de talebi olduğunun altını çizdi. İbrahim, tutsak bulunduğu Tokat Cezaevi'den Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirilirken yaşanan hak ihlallerine değinerek savunmasını şu şekilde sürdürdü:   "14 Kasım gününde Tokat Cezaevi'nde 10 arkadaşımızla birlikte gardiyanlar tarafından saldırıya maruz bırakıldık. Bununla beraber uğradığımız işkencede bize darp raporu vermeyen doktoru da şikayet ediyorum. Bugün savunma yapacaktım ama Cuma günü Tokat Cezaevi'nden Mardin Cezaevi'ne getirildiğimiz süreçte savunmamız elimizden alındı. 27 sayfalık savunmam sadece 7 sayfasıyla bana geri verildi. Savunmam bana geri verildiğin de savunma yapacağım. Ben sağlık sorunlarım yüzünden bundan sonraki duruşmalara katılmak istemiyorum. Zaten mahkemeden de bir umudum yoktur. Bu mahkeme tamamen iflas etmiştir. Savunma yapmadığım içinde soracağınız hiç bir soruya cevap vermeyeceğim."   Perşembe günü verilecek mütalaaya iştirak etmediklerini dile getiren avukatlar, dosya incelenmeden verilen ezber mütalaa kararının kabul edilemez olduğunu söyledi.    Öğle arası verilmeden sona eren duruşma yarın alınan savunmalar ile devam edecek.