Darp edilen tutsaklar: Biz ev sahibiydik, saldıran güvenlik güçleriydi 2018-09-25 14:01:49   DİYARBAKIR - Sur davasında ifade veren tutsak Ömer Atalay, "Tahir Elçi, Fatma Ateş ve Helin Şen için her hangi bir hukuki süreç başlatılmadı. Bunların sorumluları kimdir hiç sordunuz mu? Biz ev sahibiydik bize saldıran güvenlik güçleriydi” dedi.   Diyarbakır’da 19’u tutuklu 40 kişinin yargılandığı Sur Davası duruşmasında, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridi kınayan tutsaklar,  darp edilerek dışarı çıkarıldı. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında ilçeden tahliye edilen 19’u tutuklu 40 kişi hakkında açılan davanın duruşması, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, tutuklu yargılananlar ve avukatları katıldı. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada söz alan iddia makamı, tutsakların tutukluluk halinin devamını talep etti.    Ardından savunmalarına geçilen tutsaklar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride dikkat çekerek kınadı. Araya giren mahkeme başkanı, “örgüt propagandası” yapıldığı gerekçesiyle Ömer Atalay’ın savunmasını kesti. Bunun üzerine “Savunma yaptırmıyorsanız ben duruşmadan çıkıyorum” diyen Ömer Atalay, diğer tutsaklarla birlikte duruşma salonundan çıkmak istedi.   Bu sırada salondaki jandarma, tutsakları darp ederek salondan çıkardı. Tutsaklar, darp edildikleri sırada “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı attı.    Yaşananlar üzerine mahkeme başkanı, öğleden sonra devam edilmek üzere duruşmaya ara verdi.   ‘Bu sözler propaganda değil’   Öğleden sonra duruşma savcısının mütalaasına ilişkin olarak savunma için ilk sözü alan Baran Aslan, görülen 5-6 duruşmada savunma yapmalarına izin verilmediğini belirtti. Baran, “Biz biliyoruz ki bu hukuk değil siyasi bir mahkemedir. Öncelikle Önder Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridi kınıyorum. Buradaki mahkeme kurmacadır. Bizi yargılayacak olanlar Önder Abdullah Öcalan, hareketimiz ve halkımızdır. Bu sözler propaganda değil gerçeklerdir” dedi. Mahkeme başkanı Baran’ın savunmasını tutukluluk mütalaasına ilişkin olarak ifade vermediği gerekçesiyle kesti.   ‘Özgürlük tutsaklarıyız’   Daha sonra söz alan sanık Yunus Özak, kendisinin “terörist” olmadığını ve bunun da halk tarafından çok iyi bilindiğini ifade ederek, “Arkadaşımız söz hakkı istedi siz ona ‘lan’ diye hitap ettiniz. Buna hakkınız yok. Zeki Şengali Türkiye devleti tarafından şehit düşürüldü. Biz bu komployu lanetliyoruz. Biz terörist değiliz, terörist DAİŞ’tir. Teröristler DAİŞ’le ortaklık kurup Şengal’e, Efrîn’e saldıranlardır. Önder Abdullah Öcalan üzerinde tecrit uygulayanlardır. Halkımız bunu çok iyi bilsin biz sadece özgürlük tutsaklarıyız” dedi.   Daha önceki duruşmalarda hasta ve ameliyat olması gerektiğini belirttiğini söyleyen tutsak Sinem Ataş, gelecek ay böbreğinden ameliyat olması gerektiğini ancak cezaevi koşullarında bunun imkansız olduğunu belirtti. Sinem, sağlıklı bir tedavi görmek istediğini ve kendisinin de daha önce aynı dosyadan yargılanan anne, baba ve kardeşi gibi tahliye edilmesini istedi.   Avukatların da mikrofonu kapatıldı   Tutsakların savunmasının ardından konuşan Avukat Cemile Turhallı ise, mahkeme başkanın tavrına dikkat çekerek, “Geldiğimiz an itibariyle yargılamanın sürdürülebilir bir yargılama olmaktan çıktı. Sabah saatlerinden beri bir gerginlik var. Kişisel olarak sanıkları müdahale ettiniz. Avukatlara yönelik müdahaleniz gerçekleşti. Biz burada hakikatten bölünmüş olduk. Yargılamanın birinci aşaması itibarıyla sizin sürekli sanıklara ve avukatlara yönelik olan müdahaleyi anlamakta güçlük çekiyorum. Yargılamanın bir tarafı olarak, yardımcı olmak istiyoruz. Kişisel olarak savcı ile birlikte müdahaleye giden ve buna sessiz kalan bir başkan görüyoruz” dedi.    Cemile’nin savunma yaptığı sırada mahkeme başkanın bağırarak “Yeter, mikrofonu kapatın” talimatı verdi.   Cemile ve avukat Muharrem Şahin, yaptıkları savunmanın ardından salondan ayrıldı. Diğer tutsakların avukatlarının yaptığı savunmanın ardından duruşmaya karar için ara verildi.    Duruşma gününde güvenlik tedbirinin alınması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzakere yazılmasını isteyen mahkeme heyeti, tutsakların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma ise 2019'un Mart ayına ertelendi.