Soma’da hukuk(suzluk)un kronolojisi: Hakim bu yüzden değişmiş! 2018-07-19 09:03:44   Melike Aydın    İZMİR - Soma Davası’nı başından itibaren takip eden Avukat Hatice Aslan, başta hâkim değişikliği olmak üzere yaşananları anlatarak, istinaf mahkemesine götürdükleri kararı Yargıtay, AYM ve AİHM’e de taşıyacaklarını dile getirdi.    Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden katliamı davasında verilen karar, ailelerin öfkesini ve acısını daha da büyüttü. Davada şirketin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan 15 yıl, Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 9 ay ve Teknik Müdür İsmail Adalı 22 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı. Duruşmada kararın ("bilinçli taksirle" ceza uygulanmamasına) aileler tepki gösterdi. Soma A.Ş. eski patronu Alp Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 37 sanık beraat ederken, adalet için Ankara’ya yürüyen aileler dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın da yargılanmasını istiyor.    Soma Davasını başında itibaren takip eden Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Hatice Aslan Atabay, yeni değişen rejimle beraber hâkimlerin bağımsız karar vermediğini ve yargının patronların lehine işlediğini ifade etti.   ‘İlk olarak dava süresi uzatıldı’   Soma Davası’nda sonucun hukuksal çerçeveye uygun olmadığını belirten Hatice, hakim değişikliği ile yeni bir sürece girildiğini aktardı. Bir önceki süreçte bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapora göre asıl patron olan Alp Gürkan, yönetim kurulunda yer alan ve finansal yetkileri olan Mustafa Yiğit ve projeden sorumlu Hayri Kebapçılar’ın da beraat ettiğini kaydeden Hatice, davanın daha ilk aşamasında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hukuka aykırı şekilde gizlilik kararı aldığını söyledi.    Can Gürkan’ın avukatının yaptığı bir suç duyurusu ile davaya paralel olarak başka bir soruşturmanın  başlatıldığını ifade eden Hatice, başsavcılığın yazdığı yazıda konunun araştırılması talebine karşılık yine de bekleme kararı alınmadığını ancak mahkeme savcısının mütalaa vermemesi nedeniyle mecburen uzadığını anlattı.    ‘Hakim değişikliğinin amacı buymuş’    Tepkiler sürerken önce savcının ardından da mahkeme heyetinin değiştiğini söyleyen Hatice, şöyle dedi: “İlk savcılardan biri Diyarbakır’a atandı, daha sonra da heyeti değiştirdiler. Daha sonra da yeni atanan hâkimin bir madenci dosyasına baktığı Elbistan’da para cezası verdiği biliniyordu. En azından ‘taksirle’ verilecek cezanın en üst sınırı verilebilirdi bunu bile yapmadı. Mütalaanın aksine beraat kararı verdi. Bizim eleştirdiğimiz olası kasttan mantığı kuramayan mütalaanın bile çok çok altına düştü. Bu ‘hakim değişikliğinin amacı da buymuş’ dedirtti.”   Verilen cezalar kadar kurulan mantığın da sorunlu olduğunu ifade eden Hatice, iş cinayetinin basit bir dikkatsizlik gibi değerlendirildiğini, bütün faaliyetin ve projenin ne olduğunu yönetim kurulunun bilmediği şeklinde değerlendirilmesinin akla aykırı olduğunu vurguladı.    ‘Hakim Yargıtay’a atanabilir’   Sistemin patronlara güvence vermeye çalıştığını ve ilk heyetin istedikleri kararı veremeyeceği düşünülerek değiştirildiğini belirten Hatice, yeni hakimin aynı zamanda Saray’a yakınlığı ile bilinen Yargıda Birlik Derneği’ne üye olduğunu bildiren bir sosyal medya paylaşımı gerçekleştirdiğini söyledi. Yargının kendinden bekleneni yaptığını ve patronlardan yana karar aldığını dile getiren Hatice, yeni rejimde üst sınıfın istediği kararları veren hakimlerin yükseltildiğini, uymayanların yerlerinin değiştirildiğini söyledi. Yeni hakimin dosyaları bitirmesi ardından Yargıtay’a alınacağı ile ilgili duyum aldıklarını belirten Hatice, son süreçte yargılamanın hızlanmasının nedeninin bu olabileceğini de ekledi.    ‘Davanın sadece avukatı değil tanığıyız da’   Yapılan bütün üretim zorlamalarının “iş kazası”na neden olduğunu bütün bilirkişilerin söylediğini aktaran Hatice, patronun masum gibi gösterildiği, hiçbir parasal yetkisi olmayan müdürlerin ise suçlu gösterildiğini dile getirdi. Hatice, “İstinaf dilekçesi verildi. Hâkimin gerekçeli kararı geldikten sonra istinaf gerekçelerimizi belirteceğiz. İstinafta yeni bir duruşma yapıldığında, bu dosyayı, yapılan müdahalelerle yaşadığımız travmaları anlatacağız. Biz bu davanın sadece avukatı değil tanığıyız da. Yargıya da tarihe de anlatacağız” diye konuştu.    ‘Anayasa ve AİHM’e gideceğiz’    Yargıya müdahalenin aslında Anayasa’nın tüzel sözleşmesi, Anayasadaki adil yargılanma hakkının ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sözleşmelerinin çiğnenmesi anlamına geldiğini hatırlatan Hatice, istinafın ardından Yargıtay, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM süreçlerini yürürlüğe koyacaklarını vurguladı.    ‘Amaç Selçuk Kozağaçlı’yı davadan uzaklaştırmak’   Avukatlardan Selçuk Kozağaçlı’nın davanın Ali İsmail Korkmaz davasında olduğu gibi farklı bir ile taşınmaması için elinden geleni yaptığını ve Selçuk’un tutuklanmasının da davayı etkilemek için gerçekleştirildiğini kaydeden Hatice, amacın Selçuk’u davadan uzaklaştırmak olduğunu da ifade etti.