İHD ve ZDİ: Açlık grevindeki hasta tutsakların talepleri kabul edilsin 2018-05-17 15:28:55       İZMİR - İHD ve ZDİ, Menemen R Tipi Cezaevi’nde açlık grevinde olan ağır hasta tutukluların taleplerinin kabul edilmesi çağrısında bulunarak,    İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi ve Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi (ZDİ) İzmir Şubesi, Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutsaklar ile cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin açıklama yaptı. Dernek binasında yapılan açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili ve Meclis Cezaevi İnceleme Komisyonu üyesi Sibel Yiğitalp de katıldı.    İlk sözü alan İHD avukatlarından Zafer İncin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından cezaevlerinde sıkıntıların artarak devam ettiğini söyledi. Zafer, darbe girişiminin ardından İHD İzmir Şubesi’ne hak ihlalleri kapsamında cezaevlerinden yapılan başvuru sayısının bin 15 olduğunu aktardı.    ‘Menemen’deki tutsaklar 28 gündür açlık grevinde’   Başlıca hak ihlallerinin tedavi engellenmesi, darp, hakaret, keyfi uygulamalar, işkence ve tehdit olduğunu dile getiren Zafer, yapmış oldukları başvurulara da Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlardan "kanuna uygun" şeklinde cevap aldıklarını aktardı. Söz konusu ihlallerin devam ettiğini ifade eden Zafer, Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerine karşı tutsakların 28 gündür açlık grevinde olduklarını ve yaşamsal riskleri olduğunu hatırlattı.    ‘Dicle Bozan tedavi edilmeden Elazığ’a sürgün edildi’   Açlık grevindeki tutsaklardan Dicle Bozan'ın tedavi için gelmiş olmasına rağmen tedavisinin yapılmadan 9 ay önce getirildiği Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi'ne gönderildiğini kaydeden Zafer, tutsakların taleplerinin insani olduğunu ve bir an önce kabul edilmesini istedi.    ‘Abdullah Öcalan ile başladı tüm Türkiye’ye yayıldı’   HDP’li vekil Sibel Yiğitalp ise, cezaevlerindeki uygulamaların ilk olarak İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritle başlatıldığını söyledi. Sibel, "Sayın Öcalan üzerindeki tecrit uygulamasını bir bütün olarak Türkiye'nin her yanına yaygınlaştırdılar. Öyle bir noktaya geldi ki; insanlar buna itiraz ettikleri an disiplin cezalarıyla karşı karşıya kaldı. Hatta tahliye olmaları beklenen insanlara disiplin cezaları verilerek ceza içinde cezaya mahkûm ediliyor” ifadelerini kullandı.    ‘Talepler kabul edilsin’   Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki uygulamaların diğer cezaevlerini de aştığını ifade eden Sibel, cezaevindeki 4 ağır hasta tutsağın durumuna dikkat çekti. İki kolu olmayan Ergin Aktaş, yatalak olan Yusuf Bulut, bağırsakları dışarıda olan Kuzey Suriyeli Dicle Bozan ile felçli Ehmedê Xemî'nin maruz kaldıkları uygulamalara karşı açlık grevine girdiklerini hatırlatan Sibel, "Açık bir faşizmi andıran uygulamalar var" diye belirtti. Sibel, tutsakların taleplerinin bir an önce kabul edilmesini istediklerini söyledi.    ‘Cezaevlerinin 13 kentten daha fazla nüfusu var’   15 Temmuz sonrası cezaevlerinin kapasitesinin 250 bini aştığını dile getiren Sibel, şöyle devam etti: "250 bin kişiyi hapsetme yetkisini kendinde gören bir iktidar; ancak 250 bin ihtiyaçlarını ise karşılayamayan bir iktidardır. 250 bin kişi üzerinden siyaset belirlemeye çalışan iktidar, bununla birlikte tekrar 38 cezaevi yapma vaadinde bulunan bir iktidar… Kendini cezaevleri, tutuklama, gözaltıyla ifade eden ve bunu insan hakları olarak göstermeye çalışan bir hükümet ile karşı karşıyayız. Ayakta sayım dayatmasıyla insanlar teslim alınmaya çalışıyor. Kapasite dolulukları çok çok fazla. Şu an cezaevleri, Türkiye'nin 13 kentinin nüfusundan fazla nüfusa sahip.”