Cinsiyet ayrımcılığında ısrar: Yargının rolü tartışılmalı 2018-05-02 09:01:00   ANKARA - Avukat Sevinç Hocaoğulları, TDK sözlüğündeki kimi kelimelerin cinsiyetçi karşılıklarının çıkarılması talebine dair 6 ay arayla biri olumlu biri olumsuz iki mahkeme kararı olduğunu belirterek, her iki kararı karşılaştırarak yargının cinsiyet eşitliğinin inşasında alabileceği ve alması gereken rolün tartışılması gerektiğini söyledi.    Ankara Bölge İdare Mahkemesi (İstinaf), Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin Türk Dil Kurumu’nun, Türkçe Sözlük’ünde yer alan ataerkil düşünce kodlarından beslenen ve cinsiyet ayrımcılığını besleyen “müsait, esnaf, yollu, kirli, serbest, kötüleşmek, boyalı, oynak, taze” gibi kelimelerin çıkarılması yönünde verdiği kararın yürütmesini durdurdu. İstinaf Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararında, TDK’nin hazırladığı Türkçe Sözlük’te yer alan ve dava konusu sözcüklerin anlamlandırılmasında, halk ağzındaki yaygın kullanımı, sözcüğün asıl ve mecaz anlamları ile argo kullanımı dikkate alınarak anlam sıralaması yapıldı.    Yargılamada hukuki süreci takip eden avukatlardan Sevinç Hocaoğulları, karara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    İki mahkemeden iki ayrı karar    TDK sözlüğündeki kimi kelimelerin cinsiyetçi karşılıklarının sözlükten çıkarılması talebine dair 6 ay arayla biri olumlu biri olumsuz 2 mahkeme kararının olduğunu belirten Sevinç, "Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin cinsiyet eşitliğine dayalı bakış açısıyla verdiği karar ile Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin cinsiyet ayrımcılığını koruyan kararını karşılaştırarak yargının cinsiyet eşitliğinin inşasında alabileceği, alması gereken rolü tartışmak bizler için bir ihtiyaç" dedi.    ‘TDK cinsiyet ayrımcılığında ısrar ediyor’   Davada Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin devletin kadın-erkek eşitliğini sağlama yönündeki yükümlülüğüne Anayasa ve uluslararası sözleşmeler bağlamında değindiğini kaydeden Sevinç, devletin cinsiyete dayalı ayrım yapmamanın ötesinde, kadınla erkeğin her alanda eşit haklara, eşit imkânlara kavuşması için düzenlemeler yapmanın ve gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğunu belirttiğini ve dava konusu işlemin iptaline karar verdiğini kaydetti. Ancak Türk Dil Kurumu’nun kadınların verdiği mücadeleye ve taleplere kulaklarını tıkayarak, mahkemenin verdiği karara karşı İstinaf başvurusunda bulduğunu kaydeden Sevinç, "Bu başvuru ile Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 29 Haziran 2017 tarihli kararından sonra benzer bir taleple açılan davada, Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin 29.12.2017 tarihinde olumsuz bir karar verdiğini, 'esnaf, yollu, kirli, müsait, serbest, kötüleşmek, boyalı, oynak 'kelimelerine dair cinsiyetçi anlamların sözlükten çıkarılması talebini reddettiğini öğrendik. Şimdi elimizde mahkeme kararına rağmen sözlüğünü güncellemeyen, mahkeme kararına itiraz ederek cinsiyet ayrımcılığında ısrar eden TDK ve aynı konuya ilişkin yakın tarihlerde verilmiş iki farklı mahkeme kararı var. Bu aşamada TDK’nin İstinaf başvuru dilekçesinde yer alan gerekçelerini uluslararası normlar ve Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin kararı çerçevesinde değerlendirmek ayrıca Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin cinsiyet eşitliğine dayalı bakış açısıyla verdiği kararla, Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin cinsiyet ayrımcılığını koruyan kararlarını karşılaştırarak yargının cinsiyet eşitliğinin inşasında alabileceği, alması gereken rolü tartışmak gerekiyor" diye konuştu.    Sözlükteki kadın ve erkek kelimelerinin karşılığına bakarak TDK’nin cinsiyet ayrımcılığının temeline gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Sevinç, "TDK sözlüğünde 'kadın' kelimesinin karşılığı olarak ‘analık ve ev yönetimi bakımından gereken erdemleri becerileri olan' şeklinde yer alırken, ‘erkek’ kelimesinin karşılığı olarak ‘sözüne güvenilir, mert’  yer alıyor. Bu iki kelime karşılığı TDK’nin diğer kimi kelimelere temel yaklaşımını yani cinsiyetçi yaklaşımını göstermeye yetiyor. TDK’nin, kendisine kadın-erkek eşitliğini sağlama konusundaki yükümlülüklerini hatırlatan mahkeme kararına itirazı ve bu ayrımcı kelime karşılıklarına sözlüklerinde yer verme ısrarı, cinsiyetçilik konusunda ısrarcı olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.    İstinaf aşamasının duruşmalı yapılması talebi   Cinsiyetçi kelime anlamlarının sözlükten çıkarılması talebinde ısrarcı olduklarını vurgulayan Sevinç,  Bölge İdare Mahkemesi’nin cinsiyetçi kelime anlamlarının sözlükte kalması yönündeki kararının kabul edilemez olduğunu söyledi. Sevinç, İstinaf aşamasının duruşmalı yapılmasını talep edeceklerini belirterek,  yargının cinsiyetçiliğine karşı tüm kadınları davaya sahip çıkmaya çağırdı.    Ne olmuştu?   25 Mart 2015 tarihinde TDK binası önünde bir araya gelen Halkevci Kadınlar, kol kola girerek burada bir açıklama yapmış ve kelimelerin argo tanımlarında “kadın” sözcüğünün parantez içinde gösterilmesine atfen, “TDK’yi parantez içine alıyoruz” demişlerdi. Ardından o dönem Genel Sekreteri olan Dilşat Aktaş,  bireysel başvuruda bulunarak bu sözcüklerin TDK'dan kaldırılmasını talep etmişti.