‘Mevcut yasalar ve çocuk sözleşmeleri uygulansın’ 2018-04-27 09:07:00   İSTANBUL - Avukat Özlem Özkan, iktidarın Meclis’e sunduğu cinsel istismar tasarısını “ikiyüzlü politika” olarak değerlendirerek, “Zaten var olan yasalar var. Ancak uygulanmıyor. Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni, İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamış bir ülke Türkiye. Bunların hangileri yerine getirildi? Bakıldığında yüzde 10’u bile yerine getirilmedi” dedi.    AKP iktidarı tarafından hazırlanan ve kadın örgütleri başta olmak üzere birçok kesimin tepkisine rağmen Meclis’e sunulan cinsel istismar tasarısı ile ilgili tartışmalar kamuoyunda devam ediyor. Tasarıyı değerlendiren Avukat Özlem Özkan, cinsel istismar ve taciz sorununun derinlemesine incelenmesi gerektiğini belirterek, hazırlanan tasarının çözümden uzak olduğunu söyledi.    Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine iktidarın tasarıyı gündeme getirdiğini kaydeden Özlem, “hadım” ve “cezalandırma” gibi yöntemlerin daha önce de gündeme getirildiğini söyledi. Özlem, “Dolayısıyla biz var olan sorunun ciddiyetle ele alınması gerektiğini, üstünün örtülmemesi gerektiğini söylüyoruz. Özellikle bu alanda emek harcayan, olayın tüm tarafların, adli tıp uzmanları, doktorlar, çocuk hakları savunucuları ve kadın hakları savunucularının görüşü alınarak böyle bir tasarı hazırlanmalıydı” dedi.    ‘İkiyüzlü politika’   Tasarıya karşı daha kadın ve LGBTİ örgütlerinin bir metin yayımlayarak eleştirdiğini hatırlatan Özlem, “Belki yasa tasarısının gündeme alınmasını olumlu olarak değerlendirmeliyiz. Ancak derinlemesine bakıldığında bunun ikiyüzlü bir politika olduğunu düşünüyorum” diye belirtti.    ‘Cezasızlık tehlikesi var’   İktidarın “bakın biz bir şey yapıyoruz” amacıyla bu tasarıyı hazırladığını ve bunun popülist bir yaklaşım olduğunu dile getiren Özlem, özellikle “yüksek ceza” durumumun cezasızlık haline de neden olabileceği uyarısında bulundu. Özlem, "30 ve 40 yıl gibi yüksek cezalar, hâkimlerde tereddütte neden oluyor, yargılama süreçleri uzuyor ve ne yazık ki bu tip davalarda hiç ceza verilmemesi sonucuyla bile karşılaşabiliyoruz” diye konuştu.   ‘Var olan yasalar uygulansın’   “Hadımın” aslında çözüm olmadığını ve bu yöntemin insan haklarına aykırı olduğunu belirten Özlem, cinsel saldırı ile mücadele etme yönteminin bu olmadığını vurguladı. Çocuklara yönelik cinsel istismarı önlemeye yönelik yasaların yapılması gerektiğini anlatan Özlem, şöyle dedi: “Zaten var olan yasalar var. Ancak uygulanmıyor. Koruyucu yöntemleri almıyorsa devlet mekanizmasının içindeki kişiler, ne kadar ceza verirseniz verin o sistemi tekrar üretmiş oluyorsunuz. Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni, İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamış bir ülke Türkiye. Bunların hangileri yerine getirildi? Bakıldığında yüzde 10’u bile yerine getirilmedi.”    ‘Yayın yasağı maddesi çok tehlikeli’   Çocukları korumak için açılan kurumların dahi kapatıldığını kaydeden Özlem, sorunu çözmek ve sorunun derinine inmek yerine popülist yöntemlerin denendiğini söyledi. Ayrıca tasarıda yer alan basın yayın yasağı maddesine değinen Özlem, “Bu tamamen davaların kapalı olacağı anlamına geliyor. Sanki bu tür olaylar hiç yaşanmıyor gibi bir algı yaratılacak. Basın, evrensel kurallara göre bu haberleri yayınlayabilir. İsim kullanmadan vs. Ancak yayın yasağı başlı başına bir tehlike içeriyor” dedi.    ‘Akranlar için ayrı bir düzenleme yapılmalı’   Akranlar arasında yaşanan cinsel istismar ve tacizin de tasarıya dahil edildiğini kaydeden Özlem, iki farklı düzenleme yapılması gerektiğini ve çocuklara yönelik cinsel eğitimlerin verilmesi gerektiğini söyledi. “Eğer küçük yaştaki çocuğu cezalandırırsanız, ortaya mağdur çocuklar çıkacaktır” diyen Özlem, bu konuda özel bir çözüm ve yasa tasarısı düzenlemesi yapılması gerektiğini vurguladı.     ’Nafaka mevzusu suni gündem’   İktidarın gündeminde olan “nafaka” yasa tasarısını da değerlendiren Özlem, bu tasarının hiçbir realitesinin olmadığını kaydetti. “Dünya yüzündeki mülklerin yüzde 90’ı erkeklere aitken, Türkiye’de de durum böyle iken, kim mağdurmuş? Bunu gerçekçi bulmuyoruz” diyen Özlem, “Anlayacağınız bu çok komik, üzerine konuşmak bile gereksiz. Rasyonel değil ve suni gündem” diye vurguladı.