DAİŞ sanığından işaret savunması: Afrin’de de yapılıyor 2018-04-05 13:48:56   ANKARA - Ankara Katliamı davasında avukatlar, katliamın planlayıcısı ve faili olan sanıkların sadece “Örgüt üyeliği”nden yargılanmasına tepki gösterdi. Müşteki avukat, sanık Yakup Karaoğlu hakkında delilleri sunarken başparmağını kaldırdığı fotoğrafı gösterdiği sırada Karaoğlu,“Bu işareti Türkiye’nin yarısı yapıyor. Afrin’de de yapılıyor sen ne konuşuyorsun?” diyerek hakaret etti.    10 Ekim Ankara Katliamı davasının 8'inci duruşması, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci gününde devam ediyor. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak konuşan Avukat Sanem Doğanoğlu, 3 celsedir mahkemeye insanlığa karşı işlenen ve savaş suçlarını anlattıklarını belirterek, “Uluslararası düzeyde diğer ülkelerin nasıl bir yargılama pratiği gösterdiğini anlatıyoruz” dedi.    Bu dosyada yargılan birçok sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin insanlığa karşı suç kapsamında olduğunu belirten Sanem,  dosyada çok sayıda firari sanık olduğunu hatırlattı. Sanem, “Ahmet Güneş sadece ‘örgüt üyeliği’ ile yargılanıyor. Nasıl bir dokunulmazlık zırhı ile sarıldığını görüyoruz. Esin Altuğ ve birçok sanık sadece üyelikten ve tehlikeli madde bulundurmaktan yargılanıyor” diye belirtti.    ‘Gerçekleştirdikleri eylemlerde bir sistematik var’   Uluslararası Ceza Hukuku ve Türk Ceza Kanunun (TCK) insanlığa karşı işlenen suçlarda bir plan doğrultusunda sistematik bir bağ aradığına dikkat çeken Sanem, “Burada iddianamenin tarif  ettiği haliyle sanıkların açıklamaların da  ve gerçekleştirdikleri eylemlerde bir sistematik var. ‘Örgüt üyeliği’ olarak tariflenen sanıkların Suriye’ye geçip burada insanlığa karşı suça vücut vereceği kanaatindeyim” dedi.    ‘İnsanlığa karşı işlenen suç kapsamında yargılanmaları gerekiyor’   Sanıkların insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları kapsamında yargılanmalarını talep eden Sanem, mahkeme heyetine seslenerek, “Bu anlamda uluslararası toplumda sorumluluğunuz var. Bunun için insanlığa karşı suç kapsamında işlenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.    ‘Savcılar delilleri görmezden geldiği gibi sanıkları da görmezden geliyor’   Daha sonra konuşan Avukat Ahmet Özder, şöyle dedi: “Dosyanın soruşturmasını yürüten savcılar, bir takım delilleri görmezden geldiği gibi bir takım sanıkları da görmezden gelmektedir. Dosyada halen deliller tartışılmadı. Tüm sanıkların tutukluluğunun devamına karar verilmesi gerekir. Tüm dijitallerin yeninden tanımlanması gerekir. Derneklerle ilişkilerin delilleri tam toplanmadı. Devlet bunu görmüş. Genç Ensar’ı, ISLAH DER’i , ABU Hayat’ı adım adım takip etmiş. Tape kayıtlarının tam olarak incelenmesi gerekir. Tanıkların tamamını istiyoruz. Tanık dinletme talebimizi görün artık.”    ‘Tespit edilen telefon ve araçlar dosyaya yansıtılmıyor’   Sanıkların çoğunun sadece “Örgüt üyeliği”nden yargılandığını vurgulayan Ahmet, çoğunun aynı zamanda katliamların planlayıcısı olduğunu belirtti. Bu sanıkların yöneticilikten de yargılanmaları gerektiğini vurguladı. Sanıkların hepsinin Ankara Katliamı’nda yer aldığını suçun öncesi ve sonrası yapılan fillerle birlikte bu durumun göz ardı edilemeyeceğine dikkat çeken Ahmet, “Sanıkların Antep’ten Ankara’ya gelene kadar kullandıkları telefonları ve araçları tespit etmişler. Ama bunlar dosyaya yansıtılmıyor” diye konuştu.     Antep Cumhuriyet Savcılığı’nda Yunus Durmaz’a ait  harddiskin silinmiş kısımlarından elde edilen belgeleri mahkeme heyetine sunan Ahmet,  harddisk’de  katliamın emrinin  9 Ekim’de Ebu Talha’dan geldiğini belirterek, sanıkların katliamdaki tüm görevlerinin açıkça belgede yer aldığını vurguladı.Hüseyin Tunç’un ise “Örgüt nakliyecisi” olduğunu ifade eden Ahmet, “Tunç silah ve bomba taşıyor. Hatta kendi avukatı da Antep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturmada müvekkili için ‘bomba taşıyıcısıdır’ demiştir” dedi.    ‘Sanıkları nasıl sıradan bir üye yaparsınız?’   Sanıklardan Metin Akaltın’ın “Örgütün teknik işlerini” yapan kişi olduğunu söyleyen Ahmet, “Nerde silah? Katliam organizasyonu nerede?  Bir örgüt evi var, her şeyin altından Metin çıkıyor. Eşi Hatice Akaltın dünyadan habersiz mi?  Aylarca günlerce silahlarla yatıyor. Gizli gizli mesajlaşıyorlar. Burak Ormanoğlu hala IŞID üyeleri ile görüşüyor. Evlerde çıkan parmak izlerine bakıldığında Ankara Katliamı öncesi birlikte hareket ettikleri açık. Bunu nasıl sıradan bir üye yaparsınız.  Örgüt talimatıyla deşifre oldukları için Yunus Durmaz’ın ‘evleri boşaltıyoruz’  dediğinde hepsi evleri boşaltıyor. Burak Ormanoğlu açık ve net katliamın sorumlularındandır” ifadelerini kullandı.    DAİŞ sanığından itiraf: Bu hareket Efrin’de yapılıyor   Yakup Yıldırım, Nihat Ürkmez ve Erman Ekici hakkında topladıkları delilleri mahkeme heyetine sunan Ahmet, bu sanıkların sıradan bir “Örgüt üyesi” olmadığını, hepsinin bizzat katliamın içinde yer aldığını ifade etti. Avukat, sanık Yakup Karaoğlu hakkında delilleri sunarken başparmağını kaldırdığı fotoğrafı gösterdiği sırada sanık Karaoğlu,“Bu işareti Türkiye’nin yarısı yapıyor. Afrin’de de yapılıyor sen ne konuşuyorsun?” diyerek müşteki avukatlara hakaret etti. Bunun üzerine mahkeme salonunda bulunan aileler, Karaoğlu’na tepki gösterdi.   DAİŞ sanığından ailelere küfür ve tehdit    Ardından sanık müdafileri söz alarak müvekkillerinin tahliyelerini istedi. Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdiği sırada dışarı çıkarılan sanık Mehmeddin Baraç, salondakilere dönerek cinsiyetçi küfür ve tehditlerde bulundu. Ailelerin tepki göstermesi üzerine kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Sanıkların dışarı çıkarılmasıyla gerginlik sona erdi.    Mahkeme öğleden sonra devam edecek.