'Ankara Emniyeti istihbarat bilgilerini hala dosyaya sunmadı' 2018-04-04 18:09:07   ANKARA - 10 Ekim Ankara Katliamı davasının 8'inci duruşmasında değerlendirmelerde bulunan Avukat İlke Işık, mahkeme heyetine firari sanıklar hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığını sorarken, Ankara Emniyeti'nin istihbarati bilgileri hala dosyaya sunmadığını vurguladı.   10 Ekim Ankara Katliamı davasının 8'inci duruşması, verilen aranın ardından devam etti. Duruşma müşteki avukatların değerlendirmeleri ile devam ederken, müşteki avukatlar Ankara Katliamı ile Antep patlamasında bulunan sanıkların birbirleri ile çok sayıda telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini oluşturdukları Excel tablosu ile anlattı.    'Devlette tüm sanıklara ilişkin daha önceden bilgi var'   Duruşmanın ikinci yarısı müşteki avukatlarından Heval Yıldız Karasu'nun konuşması ile başladı.  Heval, gerek Antep patlamasından gerekse de Ankara katliamında ismi geçen sanıkların daha önce den de istihbarat tarafından takipte olduklarını söyledi. Heval, "Katliam dosyalara baktığımızda yeni yeni sanıklar çıkıyor. Bunlar nereden çıktı diye baktığımız da koordineli çalışan istihbarat birimlerinin yeni bilgileri dosyaya eklediğini görüyoruz. Bu da anlaşılıyor ki devletin Antep ve diğer yerlerdeki tüm patlamalarda ismi geçenlerle ilgili bilgileri var. Bu da devlet istediği zaman o bilgileri dosyalara yağdırabildiğini gösteriyor" diye ekledi.   'Bilirkişi raporları yetersiz'   Daha sonra Avukat Gülşah Kaya mahkeme heyetine bazı bilgilendirmelerde bulundu. Sanık Yakup Karaoğlu'nun örgütsel nitelikteki fotoğraflarını mahkeme başkanına gösteren Gülşah, "Fotoğraflar polisler tarafından da izlenip çekilmiş. Sanık Erman Ekici de fotoğraflarda yer alıyor. Fotoğraftaki arabanın önünde IŞİD bayrağı var" dedi. Sanıklardan Resul Demir'le ilgili belgeler hakkında da konuşan Gülşah, Resul'ün diğer sanıklarla örgütsel nitelikte ders verilmesi için yaptığı yazışmalar olduğunu söyleyerek, diğer sanıklarla ilgili delil niteliğindeki fotoğrafları mahkeme heyetine açıkladı.    Gülşah Kaya, daha önce "AKP Bingöl gençlik kolları üyesiyim" diyen sanık Mehmedin Baraç'a ait dijital materyallerde bulunan DAİŞ'in kafa kesme görüntülerini mahkeme heyetine sundu. Mehmedin Baraç'a ait IŞİD'in kafa kesme görüntülerinin olduğu fotoğraf ve videolar mahkeme heyetine aktarıldı. Gülşah, IŞİD'in Antep emiri Yunus Durmaz'ın mail yazışmalarına değinerek, yazışmaların 10 Ekim'e kadar ve 10 Ekim'den sonra devam ettiğini kaydetti. 10 Ekim'den önceki yazışmaların bilirkişi raporunda yer almadığına dikkat çeken Gülşah, "Olayın aydınlatılmasındaki en önemli delilerden birisi bu. Bunu muhakkak çözecek bir uzman bulunur. Bu maillerin kesinlikle dosyamıza girmesi gerekiyor" diye vurguladı. Gülşah, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu belirterek, yeni bir bilirkişi raporuna ihtiyaç olduğunu ve yeni bilirkişi raporu hazırlanması gerektiğini ekledi.   'Kendi imkanlarımız ile bir veri oluşturduk'   Bir diğer müşteki avukat Erkan Ünüvar'da dosyaya ilişkin bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ve mevcut bilirkişi raporunun sadece özet olduğunu belirtti. Erkan şöyle konuştu:   "Biz kendi imkânlarımız ile özel bir analiz yazılım ayarladık ve incelemeler de bulunduk. Yaptığımız incelemelerde bazı sanıklar kendi adlarına hatlar kullanırken bazıları farklı isimler üzerinde hatlar kullanmışlar. HTS kayıtlarında Resul Demir ile Halil İbrahim Durgun ile sürekli iletişim halinde oldukları görülüyor. Resul Demir'in Ankara katliamında bir gün önce olan 9 Ekim günü Halil İbrahim Durgun ile sürekli iletişim halinde olduğu bir gün. Sabah öğlen ve en son Saat 17.40 da görüşmesi mevcut. Yine 10 Ekim günü Resul Demir'in Halil İbrahim Durgun tarafından aranmış. Resul Demir'in Yunus Emre Sancılı ile görüşmeleri var. Gaziantep ve Ankara dosyalarında ismi geçen bir kişidir. Özellikle Ankara ile Antep katliamlarında sonra, Yunus Emre Sancılı ile katliam sanıkları ile iletişim halindedir. Ancak nedense bizim dosyamızda pozisyonu farklı. Biz bunun tekrardan değerlendirilmesini istiyoruz."    'Suphi Alfidan'ın Antep Emniyet Müdürü ile görüşmeleri var'   Erkan,  konuşmasının devamında sanık Suphi Alfidan'ın Esin Alttuntuğ ve Yunus Emre Beltekin'nin Antep Emniyet müdürü ile telefon görüşmelerinin olduğu söyledi. Yine sanıklardan yabancı hat sahipleri ile en çok iletişime geçen sanığın ise Metin Akaltın olduğunu belirten Erkan, "Bu hattı sadece yabancılarla konuşurken kullanmış. Bunun dışında başka hat kullandığı mümkündür. Baz istasyonuna sinyallerine bakıldığında görüşmelerin sınırda gerçekleştiği anlaşılmaktadır.  Metin Akaltın sınır kapılarındaki sinyalleri 20 Temmuz'da kesiliyor. Bu dönemde Suriye'ye geçtiği düşünülmektedir"diye konuştu.   'Dosya da X ve Y olarak adlandırılan kişiler hakkında bir işlem yok'   En son konuşan müdafi avukat İlke Işık ise, soruşturmada çok fazla eksikliğin olduğunu kaydederek, toplanması gereken çok sayıda delil olduğunu belirtti. İlke, "Sanıkların yazışmaları ile ilgili çok detaylı bilgi yok. İki celsedir biz bunu istiyoruz. Ama Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı bunu bize iletmiyor. Biz tekrar Adıyaman cumhuriyet Başsavcılığından talep ediyoruz. Bu kadar kötü soruşturulan bir katliam dosyası herhalde yoktur" dedi.    Dosyada ki X ve Y olarak adlandırılan kişilerin tespit edilmesi ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu kişiler hakkında işlem yapması gerektiğine de dikkat çeken İlke, "Bunların tespit edilmesi teknik imkanlarla olanaklı. Ancak bu dosyada teknik hiçbir olanak kullanılmadı" diye konuştu.   'Firari sanıklara ne oldu?'   Adıyaman ve diğer illerin Emniyet Müdürlüklerinden istihbarati bilgilerin geldiğini belirten ilke, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün hala istihbarati bilgileri dosyaya sunmadığını söyledi. İlke, hakkında İnterpol ile arama kararı bulunan firari sanık Nusret Yılmaz'ın geçen sene Gürcistan'a geçmeye çalıştığını, Gürcistan polisinin ise sanığı Türkiye'ye yolladığını vurguladı. İlke, sanık hakkında Türkiye'de hiçbir işlem yapılmadığına dikkat çekti. Diğer firari sanıkların yakalanıp yakalanmadığına dair kuşkuların olduğunu söyleyen İlke, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı'na bu konuda müzekkere yazılmasını talep etti.   Mehmet Korkmaz, Deniz Duman ve Cuma Dabanıyassı hakkında örgüte yardım ve yataklık etme gerekçesiyle dava açıldığını söyleyen İlke, Mehmet Korkmaz ve Deniz Duman'ın isimlerinin birçok yerde geçtiğini belirterek dosyada  tanık olarak dinlenmesini talep etti.   Mahkeme yarın devam edecek.