10 Ekim davası başladı: Kamu görevlileri yargılansın 2018-04-04 13:07:41   ANKARA - 10 Ekim Davası’nın duruşmasında konuşan Avukat Tonguç Cankurt, DAİŞ’in Türkiye sorumlusu İlhami Balı’ya irtibat halinde olduğu askerlerden birinin “Şıhım” diye hitap ettiğini belirtirken, Avukat Avukat Sevinç Hocaoğulları ise, katliamla ilgili kamu görevlilerinin de yargılanmasını istedi.    DAİŞ tarafından düzenlenen ve 103 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı davasının 8’inci duruşması başladı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma, 2 gün sürecek. Duruşma öncesi katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ve katliamdan yaralı kurutulan yurttaşlarla demokratik kitle örgütleri, HDP’li vekiller ile emek ve meslek örgütleri, Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.   Yapılan açıklamanın ardından katliamda yaşamını yitirenlerin ve yaralananların aileleri, duruşma salonuna geçti. Davada tutuklu yargılanan 19 sanığın salona getirilmesi ardından başlayan duruşmada, Mahkeme Başkanı Selfet Giray dava dosyasına gelen belgeleri okudu. Ankara Tren Garı katliamı davasında “tanık” olarak dinlenen dönemin Antep Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Beyazıt Bestami Duman hakkında “FETÖ”den soruşturma açılmamış olduğu belirtildi. Beyazıt'ın KHK ile ihraç edildiği, ayrıca davada polise muhbirlik yaptığını ileri süren sanık Suphi Alpfindan ile ilgili muhbir tutanağı olmadığı Antep Emniyeti tarafında bildirildi.    'Asker IŞID sanığına şeyhim diye hitap ediyor'   Daha sonra müşteki vekillerinin beyanına geçildi. Avukat Tonguç Cankurt, Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’nden gelen dosyada, DAİŞ’in Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın tape kayıtlarının olduğunu belirterek, "Balının tape kayıtlarından Temmuz 2015 ten Eylül 2015'e kadar sınır geçişlerini organize ettiği anlaşılıyor" dedi. Polisin İlhami Balı'nın kaçakçılarla yaptığı görüşmelerin bazı kayıtlarını "Suç unsuru içermiyor" diye not aldığını ifade eden Tonguç, İlhami'nin doğrudan asker ve polis görevlileriyle yaptığı görüşmelerin kayıtları olduğuna dikkat çekerek, "Doğrudan Emniyet’le irtibat içinde, bazen askerlerle görüşüyor. Kaçakçılar aracılığıyla askerle görüşüyor. Balı 'Buralardan bir isteğin var mı?' diye askere soruyor. Asker Balı'ya 'Şıhım' diye hitap ediyor. Asker ile Balı bir birbirlerinin numaralarını alıyorlar" dedi. Tonguç, daha sonra İlhami Balı’nın tape kayıtlarında yer alan bir görüşmeyi aktardı.   ‘Görüşme tutanakları katliamdan 10 gün önce öğrenildi’   Tonguç,  İlhami Balı'nın asker Sefer Taş'ın ölümüyle ilgili yaptığı görüşmeyi de aktararak, "Askerlerin bir IŞİD'çiyi dövmesi üzerine Balı, elindeki asker Sefer Taş'ı öldürmekle tehdit ediyor. Bunun üzerine görüşmeyi yapan asker Balı'dan özür diliyor" diye belirtti. Tonguç, İlhami Balı’nın asker ve emniyetin bir telefon uzağında olduğunun altını çizerek, "Bu görüşmeleri yapan asker, komutan, kamu görevlisi kim? Bu görüşme tutanakları Ankara Katliamı’ndan 10 gün önce adli makamlar tarafında öğrenilmiş. Bu askerlerin kimler olduğunun öğrenilmesi gerekiyor. Bu bizim dosyamızla doğrudan ilişkili" diye konuştu. Tonguç,  bu görüşmeleri yapan kamu görevlilerinin tespit edilmesini istedi.    ‘Kamu görevlilerinin de yargılanmalı’   Avukat Sevinç Hocaoğulları ise, dosyaya sanıklar hakkında gelen belgelerle ilgili konuşarak, "Balı'nın Antep sınırında yaptığı kaçakçılık emniyet ve jandarmanın bilgisi dahilinde. Bu yargılamanın başladığı andan itibaren ‘Kolluk ve yargı görevini yapsaydı, bu katliam olmazdı’ dedik. Bu katliamla ilgili kamu görevlilerinin de yargılanması gerek" ifadelerini kullandı.    'Barış diyen yargılanıyor, insan öldüren serbest'   Sevinç, DAİŞ’in Diyarbakır ve Suruç’taki katliamlarından önce de İlhami Balı’nın dinlendiğini hatırlatan Sevinç, İlhami Balı ile Diyarbakır saldırısı sanıklarından İsmail Korkmaz'ın telefon görüşmeleri olduğunu ekledi. Sevinç, İlhami Balı’nın telefon görüşmelerinden bahsetmeye devam ederek, İlhami'nin Ankara patlamasında kullanılan intihar yeleklerinin saklanmasını organize ettiğini söyledi.    “Barış" diyen akademisyen ve öğrencilerin “Örgüt üyeliği” ile suçlandığını kaydeden Sevinç, "Bu ülkede barış derseniz ‘örgüt üyeliği’nden yargılanıyorsunuz ancak insan öldürdüyseniz 9 ay ceza yattıktan sonra serbest bırakılırsınız" diyerek, DAİŞ üyesi Ahmet Güneş'in bir kişiyi infaz ederken ortaya çıkan görüntülerine rağmen serbest bırakılmasını anımsattı.