Gültan ve Sebahat’in duruşması 7’nci kez ertelendi 2018-03-02 17:05:46     MALATYA- Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı davanın Malatya'da görülen 7. duruşmasında mahkeme heyeti tahliye vermezken, bir sonraki duruşmayı 27 Nisan tarihine erteledi.    Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı davanın 7.duruşması Malatya 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sebahat ve Gültan'ın SEGBİS ile bağlanmadığı duruşmayı HDP PM üyesi Aliye Kızıldamar, DBP Maraş İl Eş Başkanı Döne Göksungur, DBP Malatya İl Eş Başkanı Nermin Tuncel, HDP Malatya il yöneticileri, DBP Genel Merkez MYK üyeleri Sevim Adsoy, Halide Türkoğlu, Gürüm Bayram’ın yanı sıra çok sayıda dernek ve sendika temsilcileri takip etti.   ‘Hukukun düştüğü son durum’   Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarka Gültan’ın avukatı Cihan Aydın söz aldı. Cihan savunmasında, polis tutanakları ve ortam dinlemelerinde imzası bulunan polislerin tamamının FETÖ örgüt üyeliğinden yargılandıklarını ve cezaevlerinde olduklarına dikkat çekti. Cihan, söz konusu tutanakların hala mahkeme heyetince referans alınmasının hukukun düştüğü son durumun “acı tablosu” olarak yorumladı.   ‘Bu devletin hukukuna inanamam’   Mahkemenin kendi içinde çelişkiler barındırdığını kaydeden Cihan devamında şöyle dedi: "Yargılama somut delil varsa yapılır, somut ve maddi delil yoksa yargılama yapılamaz. Biz avukatlar 7 duruşmadır mahkemeden bizlere tek bir somut delil sunmasını istememize rağmen, yapılan mahkemeden tek bir somut ve maddi delil verilmedi. 2011 tarihinde henüz milletvekili olan müvekkillerimiz, o yıllarda meclisteki konuşmaları 2018'de yargılama konusu olabiliyorsa, ben bu devletin ne hukukuna ne de samimiyetine inanamam.”   ‘Savcısı da, polisi de FETÖ’den tutuklu’   Ardından söz alan avukat Mesut Beştaş ise, “Savcı FETÖ’den yargılanıyor, polis FETÖ’den yargılanıyor, ama Malatya Mahkemesi hala iddianamede imzası bulunan polis ve savcının sözlerini referans almaya devam edebiliyor. FETÖ mensubu kişilerin sözde PKK mensubu kişileri yargılayabilmesi, başlı başına bir tezatlık ve samimiyetsizliktir” diye konuştu.   ‘En tehlikeli olan ifade özgürlüğü’   Duruşma, Sebahat’ın avukatı Cemile Turhallı Balsak’ın savunmasıyla sürdü. Cemile, "MHP milletvekillerinin Karadeniz bölgesine Lazistan demeleri normal karşılanıyorken, HDP milletvekillerinin tarihte Kürdistan vilayetinin olduğunu kanıtlasalar dahi, Güney Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesine Kürdistan demeleri suç oluyor" diye konuştu.   ‘Tanıklar nerde?’   Bir diğer avukat Sebahat Genç Tarih, yargılama konusu olan iddianamede tanık olarak dinlenen kişilerin tamamının hayali kişiler olduğunu kaydederek, “Müvekkillerimiz üzerine ifade verildiği söylenen  ve tüm araştırmalarımıza rağmen bulamadığımız Nurullah Akın ve Bahar adlı kişilerin müvekillerimiz Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'ın PKK kamplarına gidip eğitim aldığını yönünde polise ifade verildiği söyleniyor. Peki, bu polis Bahar ve Nurullah Akın adlı kişiye ‘Ne zaman gittiler, Nerde gördün’ diye soruyor mu, sormuyor. Bahar ve Nurullah Akın adlı kişilerden ifade alan polis ‘Ne zaman gittiler, Nerde gördün?’ gibi soruları sormuyorsa ya işini gereğince yerine getirmiyordur ya da ifadesini aldığı o kişiye kendisi de inanmıyordur" diye belirtti.   Avukatların savunmasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Gültan ve Sebahat’in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 27 Nisan tarihine erteledi.    Dava hakkında   Gültan, 2012-2016 yılları arasında katıldığı basın açıklaması, cenaze töreni ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) toplantıları nedeniyle “Örgüt kurma ve yönetme”, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız olarak katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” ve 41 defa “Örgüt propagandası yapmak” iddiası ile 230 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor.    Sebahat ise, 2012 ve 2016 yılları arasında katıldığı 16 eylem ve etkinlik, DBP’nin PM toplantılarında yaptığı açıklamalarla DTK toplantılarına katıldığı gerekçesiyle “Örgüte üye olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiası ile 135 yıla kadar hapis ile cezalandırılması isteniyor.    Gülten ve Sabahat'in dosyaları Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından birleştirilmiş ve “güvenlik” gerekçesiyle Malatya’ya nakledilmişti