Özgür Gündem davası: Kadın gazeteciler cinsel saldırı tehdidini anlattı 2018-02-09 16:10:32     İSTANBUL- Özgür Gündem baskınında gözaltına alınan 22 kişi hakkında "polise direnme" ve "hakaret" suçlamasıyla ayrı ayrı 8 yıl 4 ay hapis istemiyle açılan davaya görüldü. Özgür Gündem gazetesi baskını sırasında darp edilerek gözaltına alınan gazetecilerden Gülfem Karataş ve Sevdiye Ergürbüz, polisin kendilerine cinsel saldırı tehdidinde bulunduğunu vurguladı.   Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’ne polis baskınında gözaltına alınan 22 kişinin “görevi yaptırmama için direnme” ve “hakaret” suçlamalarıyla ayrı ayrı 8 yıl 4 ay hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması bugün görüldü. Davada, 16 Ağustos 2016'da, Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasının ardından gazete binasına yapılan polis baskınında gözaltına alınıp tutuksuz yargılananlar şu şekilde:   Amine Demirkıran, Bayram Balcı, Burcu Özkaya, Davut Uçar, Doğan Güzel, Elif Aydoğmuş, Ersin Çaksu, Fırat Yeşilçınar, Gökhan Çetin, Gülfem Karataş, Günay Aksoy, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Mesut Kaynar, Muharrem Ender, Önder Elaldı, Özgür Paksoy, Reyhan Hacıoğlu, Sevdiye Ergürbüz, Sinan Balık, Yılmaz Bozkurt ve Zeki Erdem.   10 gazeteci hazır bulundu   Saat 10.00'da Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan Davut Uçar, Yılmaz Bozkurt, Doğan Güzel, Fırat Yeşilçınar, Mesut Kaynar, Gülfem Karataş, Önder Elaldı, Reyhan Hacıoğlu, Sevdiye Ergürbüz ve Sinan Balık ile avukatları katıldı. Duruşmanın başında Hakim Arzu Dur'dan söz alan gazetecilerin avukatı Özcan Kılıç, aynı zamanda olayın tanığı olduğunu, ama baskın günü zorla dışarı çıkarıldığını belirtti.   Duruşmada ilk olarak Davut Uçar savunma yaparak o gün yaşananları anlattı. Davut, operasyon sırasında polislerin hakaretine ve saldırısına maruz bırakıldıklarının altını çizdi.    Avukat Özcan Kılıç: Tüm sokaklar tutulmuştu   Avukat Özcan Kılıç da aynı güne ilişkin tanıklığını anlattı. İlk gelen ekibi “filmlerdeki gibi kibar polislerdi” diye tanımlayan Özcan, haberi ilk duyduğunda doğrulatmak için savcılığı aradığını ama savcılığın “Net değil” cevabı verdiğini belirtti. İlk gelen ekibin gazeteye yönelik kapatma kararının prosedürü uyguladığını söyleyen Özcan, “Normal prosedür işleyecek diye düşünüyorduk. Ama tüm sokaklar tutulmuştu, çevik kuvvet polis otobüsleri sıralanmış, bir sürü sivil polis vardı. Sanki çatışma çıkacak gibi” diye konuştu.   Kadın gazetecilere darp ve cinsel saldırı tehdidi   Daha sonra savunma yapan Gülfem Karataş ise, o gün gazete binasında İMC TV çalışanı olarak bulunduğunu söyledi. Polislerin İMC çalışanı kameraman Gökhan Çetin'i gözaltına almaya çalıştıklarını anlatan Gülfem, “Biz de onu vermek istemedik. Bunun üzerine hepimizi gözaltına aldılar. Tek direnme budur” dedi. Gülfem, merdivenlerden indiği sırada sırtına demir bir cisimle vurulduğunu ve bu darbın izlerini hala taşıdığını ekledi. Kendisini darp eden polise “ne yapıyorsun” dediğinde polisin kendisine hakaret ettiğini, cinsel saldırı tehdidinde bulunduğunu aktardı. Gülfem son olarak gazeteye gelen polisleri “maskeli, silahları görünür şekilde, özel tim ekipleriydi” diye tanımladı.   Gülfem’in avukatı Cemal Polat da savcının iddianameyi “ters yüz” ettiğini, asıl olayın mağdurunun müvekkili olduğunu belirterek, “Müvekkilimin gazetecilik faaliyeti engellenmiş, darp edilmiş ama sorumlulara dava açılmadı” diye ekledi.   Sevdiye Ergürbüz de, Gülfem’e benzer şekilde aynı cisimle darp edildiğini ve tehdide maruz bırakıldığını aktardı.   Reyhan Hacıoğlu: Asıl ben polislerden şikayetçiyim   Reyhan Hacıoğlu ise, polislerin ilk aşamada gözaltına almak için geldiklerini, düşmanca tavırda olduklarını vurguladı. “Gökhan Çetin’e müdahale başlamadan evvel de bize hakaretler edildi, 100'den fazla polis, 'Devletin gücünü göreceksiniz' gibi sözlerle binaya girdi” diye olayı anlattı. Biri sivil üç kadın polisin kendisini darp ettiğini, başka bir kadın polisin ekip aracında “Asıl terörist bu” diyerek kendisini hedef gösterdiğini aktaran Reyhan, "Bunun üzerine erkek polislerden biri saçımla oynayarak beni tacize maruz bıraktı, fotoğrafımı çekti. Asıl ben polislerden şikayetçiyim” diye vurguladı.   Duruşmaya katılanların tümü suçlamaları reddetti, beraatlerini istedi.    Davaya 29 Haziran'da devam edilecek   Ara kararını veren mahkeme heyeti, duruşma gününü davetiye yollanan ama duruşmaya katılmayan gazeteciler hakkında zorla getirme müzekkeresi çıkarılmasına karar verdi. Emniyetten olay anına ilişkin kamera kayıtlarının istenmesine hükmeden mahkeme, iddianameye şikayetçi olarak yer alan Terörle Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler Gökalp Ertaş, Mehmet Gıynaş ve Zekai Meral'in duruşma hazır edilmeleri için yazı yazılmasına karar verdi.   Bir sonraki duruşma 29 Haziran tarihine ertelendi.   Ne olmuştu?   İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi 16 Ağustos 2016 tarihinde Özgür Gündem Gazetesi’ni “örgüt propagandası” suçlamasıyla kapattı. Kararda kapatılmanın “geçici” olduğu belirtilmekle beraber ne kadar süre kapalı kalacağına ifade yer almadı. Gazetenin kapatılmasından kısa süre sonra Özel Harekat Polisi, gazetenin Beyoğlu’ndaki binasına baskın yaptı. Bazı çalışanları GBT yaparak bırakan polis, 22 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında gazete editörleri, genel yayın yönetmeni, ayrıca gazeteye röportaj için gitmiş olan İMC TV muhabirleri de vardı.   Gözaltında darp edilen gazeteciler polislerden şikayetçi oldu ancak 25 Temmuz 2017'de polisler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.