Nuriye Gülmen: Halkım için konuşacağım 2017-12-01 16:56:04   ANKARA-Eğitimciler Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Acun Karadağ'ın duruşması verilen aranın adından devam etti. SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Nuriye Gülmen, "Halkım için konuşacağım" dedi.    Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işlerinden ihraç edilen eğitimciler Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Acun Karadağ hakkında  'örgüt üyesi olmak' iddiası ile açılan davanın 6. duruşması Sincan Cezaevi 19. Ağır Ceza'da görülmeye devam ediyor. Verilen aranın ardından önceki duruşmada savcının tahliye talebine rağmen tutukluluğunun devamına karar verilen Nuriye Gülmen duruşmaya zorla tutulduğu Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.    'SEGBİS'e mecbur bırakılıyorum'   Nuriye SEGBİS'te görüntünün bulanık olduğunu belirterek, "Bana henüz savunmamı vermemiş olmama rağmen ısrarla tanık beyanları ve mütalaaya karşı beyanlarımı sormanızı anlamıyorum. Üç duruşmadır bu böyle, bana SEGBİS'i dayatıyorsunuz, ben bu şekilde savunma vermek istemiyorum. Mahkeme başkanı ve heyetin yüzlerine bakmak ve öyle konuşmak istiyorum. Bu sağlanmadı. Bu sefer başka bir şey oldu: Mahkeme, eğer doktorlar olumsuz rapor verse bile Nuriye tüm riskleri göze alarak salona gelirim derse gelsin dedi. Savcı tahliye talep etmesine rağmen beni tahliye etmektense böyle bir çözüm buldular. Sağlık koşulları sedye gibi şeyler sağlanırsa gelirim dedim yine de. Ama getirmediler. Yine SEGBİS'e mecbur bırakılıyorum" dedi.    Nuriye şöyle devam etti: "Heyet benim savunmamı alamaz mıydı, beni ilk duruşmaya getiremez miydi? Ya da tahliye edip kısa bir süre verilirdi ben gelirdim. Hiç biri yapılmadı ve benim özellikle 'ölüm riskini göze alıyorum' diye yazarak onay vermemi istediniz. Nitekim getirilmedim yine. Bu tamamen göstermelik bir şeydi. Mahkeme 'ben elimden geleni yapıyorum' diye göstermeye çalıştı. Ama durum tabi ki öyle değil."   Nuriye avukatı ile görüşemediğini söyleyerek, gardiyanların taciz edip avukatı ile konuşmasını sürekli böldüğünü belirtti. Nuriye, "Benim hakkımda zaten bir hüküm kurulmuş durumda. Öyle davranıyorsunuz çünkü. Artık bugün mahkemenin çok acelesi olduğu için o hükmü açıklayacak. Ama kendi hükümleri değil tabi ki bu. Bu zamana kadar kendileri hiçbir şey yapmadıkları için hüküm de onların olmayacak. Hakkımızda kitapçıklar mı çıkartılmadı, açıklamalar mı yapılmadı? Heyet bir kere de ne yapıyorsunuz, yargılamamıza müdahale ediyorsunuz demedi. Ben artık heyete konuşmuyorum. Onlara olan tüm inancımı geçen celseden sonra özellikle yitirdim. Benim ne söylediğimin bir önemi yok çünkü onlar için. Ben tek bir sözümün çok kıymetli olduğu halkımız için konuşacağım! Dünyanın bir ucundan küçük bir çocuk bana mektup göndermişti, 'öğretmenim size bir şey olsun istemiyorum' diye. Ben o çocuk için konuşacağım!" dedi.    'Burası tam kavganın ortası'   Nuriye önceki duruşmada tehdit altında hissettiği için konuşamadığını ifade eden Nuriye, "Çünkü savunma vermememe rağmen bana 'bu söylediklerin savunman sayılabilir geri kalanlar hakkında susma hakkını kullanmış kabul edilebilirsin' demiştiniz. Ama şimdi umurumda değil, savunma mı sayacaksınız, sayın ya da saymayın, kendimi anlatmıştım yine kendimi anlatacağım" diye ekledi.    Nuriye haksız yere işlerinden atıldıklarını,  arkadaşları ile direnişlerinde haklı olduklarını ve bunun direnişlerini beslediğini kaydetti. Nuriye Yüksel ve açlık grevi direnişinin gelişim sürecini anlatırken, "268 gün Semih'in de benim de düşündüğümüz bir şey değildi. Ama buna siz sebep oldunuz. Ne kadar çok saldırı olursa biz o kadar direnişe tutunuyoruz. Biz direnişe tutundukça bizi yenebilecek bir şey yok. Hakkımızda vereceğiniz ara karar ya da hüküm asıl sizin hakkınızda olacaktır. Çünkü halk bizim hakkımızdaki kararını çoktan verdi. Sevgili direniş dostları bu son sözüm değil ama şimdilik şunu söyleyeceğim: Burası tam kavganın ortası" ifadeleri ile savunmasını noktaladı.    Nuriye'nin savunmasının ardından salonda bulunanlar alkışlar ile desteklerini sundu.    Duruşma avukatların savunması ile devam ediyor.