Nuriye ve Semih'in avukatı: Dosyaya çok fazla müdahale var 2017-11-22 09:06:51   ANKARA - Açlık grevinin 260.gününde olan akademisyen Nuriye Gülmen’in dördüncü duruşmada tahliye edilmemesini değerlendiren avukat Aytül Kaplan, dosyaya çok fazla müdahale olduğunu belirterek “Mahkemede sözde yeni bir ‘tanık’ ortaya attılar. Bunlar dinlenmeden mütalaa hazırlanıyor. Bu mütalaada iki tanığın ifadelerine dayandırılıyor. Sanki sürecin ‘bir an önce bitirilmesi’ için heyet baskı altına alınıyor” dedi.     Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edildikleri işlerine geri dönebilmek talebiyle açlık grevi eylemi yapan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın  “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın dördüncü duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görülmüştü. Nuriye, dördüncü duruşmada yine tahliye edilmezken, savcı iki eğitimci için ceza istedi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan avukat Aytül Kaplan mahkeme heyetinin duruşmayı istediği salonda bile yapamadığına dikkat çekti.    Ara kararlarda heyetin ve siyasi iktidarın niyetini anlamaya çalıştıklarını belirten Aytül, dosyaya çok fazla müdahale olduğunu kaydederek, “Mahkeme heyeti duruşma günlerini belirlerken bile inisiyatifleri yokmuş gibi davranıyor” dedi. 20 Ekim’de gerçekleşen üçüncü duruşmada mahkeme heyetinin sonraki duruşma için 24 Kasım gününe vermeye çalıştığını ifade eden Aytül, “Biz adeta çırpındık.  Nuriye iyi değil dedik; avukatlarla dakikalarca Ekim’de bir gün olsun diye günü erkene çekmeye çalıştık. Heyet, ‘günlerimiz dolu diyerek 17 Kasım’a verdi” ifadelerini kullandı.    ‘Sözde yeni bir ‘tanık’ ortaya attılar’   Savcının mütalaayı önceden hazırladığına dikkat çeken Aytül, “Bu mahkemede ilk defa Nuriye’yi dinliyorlar. Mahkemede sözde yeni bir ‘tanık’ ortaya attılar. Bunlar dinlenmeden mütalaa hazırlanıyor. Bu mütalaada iki tanığın ifadelerine dayandırılıyor. Sanki sürecin ‘bir an önce bitirilmesi’ için heyet baskı altına alınıyor “ şeklinde konuştu.   ‘Mahkeme duruşmayı istediği salonda bile yapamıyor’    “Nuriye, Semih ve avukatları sanki hukukçulara değil de duvara karşı konuşuyor” diyen Aytül, hukuki hiçbir gerekçenin mahkemelerde işlemediğini vurguladı. Nuriye ve Semih’in en baştan tutuklanmamaları gerektiğini vurgulayan Aytül, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her şey idari bir karar ile yürüyormuş gibi duruyor. Mahkeme duruşmayı istediği salonda bile yapamıyor. Normalde Sıhhiye’de yapılacaktı. Bize tebligat geldiğinde 19. Ağır Ceza Mahkemesi yazıyordu. Duruşmadan iki gün önce heyetin iradesi dışında Sincan’a alındı mahkeme. Kendi duruşma salonunda bile duruşma yapamıyor heyet.”    Tanıkların dosyada sürekli olarak kullanıldığını belirten Aytül,  Yüksel direnişçisi öğretmen Acun Karadağ hakkında beraat istendiğini hatırlatarak, “Nuriye ve Semih’in Acun’la tek farkı açlık grevi. Onun için beraat istediler. İkisi de Yüksel’de aynı şeyleri yapıp aynı şeyleri talep ettiler” diye konuştu.    ‘Karar ne olursa olsun gerçek değişmeyecek’   Açlık grevinin suç olmadığının altını çizen Aytül, “Hatta cezaevinde örgüt talimatı ile açlık grevi yapmak bile suç olarak kabul edilmiyor. ‘Sadece disiplin suçu oluşturabilir şeklinde’ bir anayasa kararı dahi var” dedi.   Aytül son olarak şunları söyledi: “İddianameden şu anlaşılıyor; açlık grevi yapıyorsan bir örgütün üyesisin diyor. Ceza da çıkabilir dosyadan ama Nuriye ve Semih’in eyleminin meşruluğunu bizim gözümüzde azaltmayacak. Onlar çok önemli bir şey yapıyorlar. OHAL’in sessizliğine ve korku iklimine çığlık oluyorlar. Karar ne olursa olsun bu gerçeği değiştirmeyecek.”