Nuriye Gülmen: Ne kadar saldırı o kadar açlık grevi! 2017-11-17 15:53:02   ANKARA- Tutuklu Nuriye Gülmen ve tutuksuz yargılanan Semih Özakça'nın  duruşması verilen aranın ardından devam ediyor. Savunmasına kaldığı yerden devam eden Nuriye, " Saldırılar halka karşı ne kadar yoğun olursa, siz de o kadar açlık grevi göreceksiniz. Bizim açlık grevi dünya çapında görüldü" dedi.    Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile işlerinden edilen ve açlık grevine başlayan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın "Örgüt üyeliği" iddiası ile yargılandığı davanın 4'üncü duruşması bugün Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülmeye başlandı. 254 gündür açlık grevinde olan ve Ankara Numune Hastanesi tutuklu koğuşunda bulunan Nuriye'nin SEGBİS ile katıldığı duruşma, mahkeme heyetinin verdiği aradan sonra devam ediyor. Duruşma Nuriye'nin savunmasıyla devam ediyor.    'Faşizmin arttığı oranda halk açlık grevi yapmaya devam edecektir'   Nuriye savunmasını şu sözlerle sürdürdü:    "Türkiye'de 6 yıl önce Şeker Ana adında bir nine açlık grevine başlamıştır. Kadın ailede saygı gören birisi ama gelini saygı göstermiyor. Bu sebeple açlık grevine başlıyor. Hastaneye kaldırılıyor. Şeker Ana açlık grevinden dolayı ölüyor. Saldırılar halka karşı ne kadar yoğun olursa, siz de o kadar açlık grevi göreceksiniz. Bizim açlık grevi dünya çapında görüldü. Faşizmin arttığı oranda halk açlık grevi yapmaya devam edecektir. Suskunluk ve korku dönemi olmuştur. Ancak bir yerden sonra canlarına tak diyecek ve iktidarın korkusu budur. Gülsüm Elvan'ın kolunun kırılması, Antalya'da adımızın geçtiği pankart açan öğrencilerin tutuklanması, halkın sahiplenmesinin önüne geçmeyi amaçlamaktadır.   'Açlık grevime uygun olmayan tecrit ortamında bulundum'   İçişleri Bakanlığı'nın özel bir saldırısı oldu. Adımıza kitapçık çıkardı. Vasat bir İngilizce ile sonra 'Akşam 9'da eve gidip yiyorlar' dedi. Twitter paylaşımlarımızı sordular, soracak soruları bile yoktu. Neden tutuklandığını bilmiyorum. Sorulan sorulara hayır diyorum. Sorulacak soruları kalmadı. Dosyaları birleştirip aniden tutuklandık. Sincan Hapishanesi'nde kaldım. Orası bir tecrit hapishanesi, çok ağır koşullar altında kaldım. Açlık grevime uygun olmayan tecrit ortamında bulundum. Sonra Numune Hastanesi yoğun bakım ünitesine getirildim. Ancak ben 'Hapishaneye dönmek istiyorum' diye dilekçe verdim. Çünkü hapishanede devrimci dayanışma vardı. Numune Hastanesi'nde 'Hayati tehlikesi vardır, refakatçisiz kalamaz' raporuna rağmen 18 gün refakatçisiz kaldım. Kendi ihtiyaçlarımı karşılayacak durumda olmama rağmen.'Sincan cezaevinde tecritte bile olsam tekerlekli sandalye ile hava alma şansım vardı, Güneş'i görme şansım vardı. Ağırlaştırılmış müebbet almış mahkumların ağır tecrit koşulları vardır,  ama onlar bile havalandırmaya çıkabiliyorlar! Ya ben?   ' İçeride tuvaletimi yapmak, insanlar izlerken onur kırıcıydı'   Hastaneye getirilmeye itiraz etmemin en önemli nedeni, beni hasta olarak görmeleri. Ben tedavi olmak istemiyorum. Ben direnişçiyim, ben ne için hastanede kalıyorum? Bir gece hapishane müdürü geldi 'Seni hastaneye götüreceğiz' dediler. Zorla çarşaflardan tutarak, hastane de 3. derece yoğun bakım ünitesine koydular. Zorla müdahaleye zemin hazırladılar. 24 saat perdemi aralayıp rapor verdiler birilerine. Bir gün jandarma gelip 'Sen yürüyebiliyorsun, seni yatağa bağlayalım' dedi kabul etmedim. Çok gergin bir ortam sürekli baskı altındayım. İçeride tuvaletimi yapmak, insanlar izlerken onur kırıcıydı. Yoğun bakımda kalmak istemedim. Bana sürekli 'Tetkitleri yaptır, seni mahkum hasta koğuşuna alalım dediler'.  'Ben bunu kendi istediğimle yapıyorum sizleri hekim olarak görmüyorum' dedim. Burada 24 saat ışık yanıyor, Güneş yok, havalandırma Yok! Uyumam dinlenmem lazım ama ışık altında onlarca gün uyumaya çalışıyorum. Ailemle görüşlere sedye ile çıkıyorum. Burası çok ıssız ve zamane koşullar. Sağlıklı bir avukat görüşü yapamadım. Faşizm eninde sonunda yenilir. Hitler'le savaşan milyonlar vardı. Ona karşı milyonlar savaştı. Halka zulmeden tüm iktidarlar yıkılır.    Mahkeme hakiminin Nuriye'ye soru sorması üzerine Nuriye savunma yapmayacağını, savunmasını mahkemeye çıkarıldığında yapacağını belirtti.    Ardından söz alan avukat Ömer Faruk Emin Ağaoğlu, "Müvekkilim savunma yapmıyor! Beyanlarda bulunuyor. Tutanağa savunma olarak geçmesin. Nuriye mahkemeye gelmedikçe savunma yapmayacak. Şu an sadece neden eyleme başladığını nasıl yaptığını anlatıyor" dedi.  Mahkeme heyetinin itiraza rağmen soru sormaya devam etmesi üzerine avukat, Nuriye'nin savunma yapmadığını beyanda bulunduğunu belirterek itirazda bulundu. Nuriye ise, "Ben sadece duruşma salonunda savunma vereceğim" dedi.    Mahkemeye ara verildi.