Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'ın duruşması ertelendi 2017-11-03 18:01:56 MALATYA-  Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı davanın Malatya'da görülen 3. duruşmasında mahkeme heyeti tahliye vermezken, bir sonraki duruşmayı 8 Ocak 2018 tarihine erteledi.  Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandığı davanın 3.duruşması Malatya 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sebahat ve Gültan'ın SEGBİS ile bağlandığı duruşmayı HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, Almanya Di E Linke (Alman Sol Partisi) Milletvekili Hakan Taş, İngiltere’den gazeteci Con John, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan, DBP Diyarbakır il yöneticileri, DBP ve HDP Malatya il yöneticileri,  Çınar Belediye Eşbaşkanı Beyaz Kaplan ve ailelerin yanı sıra çok sayıda kişi takip etti.    Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak söz alan Gültan, duruşmanın aleniyeti ve adil olması açısından kamuya açık olmasını talep etti. Gültan, mahkemenin güvenlik gerekçesiyle Malatya'da yapılmasına dikkat çekerek, "Madem güvenlik sağlanabiliyorsa neden duruşmada hazır bulunma talebimiz reddediliyor. 5'inci duruşma oldu ve hala duruşmada hazır bulunmadığım için sağlıklı yürümüyor" diyerek söz konusu iddiaları hazırlayanların FETÖ'den yargılandığını belirtti.    'Her mahkeme farklı bir heyet'   Bir yıldır hukuka aykırı bir şekilde tutuklu bulunduğunu söyleyen Gültan, "Her mahkemeyi farklı bir heyet ile geçiriyorum. 21.yüzyılda yaşıyoruz. sözde hukuk devletinde yaşıyoruz. bir milletvekili ve belediye başkanı sorgusuz sualsiz içerde tutulmasını nasıl izah ediyorsunuz? bu ülkede huzu içinde yaşamak istiyorsak sağlıklı bir hukuk yargılanmak gerekir. Vicdanları yaralamayan adil bir yargılanmanın olması gerekir. Hırsızlık yapmadım, kimsenin canını yakmadım. Şua anda siyasi kimliğimden dolayı  yargılanıyorum. Bir ülkede muhalefet etme hakkı yoksa o ülkede demokrasi olmaz. Muhalefet etme hakkım Anayasaya güvence altına alınmasına rağmen ben muhalif açıklamalar gerekçe gösterildiği ve suç sayılarak tutuklu bulunuyorum" dedi.    'Siyasi irade yok sayılıyor'   Gültan devamında, 2 milyonluk şehirde seçilmiş bir kişinin bile bırakılmadığının altını çizen Gültan, kayyımların yerel yönetimi engellediğini ifade etti. Gültan, "Yargı buna dur demelidir. Bir ülkede kadınlar yönetime katılmadığı sürece o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Biz belediye eş başkanlarının tutukluluğu benim şahsımda tüm kadınların siyasi iradesinin yok sayıldığı ve kısıtlandığı anlamına gelir" sözlerini kullandı.    'Hukuksuz bir şekilde yargılanıyoruz'   Ardından söz alan Sebahat Tuncel, şöyle konuştu: "Mahkemeye çıkarılmıyoruz, bizler yaptıklarımızın suç olmadığının mahkeme huzuruna çıkararak, mahkeme heyetinin gözlerinin içine bakarak bire bir anlatmak istiyoruz. Siyasi erk hukuka baskı yapıyor. Hukuk ve adalet baskı altında. Bu yaşananlar, bu baskılar cezaevinde uygulanmak istenen tek tip kıyafet siyaseti gibidir. Bir yıldır tutukluyuz ve hukuksuz bir şekilde yargılanıyoruz. Cizre'de gençler yakıldı. Taybet ana sokak ortasında bekletildi. Bize yönelilk suçlamalar hukuki değil, tamamıyla siyasi olduğu için bizlerde tam da bu noktada savunmamızı siyasi faaliyetlerimizin yargılanmaya çalışıldığı için bu temelde savunma yapıyoruz."    'Yoğun baskılar devreye girdi'   PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin engellenmesine değinen Sebahat, "Müzakere süreci bitirildikten sonra yoğun baskılar devreye girdi ve siyasi operasyonlar başladı. Abdullah Öcalan şu an ailesi dahil kimse ile görüştürülmüyor. Siyasi iktidarın isteği üzerine buradayız. Hukuk ve adalet zedelenmiş durumda. Adalet mülkün temeli ise heyetiniz hukuka sahip çıksın. Mahkemeleri korkutan bir siyasi lider ile karşı karşıyasınız. Ama hukuku savunmak benim olduğu kadar sizinde göreviniz. Sizi hukuka sahip çıkmaya davet ediyorum" diye konuştu.  Duruşma avukatların savunma yapmasıyla devam etti. Avukatlar, şöyle konuştu: "Mahkeme heyeti her savunmada değişiyor. Yeni gelen her bir heyete dosyayı sil baştan anlatmaya mecalimiz kalmadı. Bu durum ciddiyetsiz bir hava oluşturuyor. Karşınızda iki siyasetçi var. FETÖ polisleri tarafından oluşturulan deliller bu iki siyasetçinin yargılanması için yeterli değildir ve yanlıştır. Tüm bu siyasi operasyonlar kayyım atamak içindi, bunu da yaptılar."   Avukatlar son olarak, söz konusu iddiaların somut delil olmadığını ifade ederek, müvekkilinin tahliyesini talep etti.    'Suç olarak görülen siyasi düşünceler'   Avukat Cemile Turhalli Balsak ise, bir siyasi partinin varlık sebebinin ortadan kaldırılmak istendiğini kaydederek, "Suç olarak görülen şeyler siyasi düşüncelerini ifde etmekle suçlananlar siyasi parti yöneticileridir. Anayasada düşünce özgürlüğü güvence altına alınmasına rağmen müvekkilim bir siyasi temsilci olarak görevli olan siyaset yapmaktan dolayı suçlu oluyor, cezalandırılmaya çalışılıyor" sözlerini kullandı.    "Beni önce anla sonra öldür" sözüne atıfta bulunan Cemile, "Sebahat Tuncel'in ve Gültan Kışanak'ın yüzünü mahkeme boyunca küçük bir ekranda görmeye çalıştık. mahkeme biz avukatlar içinde sağlıklı bir ortamda geçmedi" diyerek mahkemelerin bundan sonra daha anlaşılabilir olması için müvekillerinin mahkemede hazır bulunmasını talep etti.    Avukatların savunmasının ardından mahkeme heyeti, Sebahat ve Gültan'ın tutukluluk halinin devamına, bir sonraki duruşmayı ise 8 Ocak 2018 tarihine erteledi.    Dava hakkında   Dosyada Gültan 2012-2016 yılları arasında katıldığı basın açıklaması, cenaze töreni ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) toplantıları nedeniyle “Örgüt kurma ve yönetme”, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız olarak katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” ve 41 defa “Örgüt propagandası yapmak” iddiası ile 230 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor.    Sebahat ise 2012 ve 2016 yılları arasında katıldığı 16 eylem ve etkinlik, DBP’nin PM toplantılarında yaptığı açıklamalarla DTK toplantılarına katıldığı gerekçesiyle “Örgüte üye olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiası ile 135 yıla kadar hapis ile cezalandırılması isteniyor.    Gültan ve Sebahat'ın dosyaları Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından birleştirilmiş ve “güvenlik” gerekçesiyle Malatya’ya nakledilmişti.