Tahliye edilen Yüksel eylemcileri: Biz halkın öğretmeniyiz 2017-10-19 17:52:23   ANKARA - Temmuz ayında yapılan operasyon ile gözaltına alınan Kamu emekçisi olan Yüksel direnişçileri ilk defa hakim karşısına çıkarken, tutuklu kamu emekçileri Nazife Onay ve Abidin Sırma tahliye edildi.  Nazife savunmasında, "Nuriye ve Semih'in etkisi yargılanmak isteniyor. Bu siyasi bir davadır. İddianamenin içi boştur. Beni işsiz evsiz bırakıp evime prangalamak istediler ancak bunu reddettiğim için tutuklandım" dedi.    Yüksel Caddesinde devam eden "İşimizi geri istiyoruz" eyleminin 120'nci gününde yapılan operasyon ile gözaltına alınan kamu emekçileri hakkında "örgüt propagandası" iddiası ile açılan davanın ilk duruşması Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı.  Tutuklu sanıklar Nazife Onay ve Abidin Sırma'da duruşmaya getirilirken,  tutuksuz sanıklar Veli Saçılık, Esra Özakça, Erdoğan Canpolat, Mehmet Dersulu, Acun Karadağ, Nazan Bozkurt'da mahkemeye katıldı. Esra Özakça'nın açlık grevinde 150'nci günde olması nedeniyle oldukça bitkin olduğu gözlemlendi.   Duruşmaya KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, İHD Genel Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan, Veli Saçılık'ın annesi Kezban Saçılık, SES yöneticileri, KHK ile işinden ihraç edilen kamu emekçileri, çok sayıda yurttaşın yanı sıra çok sayıda avukat katıldı. Mahkeme başkanı ve sanıkların yerini almasından sonra kimlik tespitlerinin ardından duruşmaya geçildi.  Sanık avukatları mahkeme başlamadan iddianamenin boş olduğunu sanıkların beraatları yönünde karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti talebin reddine karar verdi.   'Öğrencimin gözünün önünde gözaltına aldılar'   Nazife Onay savunmasına, "Bizi yalnız bırakmayan dostlarımıza teşekkür ediyorum. Bu salonda bulunan sizlerde dostlarımızda ülkedeki halklarda haklılığımızı biliyor" diye başladı. 8 aydır tutuklu olduğun söyleyen Nazife, "8 ay önce eyleme başladığımda öğrencim beni ziyaret etmek istedi. O gelince beni gözaltına aldılar ve öğrencim benim arkamdan ağlamış. Ben öğrencilerime ülkenin demokrasi ile yönetildiğini söylüyordum. Ancak şuan bunu öğrettiğimi için utanıyorum" diye konuştu. Direnişin yargılanmak istediğini söyleyen Nazife, Nuriye ve Semih'in yaratığı etkinin yargılandığına dikkat çekti. Nazife, "Bu siyasi bir davadır. İddianamenin içi boştur. Beni işsiz evsiz bırakıp evime prangalamak istediler ancak bunu reddettiğim için tutuklandım" diye konuştu.   'Biz halkın öğretmeniyiz'   Tutuksuz sanık Esra Özakça açlık grevinin 150'nci gününde olduğu için oturduğu yerden savunmasını yaptı. Esra, savunmasına "Kamu emekçileri mücadele tarihinde kaybettiğimiz dostlarımız için ve semih ve Nuriye saygı ve sevgilerimle" diyerek başlarken gözyaşlarına hakim olamadı. Halkın öğretmeni olduğunu söyleyen Esra, Mardin Mazıdağı'na bağlı bir köyde öğretmenlik yaparken yaşadığı zorlukları,  "Okulun hem müdürü, hem öğretmeni, hem hademesiydim" şeklinde anlattı.    Kendisinin de eşi Semih Özakça'nın tutuklandığından beri 150 gündür açlık grevinde olduğunu söyleyen Esra, "Anlamsız isnatlara cevap verebilmek için bu halde buraya geldim" dedi. Açlık grevinin 150. Gününde çorap dahi giyemediğini söyleyen Esra, savcılığın kendisine elektronik kelepçe takmak istediğini kaydetti. Esra, konuşmasının ardından beraatını talep etti.   'Direnmeyi tercih ettim'   Nazan Bozkurt savunmasında memur olduğu süreci özetleyerek, ihraç edildikten sonra yazdığı dilekçelere rağmen neden ihraç edildiğini öğrenemediğini anlattı. Yargı yolunun kendilerine kapatıldığı için "Direnmeyi tercih ettim" diyen Nazan, 10 yıl boyunca işini hiçbir zaman savsaklamadan yaptığını ancak bir KHK ile ihraç edildiğinin altını çizdi.    'Aynı Vali bizim için sayısız soruşturma açtı'   Ankara'da 102 kişinin katledildiği 10 Ekim Gar katliamını hatırlatan Nazan, o dönem görev başında olan Ankara TEM müdürü Hakan Duman'ın kendileri için aldığı önlemleri katliamcıları engellemek için almadığını vurguladı. Ankara Valiliğinin kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmasına izin vermediğini hatırlatan Nazan, "Aynı Valilik bizim hakkımızda sayısız soruşturma açtı" şeklinde konuştu.   'İddianame yok name var'   Daha sonra savunma yapan Veli Saçılık ise, "İddianameye değinmek istiyorum ancak iddianame yok sadece name var. Bu iddianameden tek suçumun işimi istemek olduğunu anlıyorum. Bence bu iddianamenin kendisi sözde iddianamedir. Bugün beni terörist ilan eden havuz medyası cezaevinde kolumun koparıldığı süreçte insan hakları savunucusu olduğumu söylüyorlardı" çelişkilerine değindi.    Acun: Savunma yapmayacağım, iddianame boş    İhraç edilen kamu emekçisi Erdoğan Canpolat Malatya'da ev hapsinde olduğu için iddianameyi yeterince inceleyemediğini savunma için süre istediğini söyledi. Acun Karadağ ise savunma yapmayacağını dosyayı anlamadığını birkaç kere daha okuması gerektiğini söyleyerek, iddianamenin boş olduğuna dikkat çekti.   'Yüksel caddesini boşaltamadılar'   Avukat Aytül Kaplan beyanlarında operasyonun Nuriye ve Semih'in başlattığı direnişi boğmaya yönelik olduğunu söyledi. "Nuriye ve Semih'te bu yüzden tutuklandı" diyen Aytül, "Yüksel Caddesini boşaltmak istediler ancak boşaltamadılar" şeklinde beyanlarda bulundu. Aytül,  Nuriye Gülmen'i ziyarete gideceği için vaktinin az olduğunu söyleyerek sanıkların beraatını talep etti.   İşkence için suç duyurusu reddedildi    Savcı mütalaasında işkence ile karşılaşan sanıklar için suç duyurusunda bulunulması talebinin reddedilmesini, tutuklu sanıkların konutu terk etmeme adli hükümlerini yerine getirmek şartı ile tahliye edilmesine karar verilmesini talep etti.   Tutuklu sanıklar tahliye    Mahkeme açıkladığı kararında tutuklu sanıkların tahliyelerine, tüm sanıklar hakkındaki adli kontrol kararlarının kaldırılıp haftada bir gün imza ve yurt dışı çıkış yasağı adli hükümlerinin uygulanmasına işkence iddialarına ilişkin cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusu açılması talebinin reddine, duruşmanın 15 Mart 2018 tarihine ertelenmesine karar verdi.