Yargının siyasallaşması: Bugün Nuriye ve Semih’i tahliye edecek hakim yok! 2017-09-29 09:37:36   ANKARA - Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın yargılandığı davanın, açlık grevi görmezden gelinerek bir ay sonraya ertelenmesini değerlendiren avukatları Duygu Demirel, İçişleri Bakanı ve AKP hükümetinin her fırsatta iki eğitimciyi hedef gösterdiğini hatırlattı. Duygu bu noktada, “Böyle durumda bugün bir hakim var mı Nuriye ve Semih’i tahliye edecek? Bu heyet ya da herhangi bir heyet, Nuriye’yi duruşmada hazır da edemez” diye tepki gösterdi.    Açlık grevinin 76’ncı gününde "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın tutuklu olduğu davanın ikinci duruşması dün Sincan Cezaevi Kampüsünde bulunan duruşma salonunda görüldü. İki eğitimcinin açlık grevi bugün 205’inci güne girerken, Nuriye iradesi dışında kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesinin gönderdiği 'tıbben sakıncalı' yazısı gerekçe gösterilerek duruşmaya getirilmezken, Semih Özakça duruşmaya getirildi.   Mahkeme ise ‘delilleri toplanmamış olması’ ve ‘kuvvetli suç şüphesinin varlığı’ iddiasında bulunarak, Nuriye ve Semih’in tutukluluk halinin devamına karar verdi ve 200’ü aşkın süredir devam eden açlık grevini görmezden gelerek duruşmayı 20 Ekim tarihine erteledi.   ‘Örgüt üyeliği kılıftır’   Davanın avukatlarından Duygu Demirel, duruşmaya dair JINNEWS’e değerlendirmede bulundu. Öncelikle ahkeme salonunda dava dosyasına dair suç adının ‘açlık grevi’ yazmasına değinen Duygu, “Suçun adı açlık grevi yazıyordu, mahkemede de dile getirdik. İçişleri bakanının kitapçığına ve hedef gösteren açıklamalarına rağmen ‘örgüt üyeliği’ iddiasına halk inanmadı ve Nuriye ile Semih sahiplenildi. Bunu kendileri de bildiği için açlık grevi diye not düşmüşler dosya adına” dedi.    Duygu, “Açlık grevinde oldukları için tutuklandılar, örgüt üyeliği bir kılıftır. Onlar da haklılıklarını biliyorlar” diye vurguladı.    ‘Bir hakim var mı tahliye edecek!’   Davanın, açlık grevinin 200’ü günü aşmasına rağmen bir ay sonraya ertelenmesini korkunç olarak ifade eden Duygu, “Bir ay ertelendi. Bu mahkemenin Nuriye’yi duruşmaya getirme kudreti zaten yok. Tahliye olamayacaklarını zaten öngörüyorduk, ne yazık ki. İçişleri Bakanlığı tarafından Türkiye tarihinde yaşanmamış bir şekilde, ‘Nuriye ve Semih nasıl terörist’ diye kitap basıldı. Böyle durumda bugün bir hakim var mı Nuriye ve Semih’i tahliye edecek? Bu heyet ya da herhangi bir heyet, Nuriye’yi duruşmada hazır da edemez” diye konuştu.   “Eğer sağlık koşulları el veriyor olsa bile yine getiremeyecekler” diyen Duygu, iki eğitimcinin de tutukluluğu ve cezaevi koşullarını kaldırabilecek durumda olmadığının altını çizdi.     Küçük, kapısız bir oda ve bir sandalye    Çarşamba günü Nuriye’yi yoğun bakım servisinde yalnızca 5 dakika görebilen Duygu, hastane koşullarını da şöyle aktardı: “Nuriye’nin morali ve motivasyonu gayet iyiydi. Ancak tutulduğu koşullar çok korkunç koşullar. Küçücük bir oda, odanın ortasında bir yatak, yürüme şansı yok, kapı yok, perde var perdenin arkasında üç-dört jandarma var. Tuvalet diye dayattıkları bir sandalye ve o da odanın ortasında, oraya jandarma, hemşire, polis girebilir. Gerçekten kalınacak bir yer değil, üstelik Nuriye yoğun bakımlık bir hasta değil.”    Jandarmalardan ve yönetimden tehdit   Nuriye’nin yoğun bakım servisinde tehdide maruz kaldığını da aktaran Duygu, “Jandarma gelip ‘Seni yatağa kelepçeleyeceğiz” diyor, hastane yönetimi gelip ‘İstediğimiz tetkikleri yaptırmazsan buradan asla çıkamazsın, sonsuza kadar burada kalırsın’ diye tehdit ediyor. Korkunç bir cendere içinde kalıyor ama buna rağmen morali iyi, kitap okuyordu” diye belirtti.    ‘Dönmek istiyorum’   Nuriye’nin ihtiyaçlarını 5 dakikada içinde avukatı olarak kendisinin karşılayabildiğini ifade eden Duygu, “Çünkü bunu kendisini hırpalayabileceklerini düşünerek başkasının da yapmasını istemiyor. İyi olduğunu ve herkese selamını söyledi. ‘Burada kalmak istemiyorum, hasta değilim, bir an evvel geri dönmek istiyorum. İradem dışında getirildim ve dönmek istiyorum’ dedi” aktarımında bulundu.