Savcıya göre Ayşe Gökkan’ın işkenceyi raporlaştırması ‘Kürt milliyetçiliği'ymiş 2017-09-26 09:15:21   Safiye Alagaş   DİYARBAKIR - Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan TJA ve Dünya Kadın Yürüyüşü aktivisti Ayşe Gökkan hakkında savcılığın hazırladığı iddianamede, Ayşe'nin Mardin Nusaybin ilçesindeki Xeraba Bava ve Talate köyünde askerin köylülere yaptığı işkenceyi rapor etmesinin "Kürt milliyetçiliğini ön plana çıkarmak" olduğu iddia edildi.   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 14 Haziran’da birçok ilde TJA, DTK, DBP, HDP ve HDK üye ve yöneticilerine yönelik başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınıp sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanan TJA ve Dünya Kadın Yürüyüşü aktivisti Ayşe Gökkan hakkında iddianame hazırlandı.  Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısının hazırladığı iddianamede, Ayşe’nin DTK  üyesi, DTK Daimi Meclis Üyesi, Kadın Komisyonu Sorumlusu, DTK Koordinasyonunda yürüttüğü faaliyetler ve bu kapsamda katıldığı toplantılar, toplantılarda Demokratik Özerklik üzerine yaptığı konuşmalar suç sayıldı. Ayşe’nin DTK’nin çalışmaları kapsamında 10 toplantıya katıldığı ayrıca katılmadığı 15 toplantıda da isminin geçtiği ifade edilen iddianamede, konuşmalar suç delili olarak ele alındı.   Kaymakama yönlendirdi, yardım suç görüldü   Nusaybin Belediye Başkanı olduğu dönemde 24 Mayıs 2013 tarihinde BDP Yöneticisi Ramazan Özbek ile telefon görüşmesi yapması iddianameye yansıdı. Buna göre, görüşmede karşıdaki kişinin Ayşe’ye bir sağlık ekibinin sağlık taraması için Rojava’ya geçmek istediğini, geçip geçemeyeceğini sorarken, Ayşe ise ekibin Kaymakamla görüşmesi gerektiğini söyledi. Ancak iddianamedeki konuşmayı değerlendiren savcılık, Rojava’da DAİŞ’e karşı savaşan PYD’nin PKK’nin uzantısı olduğunu, Ramazan’ın ise PKK kadrosu olduğunu iddia ederek, Rojava’ya yardım amacıyla başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde Nusaybin’de bulanan sınır kapısından sağlık taraması için ekibin gönderilmesi gerektiğini öne sürdü.    Rojava’yı sahiplenmek suç sayıldı   Ayrıca 26 Eylül 2013 tarihinde Ayşe’nin telefonuna BDP İl Genel Merkezi tarafından “26 Eylül günü Saat 12.00’de tüm belediye başkanlarımız ve il genel meclis üyelerimiz, mazeretsiz, Ceylanpınar Belediyesi hizmet binası önünde olacaklardı” şeklinde gönderilen mesaj da iddianamede yerini aldı. Gönderilen mesajı değerlendiren savcılık, “BDP ve DTK öncülüğünde Suriye’deki Kürtlere destek amacıyla düzenlenen ‘Rojava Devrimini Sahiplenmek’ isimli etkinlik nedeniyle DTK Daimi Meclis üyesi şüpheli Ayşe Gökkan’ın eylemek katılması amacıyla çağrı yapıldığı anlaşılmaktadır” iddialarına yer verdi.    Yine Temmuz 2013 tarihinde Rojava-Nusaybin sınır hattına örülen duvar ile alakalı yaptığı telefon görüşmeleri, aynı konu hakkında bir gazeteci ile yaptığı röportaj suç sayıldı. Ayşe’nin bir telefon görüşmesinde DÖKH üyesi olduğunu ifade etmesini değerlendiren savcılık “PKK/KCK’nin kadın hareketi olan DÖKH’ün üyesi olduğu” iddiasında bulundu.   Kürtçe savunmaya izin verilmemesini protesto etmek suç   İddianamede 11 Kasım 2010 tarihinde Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kürt siyasetçilerin duruşmada Kürtçe savunma yapmalarına izin verilmemesini protesto etmek amacıyla yapılan yürüyüşe katıldığı ve 17 Ağustos 2016 tarihinde Sümer Park’ta KJA’nın "Önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum" kampanyası kapsamında yapılan basın açıklaması ve oturma eylemine katıldığı ifade edildi. Basın açıklamaları ve oturma eylemine ilişkin değerlendirmede bulunan savcılık, eylemin OHAL kapsamında Diyarbakır Valiliğince 15 Mart 2016 tarih ve 2016/2016/2132 sayılı kararı ile il merkezinde ve dış ilçelerde ikinci bir emre kadar açık alanlarda stant açma, çadır kurma, basın açıklamaları, oturma eylemi, miting, her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşü vb. tüm eylemler yasaklandığını, valiliğin OHAL kapsamında almış olduğu kararlara uymayarak oturma eylemine ve basın açıklamasına katılarak destek verdiği ve çeşitli tarihlerde katıldığı 4 basın açıklaması eylem etkinlikte “örgüt propagandası” yaptığı iddialarına yer verdi.   Yerel yönetimler model taslağı ‘örgütsel doküman’ sayıldı   23 Şubat 2011 tarihinde “Demokratik Özgür Yerel Yönetimler Model Taslağı” başlıklı dokümanın Ayşe’nin mailine gönderildiği belirtildi. Mezopotamya merkezli köy ve kentlerden, ulus devletin oluşumunda yerel yönetimlerin önemi ve bunun karşısında direnenlerin önemine değinilirken yerel yönetimlerin önemine vurgu yapıldı. Taslakta yerel yönetimleri tanımlaması, amaç ve görevleri, demokratik katılımcılık, ekolojik yaklaşım, cinsiyet özgürlükçü yaklaşım, katılımcı ekonomi başlıklarının anlatıldığı taslakta uygulamanın nasıl olacağı belirtiliyor. Uygulama bölümünde, belediye ve il genel meclisi, eş-koodinatörlük, meclis yürütme kurulu, demokratik yerel yönetimler birliği, genel hükümler anlatılıyor. Savcılık tüm bu dökümler için ‘örgütsel doküman’ iddiasında bulundu.    Belediye faaliyetlerini ‘PKK/KCK’ iddiası   27 Temmuz 2011 tarihinde Nusaybin Belediyesi Başkanı olduğu dönemde, Ayşe’nin mailinde yer alan Nusaybin Belediyesi’nin Stratejik Planı gerçekleştirme yüzdeleri başlığı altına yer alan Kürtçe yazışmaların, belediyenin yürüttüğü faaliyetler ve yıl aralığı Türkçe olarak tablo halinde yazıldığı belirtildi. Tabloda eğitim destek evinin yapılması, kadınların farklı ihtiyaçlarının tespit edilmesi için belediye kadın erkek eşitliği birimin tarafından kentteki kadın örgütleriyle ortak araştırma inceleme yapılması ve belediyenin faaliyetleri kapsamında başlıklar ve özellikle kadınlarla ilgili kısımlar için ‘PKK/KCK’nin ideolojisi doğrultusunda hazırlandığı” iddiasında bulunuldu.   İşkenceyi rapor etmek ‘Kürt milliyetçiliği’    Ayşe’nin gözaltına alındığı sırada polisin el koyduğu dijital materyallerin içerisinde Xeraba Bava ve Talate Köyü izlenimleri ve Mardin Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu önerileri başlıklı yazıları değerlendiren savcılık, şu iddialara yer verdi: “Şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün ideolojisini benimsediği, chat ve Nusaybin köy raporu isimli veriler üzerinden, bölgede zulüm yapıldığı, insan haklarına aykırı davranıldığı, çatışmada ölen örgüt mensuplarının cesetlerine eziyet yapıldığı, mezarlıkların tahrip edildiği, bizden olmayanın yok edilmesi politikalarının uygulandığı, ‘Evet mührünü, gavura basar gibi basacaksınız’ ve ‘Hayır’ oyu kullananların eşi, kızı evet oyu kullananlara ganimettir  türü saçmalıklar’,  şeklindeki ifadeler ile Kürt milliyetçiliğini ön plana çıkartarak PKK/KCK terör örgütü ideolojisi doğrultusunda hareket ettiği değerlendirilmiştir.”   'Yıldız' ve 'Uzay' isimli gizli tanıkların Ayşe’yi fotoğrafta teşhis ettiği ve DTK ve KJA içerisinde faaliyetlerde bulunduğunu beyan ettiği Ayşe Gökkan, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ve  “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Davanın ilk duruşması önümüzdeki aylarda görülecek.