Gazeteci Melek Avcı’nın duruşması ertelendi 2025-02-06 09:59:32       ANKARA - “Örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla yargılanan muhabirimiz Melek Avcı’nın duruşması ileri bir tarihe ertelendi. Duruşmada beyanda bulunan Melek Avcı, neyin haber değeri taşıyıp taşıyamayacağını gazetecilik ilkelerinin belirlediğini belirterek, savcıya, “Tam olarak neyle suçlanıyorum” diye sordu.    Muhabirimiz Melek Avcı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “örgüt propagandası” iddiasıyla soruşturma başlatılarak, 6 Eylül 2024’te ifadeye çağrıldı. Emniyette ifade veren Melek Avcı hakkında yürütülen soruşturmanın ardından hazırlanan iddianame, Ankara 19’ncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Melek Avcı’nın yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, Melek Avcı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Avukatı Şevin Kaya, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) katıldı.     Duruşma kimlik tespitiyle başladı.     Duruşmada söz alan Melek Avcı, “Hakkımda hazırlanan iddianame içerisinde mevcut tecrit haberleri, uluslararası kurumların açıklamaları, DAİŞ karşıtı yapılan açıklamalar ile Rojava gününü kutlayan paylaşımlar ve bizzat haber kaynaklarımın kimyasal silah kullanımı ile ilgili yaptığı değerlendirmeleri içeren paylaşımlarım yer alıyor.  Bakanlığın bir soru önergesine verdiği yanıtı içeren haber paylaşımı dahi suçlama konusu olarak tarafıma yöneltildi. Diğer bir nokta ise hem iddianamede hem de ifade tutanağında yer alan DAİŞ detayı” dedi.     'Tam olarak neyle suçlanıyorum?'    İddianamenin içeriğine değinen Melek Avcı, iddianamede, DAİŞ’i suçlamasının “suç” olarak gösterildiğine işaret ederek, “Burada propagandasını yaptığım ve tarafıma yöneltilen suç nedir, tam olarak sormak istiyorum savcıya. Tüm dünya tarihine bir soykırımcı örgüt olarak geçen, Türkiye’de de yakın tarihte birçok katliam gerçekleştiren DAİŞ’e karşı paylaşım yaptığım için suçlanıyorum. Buna benzer birçok içerik yer alıyor iddianamede. Dünyada kimyasal silah kullanımını denetleyen, ağırlaştırılmış müebbet cezalarıyla yargılanan tutukluların  durumunu inceleyen, tecrit koşullarını kontrol eden uluslararası kurumların, örneğin OPCW, CPT, gazeteci olarak bize verdiği bizzat  resmi yazılı yanıtlar, BM komitelerinin yayınladığı raporlar yine suçlama konusu. Türkiye’nin bizzat imzacısı olduğu sözleşmeler ve tarafı olduğu kurumlardan gelen açıklamalar ‘suç’ niteliği taşıyor, buradan bu anlam çıkıyor. O halde sözleşmeler fesh edilsin” sözlerini kullandı.     ‘Erkek sisteme karşı mücadele ediyoruz’   JINNEWS'e yaptığı haberlerin de suç unsuru olarak gösterildiğine dikkat çeken Melek Avcı, “Burada ‘kime göre’ sorusunu sormakta fayda var, çünkü sadece Türkiye içerisinde 40 milyon insan sizi takip ediyorsa, özgür basından, kadınlardan, yaşamdan haber almak için sizin haberlerinizi esas alıyorsa illegalize edilemez. Zira eğer illegalse resmi olarak faaliyet yürütme izni neden var? Bugün ana akım medyayı takip etmeyen 30-40 milyon insan var, belki de çok daha fazlası sadece bir kesim takip etmediği ve okumadığı için ana akım medya illegal olarak nitelendirilebilir mi?  Bir halkın gerçekliğini, kültürünü, değer yargılarını, yaşama bakışını aktarıyoruz; kadınlara yönelik baskı, şiddet katliam ve bu erkek sisteme karşı verilen mücadeleyi yazıyoruz” ifadelerini kullandı.     ‘Neyin haber değeri taşıyıp neyin taşımadığını gazetecilik ilkeleri belirler’   Melek Avcı devamında şunları dile getirdi: “Dünyanın dört bir yanından kadınlar,  Asya’dan, Avrupa’ya, Afrika’ya bir okuyucu kitlemiz, haber kaynaklarımız var. En nihayetinde bunların tümü ifade özgürlüğüdür. Neyin haber değeri taşıyıp neyin taşımayacağını gazetecilik ilkeleri belirler. Bugün bize neden tecridi yazıyorsunuz diyorsunuz, neden kadına yönelik şiddeti, çocukların tecavüze uğrayışını, cezaevindeki işkenceleri, yoksulluğu, eğitime erişememeyi ve bir bütün olarak neden çürümüşlüğü yazıyorsunuz diyorlar. Sadece Türkiye’deki değil, Avrupa’daki, Orta Doğu’daki, Asya’daki mevcut durumu da ele alan haberler yapıyorum. Bunları da görebilirsiniz. Bugün Hindistan’da kadınlara yönelik baskı, Afganistan’daki şiddette benim gündemimdir ve haberlerimi de görebilirsiniz. Ben de bir gazeteci kimliğimle şunu söylemek isterim; ne yazık ki elimizdeki malzeme bu… Kadına şiddet, yoksulluk, işkence, baskı, savaş ve son süreçte de barış tartışmaları. Biz toplumda ne yaşanıyorsa onu yansıtıp yazıyoruz.  Paylaşımlarımda bunlardır.”    ‘Şüpheliden delile ulaşılmaz’   Ardından söz alan Avukat Şevin Kaya, Anayasa Mahkemesi’nin “polise sanal devriye görevini iptal ettiği” anımsatarak, “Müvekkilim gazetecidir, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanmaktadır. Emniyet tarafından müvekkilim hakkında sosyal medya araştırılması yapılmıştır.  Ceza hukukun temel ilkesinde ‘delilden şüpheliye ulaşılır, şüpheliden delile ulaşılmaz’ bu dosya kapsamında Melek Avcı hedef alınmıştır. Bu hedef alınmadan sonra Melek Avcı hakkında sosyal medyada suç unsuru bulunmaya çalışılmıştır. Ama tespit edilen ve iddianameye konu edilen paylaşımların hepsi gazetecilik faaliyet çerçevesinde değerlendirmelidir. Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek haberlerdir, içeriği dosyaya eklenmemiştir, eklenseydi ortaya çıkacaktı. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum” sözlerini kullandı.     Duruşma ertelendi    Mahkeme heyeti, iddia makamının mütalaasını hazırlamasını isteyerek, bir sonraki duruşmayı 29 Nisan’a ertelendi.