Diyarbakır Barosu İmralı'ya gitmek için Adalet Bakanlığı'na başvuru yaptı 2021-12-03 09:08:28     Şehriban Aslan   DİYARBAKIR - Asrın Hukuk Bürosu'nun müvekkilleriyle görüşebilmek için başvurduğu 28 baro arasında yer alan Diyarbakır Barosu bu talebe ilişkin Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu.   Asrın Hukuk Bürosu, 8 aydır haber alamadıkları müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım için insan hakları alanında çalışan uluslararası sivil toplum örgütlerine başvuru yaptı. Asrın Hukuk Bürosu avukatları, sanal medya hesaplarından “İmralı’daki kabul edilemez gayri insani ve hukuk dışı durumun sonlandırılması amacıyla uluslararası alanda çalışma yürüten başta hukuk kurumları olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına başvuruda bulunduk” paylaşımında bulundu.   28 baroya başvuru   Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının başvurduğu kurumlar arasında Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve 28 baro da bulunuyor. TBB ve barolara yapılan başvuruda, “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, bu kavramlara işlerlik kazandırmakla yükümlü TBB ve barolara İmralı’daki haber alamama haline son verilmesi için girişimlerde bulunmaları” istendi.      Başvuru yapılan barolar şöyle: Adana, Ankara, Adıyaman, Antalya, Batman, Bingöl, Bitlis, Bursa, Dersim, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hakkâri, İstanbul, İzmir, Kars, Mardin, Mersin, Muş, Siirt, Şırnak, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van.   Başvuru yapılan barolar arasında bulunan Diyarbakır Barosu 24 Kasım’da kendilerine gelen talebe ilişkin Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunduklarını duyurdu.   Baronun Bakanlığa göndermiş olduğu dilekçede şu ifadelere yer verildi:   “Diyarbakır Barosu bireylerin ve birey gruplarının ulusal veya uluslararası otoriteler nedeniyle karşılaştıkları hukuki sorunlar ve hak ihlalleriyle ilgili araştırmalar yapan ‘insan hak ve özgürlüklerini’ geliştirmeyi amaçlayan ulusal ve uluslararası tüm meşru hak arama yollarını en etkin biçimde kullanan, her türlü ayrımcılığa ve hak ihlallerine ilişkin çalışma yürütmektedir. 24 Kasım 2021 tarihli talep içeriği incelendiğinde, avukatların savunman olarak müvekkilleriyle görüşmesinin uzun zamandır engellendiği, müvekkillerinin yaşam koşullarına ilişkin tespit ve değerlendirmede bulunulması hususunda talepte bulunmuştur. Avrupa Cezaevi kurallarının 1’inci maddesinde, ‘özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır’ denilmektedir.   Yerinde inceleme yapılması    Birleşmiş Milletler’in ‘herhangi bir şekilde tutuklanan veya hapsedilen tüm kişilerin korunması hakkında ilkeler bütünü’, ‘mahpuslara muamele ile ilgili standart asgari kurallar’ ve ‘mahpuslara muamele ile temel ilkeler’ adlı belgelerinde de mahpuslara ‘insan haklarının gerektirdiği gibi’ davranılması yönünde hususlar yer almaktadır. İmralı Ada Cezaevi’ndeki hükümlüler açısından yaşam koşullarının tespiti, Diyarbakır Barosuna yapılan başvuru içeriği gözetilerek temel hak ve hürriyetlerin ihlal iddiasına dair gözlem ve değerlendirme yapılması amacıyla Adalet Bakanlığı’nca gerekli iznin verilmek suretiyle yerinde inceleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır.   Sonuç ve istem olarak;   *Diyarbakır Barosu tarafından İmralı Ada Cezaevi’nin yaşam koşulları başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlere ilişkin gözlem ve tespitte bulunması amacıyla, ziyaret edebilmesi için Adalet Bakanlığı tarafından iznin verilmesi,   *Tutulan veya hapsedilen bir kimse avukatı ile iletişim kurma ve avukatına danışma hakkına sahip olduğu,   *Tutulan veya hapsedilen bir kimseye avukatıyla görüşebilmesi için yeterli zaman ve kolaylıklar sağlanması gerektiği,   *Kanunda veya kanuna dayanan biz düzenlemede belirtilen istisnai hallerde güvenliği ve düzeni korumak için yargısal veya başka bir makam tarafından kısıtlamanın zorunlu olduğuna karar verilmedikçe; tutulan veya hapsedilen bir kimsenin hemen avukat tarafından ziyaret edebilme, hiçbir sansüre tabi olmaksızın tam bir gizlilik içinde görüşebilme ve iletişim kurabilme hakkını kullanmasını geciktiremez veya kısıtlanamayacağı,   *Mahpusların mümkün olabilen sıklıkta mektup, telefon veya diğer iletişim vasıtalarıyla aileleriyle, başka kişilerle ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileriyle haberleşmelerine ve bu kişilerinmahpusları ziyaret etmelerine izin verilmelidir.”