Suruç Katliamı failine 34 kez ağırlaştırılmış müebbet istemi 2021-05-27 13:24:40     URFA - Suruç Katliamı Davası’nda mütalaasını açıklayan savcı, dosyanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin için 34 kez ağırlatılmış müebbet hapis cezası istedi. Duruşmada sanık Yakup Şahin’e “katil” denmesine cinsiyetçi söylemlerle müdahale eden mahkeme başkanı, tepkiler üzerine özür diledi.   Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi'nde bir araya gelenlere yönelik DAİŞ’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 genç katledilmişti. Saldırıya ilişkin açılan davanın 19'uncu duruşması Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, avukatları, Urfa Barosu'na bağlı avukatlar, HDP Milletvekili Ayşe Sürücü, yerine kayyım atanan Suruç Belediye Eşbaşkanı Hatice Çevik katıldı. Pandemi gerekçesi ile salona sınırlı sayıda kişi alındı.    Dava dosyasının tek tutuklu sanığı olan ve bugüne dek mahkeme salonuna getirilmeyen Yakup Şahin, yine duruşmaya tutuklu bulunduğu Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada dosya savcısı mahkeme heyetine mütalaasını sundu.    Savcı, davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin için 34 kez ağırlatılmış müebbet hapis, 70 yaralı için de TCK'nın 174/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasını istedi. Savcı, dosyanın firari sanıkları İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin dosyalarının ise tefrik edilmesini talep etti.   ‘Ciddi bir inceleme yapılmadı’   Ardından söz alan Suruç ailelerinin avukatı Sevda Çelik Özbingöl, tutuklu tek sanık Yakup Şahin’in mahkemeye getirilmemesinin dosyanın ilerlemesinde bir engel olduğunu söyledi. Tutuklu Yakup Şahin ve firari sanıklar İlhami Bali ile Deniz Büyükçelebi hakkında şimdiye kadar yeterli bir inceleme yapılamadığını dile getiren Sevda, “Ankara Gar Katliamı sanıkları ile beraber bağlantıları ve irtibatlarının tespit edilmesi gerek. Özellikle İlhami Bali, Deniz Büyükçelebi’nin Antep ve Ankara Katliamı sanıkları ile bağlantısının tespiti yönünde bir inceleme yapılması gerek. Şimdiye kadar ciddi bir inceleme yapılamadı. Özellikle Yakup Şahin’in duruşmada hazır edilmesi önemlidir” şeklinde konuştu.   ‘Ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı’   Savcılığın okuduğu mütalaanın eksik olduğuna değinen Sevda, “Bu dosyada adalet isterken ne kadar haklı olduğumuz sonraki süreçlerde yaşanan saldırılarda ortaya çıktı. Bir noktada biz adaleti sağlamazsak başka bir noktada önü alınamaz bir şekilde adaletsizlikler ortaya çıkar. Mahkemenin hakkında suç duyurusu bulunduğu ve şuan hala tutuklu olmayan kişiler var. Dosyanın sanığı olması gerekirken tanık vasfında dinlenen çok sayıda kişi var ki bu dosya ile bağlantılarının olması gerekiyor. Ne yazık ki mütalaada eksikler mevcut” dedi.   ‘Ailelerle yüzleştirilmeli’   Suruç ailelerinin bir diğer avukatı Sezin Uçar, “Faillerin yaptıklarının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerek. Şahin’in ailelerle yüzleştirilmesi gerekir. Bu katliamı bir kişinin mi gerçekleştirdiğini düşünüyorsunuz? Örgüt bağlantısı var, yardım edenler var, raporlar var. Bunların hepsinin değerlendirilmesi gerek. Ocak ayında Azzo Halaf Süleyman el Aggal yakalandı. İçişleri Bakanlığı bununla ilgili açıklamada bulundu. Davaya bakan heyet olarak hiç mi merak etmiyorsunuz? Bu kişinin Suruç ile nasıl bir bağlantısı var. Emniyet Müdürlüğü'nden alınan ifadelerden kopyala yapıştır ifadeler dosyaya eklenmiş. Basından biliyoruz ki Azzo Halaf Süleyman el Aggal ile Yakup Şahin’in hiçbir bağlantısı araştırılmadan bir tutanak gönderilmiş. Yakup Şahin’e burada bir mahkumiyet kararı verseniz bu katliam açığa mı çıkmış olacak. Azzo Halaf Süleyman el Aggal ile ilgili 3 sayfa araştırma tutanağı geldi, ancak Suruç’a dair bir ibare yok” ifadelerini kullandı.   ‘Davutoğlu dinlensin’   ABD Maliye Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Dairesi'nin DAİŞ’le bağlantılı üç kişi ve bir şirkete ilişkin yaptırımlarını hatırlatan Sezin, yaptırıma tabi olan şirketler arasında Türkiye'de faaliyet gösterenlerin bulunduğunu belirtti. Sezin, “Bu açıklamada adı geçen kişi ve şirketlerin incelenmesinin bu dosyaya katkısı olacağını düşünüyoruz. Bu insanlara patlayıcı ve mali destek sunan kişilerin belirlenmesi lazım, muhakkak birileri destek verdi. Amerika’da alınan yaptırım kararı ve bu kararda adı geçen şirket isimlerinin incelenmesini istiyoruz.  Davutoğlu, Suruç Katliamı'nın yaşandığı döneme dair bazı açıklamalarda bulundu. Faillerin bulunması için Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesini talep ediyoruz. Bir sonraki duruşmada Yakup Şahin’in mahkeme salonunda hazır bulundurulmasını talep ediyoruz. Davutoğlu’nun bu yargılamada söyleyecek bir sözü olduğunu düşünüyoruz” diye kaydetti.   Avukatların sözü kesildi   İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şube Eşbaşkanı Mustafa Vefa da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesinin önemli olduğunu dile getirerek, “Ahmet Davutoğlu dün Meclis önünde açıklama yaptı, buraya mahkemeye getirilebilinir. Koruması olmayan bir kişi gelsin burada açıklasın” dedi.   Mahkeme heyeti, sık sık avukatların savunmasına müdahalede bulundu. Avukatların, sözlerinin kesilmesine tepki göstermeleri üzerine salonda gerginlik oluştu.    ‘Kızımın hesabını sormaya geldim’   Duruşmada söz alan patlamada yaşamını yitiren Naze Gül Poyraz’ın kızı Yasemin Poyraz, sanık Yakup Şahin’in kastederek “Biz senin gibi rahat değiliz. Benim annemin kanlı elbiseleri daha yeni geldi. Suruç’a gelinceye kadar 10 defa aramadan geçen bu insanlar patlamadan sonra yüzde 50 kusurlu bulundu. Bu hakaret kabul edilemez. Bu insanlar öldükten sonra mı kusurlu oldu? Hayatımız alt üst oldu” diye belirtti.   Yaşamını yitiren Ezgi Sadet’in babası Ali Sadet, “Ben buraya keyfime gelmedim, ben kızımın hesabını sormaya geldim. Bu katliamın içinde devlet, MİT, herkes var ama sanık koltuğunda bir kişi var. Bu dosya bir an önce kapatılmaya çalışılıyor” değerlendirmesinde bulundu.   Faile ‘katil’ denmesine müdahale edildi   Katliamda yaşamını yitiren İsmet Şeker’in kızı Dilek Kaya, “6 yıldır buraya adalet için geliyoruz. Biz burada bombacıya bombacı diyeceğiz. Babamın yanlış kefenlenen kemikleri hala gözümün önünden gitmiyor. Davutoğlu neden dinlenmiyor? Bu dosya neden bu kadar çabuk kapatılmaya çalışılıyor?” diye sordu.   Saldırıda yaşamını yitiren Çağdaş Aydın’ın babası ve saldırıdan da yaralı kurtulan Fethi Aydın, Yakup Şahin’e “katil” deyince fail itirazda bulundu. Bunun üzerine mahkeme başkanı Fethi Aydın’a dönerek, “Hükmü kesinleşmeyen birine katil demeniz hukukun sınırlarını aşıyor. Fahişeye bile fahişe diyemeyiz” demesi tepkiye yol açtı. Avukatların itirazı üzerine mahkeme başkanı sarf ettiği sözler nedeniyle özür diledi.   Saldırıda yaşamını yitiren Murat Yurtgül’ün annesi Şemsiye Yurtgül de tercüman eşliğinde Kürtçe konuştu. Şemsiye, “33 kişiyi öldüren birine nasıl biz katil demeyelim. Bizim çocuklarımız şehittir. Ben ölene kadar adalet mücadelesi vereceğim” dedi.   ‘Bana ‘yargılanmayacaksın’ dediler’   Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla katılan Yakup Şahin, “TEM Şube’de ifadem alınırken daha Ankara iddianamesi çıkmamıştı. Defalarca sordum bu dosyadan yargılanacak mıyım? ‘Yok, yargılanmayacaksın’ dediler. Devletin polisi yalan beyanda bulunabilir mi? Bu dosyada ilk bana iddianame geldiğinde benim kurban olacağımı kabul ettim" dedi. Dosyada kendisine ilişkin somut delil olmadığını iddia eden fail, "İddia makamının böyle bir mütalaa hazırlayacağını çoktan biliyordum” diye konuştu.   Duruşma ertelendi   Fail, konuşmasında ailelerin avukatlarını hedef aldı. Bu sırada failin mikrofonunun kesilmemesine avukatlar tepki gösterdi. Failin konuşmasının ardından duruşmaya ara verildi.   Verilen aranın ardından mahkeme heyeti avukatların tevsii tahkikat taleplerinin ayrıntılı yazılması için 30 gün süre, iddia makamının mütalaasına karşı sanık, sanık müdafi, katılanlar ve katılanların vekillerine savunma için süre tanınması, sanık Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali hakkında yakalama kararının devamı, Yakup Şahin’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Avukatların esasa dair tüm taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı 29 Eylül 2021 tarihine erteledi.   Emine ve Ferit Şenyaşar ziyaret edildi   Duruşmadan sonra Suruç aileleri, Urfa Adliyesi önünde 80 gündür “adalet” nöbeti tutan Emine Şenyaşar’ın yanına gelerek açıklama yaptı. Burada konuşan Dilek Kaya, “Bir kez daha adaleti bulamadık ama umudumuzu kaybetmiyoruz. Adalet mücadelemize devam edeceğiz” dedi.