Figen Yüksekdağ: Mehmet Tunç bir kahramandı 2019-06-14 13:27:48   ANKARA - Cizre bodrumlarında yaşanan vahşetle savunmasına devam eden HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Mehmet Tunç, bir kahramandı. Bu kadar yaptığı şeyde bütün Türkiye toplumuna önemli bir mesaj verdi; ‘Biz diz çökmedik, çökmüyoruz’ dedi. O sesleri Türkiye duymadı” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu yargılandığı ve hakkında hazırlanan 7 ayrı fezlekenin birleştirilmesiyle oluşturulan davanın 12'nci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor.   ‘O sesleri Türkiye duymadı’   Mehmet Tunç ve Orhan Tunç’un cenazelerine katıldığı gerekçesiyle hakkında hazırlanan fezlekeye dair savunmasına devam eden Figen, “Türkiye bu yaşam anlayışının gerçekliğini bilmeyen insanlarla acıya yabancı kalıyor. Onca ölen canların yaşamını yitirmesinin önüne geçebilseydim, ablukaların önüne geçebilseydik.  İnsanlar Cizre Bodrumlarında yeni bir katliam silsilesiyle karşı karşıyaken, insanların vicdanlarına hitap ettiler. Mehmet Tunç, bir kahramandı. En zor koşullarda yaşam inancını kaybetmemek kahramanlıktır. Bu kadar yaptığı şeyde bütün Türkiye toplumuna önemli bir mesaj verdi; ‘Biz diz çökmedik, çökmüyoruz’ dedi. İnsan karanlığa hapsedilmişken, elinden kimse tutmuyorken bu inanç yaşatır. O sesleri Türkiye duymadı” dedi.   ‘Siyasi iktidar karşısında muhalif istemiyor’   Türkiye, Avrupa ve Dünya’nın gözü önünde bir katliam gerçekleştiğini anımsatan Figen, şu sözleri kullandı: “Uluslararası kurumlarda kaç çocuğun, kadının öldüğü kayıtlarda mevcuttur. O süreçte, barikatların kurulduğu süreçte insanlar evlerini terk etmediler. O barikatların içerisinde sivil insanlar vardı. Orayı terk etmeyen oraya bağlılığını koparmak istemeyenler öldü. Bir siyasi iktidar bunu anlamıyorsa o siyasi iktidarın sorunudur.  Oradaki kolluk kuvvetleri, siyasi iktidar orada bulunan halka açık açık sizi oradan çıkarmayacağız dedi. Ama orada yapılanlar bu insanların Kürt olmasından kaynaklıdır. Siyasi iktidar karşısında muhalif istemiyor. Karşısında halsiz, pasif siyasiler istiyor. O dönemde Meclis’ten takip ediyorduk, insanların hayatlarını kurtarmaya çalışıyorsun ama insanların ölümünün önüne geçemeyecek bir durumda kalıyorsun. Sokak eylemlerinde demokratik eylemlerde katliamın önüne geçmeye çalışıyorduk.”   ‘Kürtlere karşı tasfiye girişimi yapıldı’   Vali ile operasyon yapan kişilerle, İçişleri Bakanlığı ve Başbakanla iletişim halinde olduklarını anlatan Figen, savunmasını şöyle sürdürdü: “Cizre’den yurttaşlar telefon açıyor bu noktadayım diyor biz kolluk güçlerine bildiriyoruz kolluk güçleri kurtarmak yerine orayı bombalıyorlar. Tüm bunlar birde siyasi kazanım olarak gösterildi. Türkiye içinden çıkamayacak bir hal haline geldi. Siyasi iktidar bugün be ne yaptım demeye hakkı yok. Biz onlara yapmayın dedik. Türkiye kazanmıyor. Bu siyasi iktidarla kazanamaz. Bütün kesimlere, Kürtlere karşı tasfiye girişimi yapıldı.   ‘Tek suçumuz Cizre’de olanları engelleyemedik’   Cizre’de bu açık açık oldu. İçişleri Bakanı oradaki kolluklar lafımızı dinlemiyor dedi. Bu koşullar içerisinde insanların yaşam hakkı elinden alındı. Ölümler olmadan engellemek istedik. Biz ne söylediğimiz sözlerden nede katıldığımız eylemlerde geri çekilmedik. Tek suçumuz Cizre’de olanları engelleyemedik. Cemile’yi, Taybet Ana’yı kurtaramamış olmak. Tek sancımız bu. Kan hayat verir ve insanı var eden kandır. Bir toplumun hayatı dökülen kanla arada kalmaz, yürür, başka hayata karışır. Kimse dönüp bu memleket bu kadar gelişebilecekken, neden hala kan dökülüyor? Sorusunu sormuyor.   ‘Sorumlular siyasi iktidardır’   Askeri araçların sıralamasında birinciyiz. Ekmeğin, patlıcanın derdine düşen mermiden neden haber olsun ki? Biz bu gerçeklikleri söylemek zorundayız. Biz insanların hayatlarını kurtarmayı başaramadık. Bunun sorumluları siyasi iktidardır. Bunda benim başarısızlığım vardır. Kente giren siyasetçilerden birisiyim.”   Cizre’ye girdiklerinde yaşadıkları vahşeti anlatan Figen, şöyle konuştu:    “O anları yaşayanları kimse anlayamaz. Girdiğimizde yanık et kokusu vardı. Bir o yananlar bir de o yakanlar vardı. Cizre’de siyasi iktidar gözümüzün içine baka baka bir beka sorunu olduğunu söylemeye devam edip, bizi ikna etmeye çalışıyordu. Unutulmayacak oradaki kan kokusu, insan kokusu unutulmayacak. Yaşadıkları yerlerde karşılarına çıkacak. 4 gün boyunca girişlerimize izin vermediler. Orada temizlik yaptılar. Sonuç engellenmemiz kaldırıldığında bizimle birlikte yüzlerce insan akın akın girmeye çalıştı. Barikatların olmadığı mahallelere de girilmişti. Çatışma, gasp olayları vardı. Başka mahalleleri de gezdik ve en son bodrumlara girme kararı aldık. Kimyasal bomba kullanılmıştı. ATK raporlarında bu mevcuttur biz içeri girdiğimizde Adli Tıp kurumundan gelenler inceleme yapıyorlardı. Ona rağmen girdik içeriye ve onlar incelemelerine devam ediyordu. 4 gün boyunca temizleme yapmalarına rağmen hala odaları temizleyememişler ve delilleri ortadan kaldıramamışlardı. Mehmet Tunç o bodruma kardeşi ve diğerlerini kurtarmak için girmişti. Onlara karşı herkes görevini yerine getirmek için bir şeyler yapmadı. Son istediğini yerine getiren kişi için hazırlanan bu iddianameler siyasi iktidarın gafleti içerisindedir.   ‘Halen kendi çizgimizdeyiz’   Tüm demokrasi şehitleri ölümsüzleşmiştir, onların anılarını yaşatacağız. Ölülerimize karşı yaptığımı siyasi iktidar durdurmaya çalışsa da bizler durmayacağız. Onların vicdanlarına, merhametine asla ihtiyacımız yoktur. Biz sadece onlara akıl veriyoruz. Halen kendi çizgimizdeyiz. Baskı altında, esaret altında da olsak da siyasi iktidar halen bizleri bitiremedi.”   Duruşmaya bir saat verildi. Duruşma öğleden sonra Figen'in savunmasıyla devam edecek.